KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

En büyük tehlike: Kripto kimlik

En büyük tehlike: Kripto kimlik


İmparatorluktan ulus devlete:


Büyük bir İmparatorluktan ırka dayalı ulus devleti pek de kolay olmuyor ,bu sebeple neredeyse bir asırdır iki yakamız bir araya gelmiyor. Türk Türk'tür, Arap Arap'tır, Kürt ise Kürt'tür.
Bunlardan hiç biri diğerinin ırkını benimsemek ve kabullenmek zorunda değildir.'' Ne mutlu Türküm diyene'' olmadı, olmuyor, '' kırk yıllık Kani olur mu yani'' olmadı olmuyor.

Ben Türk olduğum halde neden kendime Arap veya Kürt dedirteyim.
Benin baş tacı gördüğüm andım Araba Kürde niye dayatıldı ki.
Lakin bu hata yıllarca yapıldı ve Kürde, Araba zorla “Türküm, doğruyum” dedirtildi.
Sonuç oldukça aşikar; 
Bu gaz sıkışmasını sezen pusuda ki düşman da bu fırsatı kaçırmadı ve bir çok Kürt gencinin aklını çelerek Türk devletine düşman etti.

Gelelim en tehlikeli konuya, bizim hatalarımızın nedeniyle oluşan yangına benzin dökenlere;


Bizden olan yada görünen Arap'ını ve Kürt'ünü geçtim, asıl en büyük sorun, hata asla bizden olmayan ve Osmanlıda Gayrimüslim tebaa kategorisine giren Ermenileri, Rumları ve Yahudileri Türk kabul etmek olmuştur.
 
Bugün geldikleri nokta
Basit bir misal ile, Prof.Dr. Yasin Aktay, AK Parti Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmaktadır. Bayburt'ta katıldığı bir panelde aynen şu ifadeyi kullanmıştı: "Türk dediğimiz şey zaten bir sentezdir. Türk diye bir ırk yoktur."

Bugün bir bakın tarikat ve cemaat önderlerine, hedef aldıkları öncelikli konu Türk milliyetçiliğidir, Türk düşmanlığı yapan bu sözde şeyh ve hoca efendileri kazıyın altından zaten ya Arap Ya Kürt milliyetçiliği çıkar.
Siz siz olun, söze değil, sözü söyleyenin kimliğine bakın.

Siyasal İslamcıların Türk düşmanlığı:


Türkiye'de, siyasal İslamcılar arasında Türk düşmanlığı oldukça yaygındır ve İslamcılığın önemli bir parçasıdır.
Bu düşmanlık sadece bireysel ve tarihsel değil, aynı zamanda genel bir düşmanlıktır.
Türklere karşı her şeye karşıdırlar;
Türk diline (Türkçe 'ye), Türk müziğine, Türk söylencesine ve Türk kültürüne karşı düşmanlık beslerler.

Neoliberal gruplar, sözde muhafazakar ümmetçi kitle ve hükümetin desteklediği Kürtçü grupların propaganda ve faaliyetleriyle Türk düşmanlığı her platformda körüklenmektedir.
Türk kelimesinin adını taşıyan bir devletin, kendi kurumları aracılığıyla Türk düşmanlığı yapması sadece bizim gibi ülkelerde görülmektedir.

Türkler, özgüvenleri sayesinde etnik ayrım yapmadan diğer insanlara yaklaşırlar.
Ancak bazıları, kendilerini Türk hissetmeyenlerden veya Türk olmayanlardan, dışa bağımlı çıkar ilişkisi ve postlarını korumak için Türk düşmanlığı yapmaya devam eder.
Göz ardı ettikleri ise Yasin Aktay gibi bazılarının, Türklerin sağladığı imkanlar sayesinde profesör olmuşlardır.

Bu gün yetmiş yaşına yaklaşırken geriye dönüp baktığımda bizim gençlik yıllarımızda, insanlar birbirlerinin etnik kimlikleriyle ve mezhepleri ile ilgilenmeden ve ayrım yapmadan bir arada yaşardı.
Bayan öğretmen ise okula kadar eşarbı ile gider okulda çıkarır ve derse girerdi.  
Herkes birbirine insanca davranarak sevgi ve saygı gösterirdi.
Ancak kimse kendi kökenini inkar etmezdi.
Çünkü kökenini inkar edenler toplumda dışlanırdı.
Son yirmi yıldır neden sürekli Türk düşmanlığı vurgusu yapılıyor, bunu anlamak mümkün değil.

Türkler Türklüklerini kanıtlamak zorunda değiller.
Türk düşmanı bazı alçaklar, Türklerin hoşgörüsünü ve Türklerin Türk olmayanlara karşı gösterdiği hoşgörülü tutumu istismar ederek, Türklüğü tartışmaya açmak ve zayıflatmak istiyorlar.

İşte bu kategoriden olan sözde gerek bazı liberal kesim, gerekse sözde dindar siyasal İslamcılardan “elit zannedilen bir kesim” Türklüğü kayıtsız şartsız kabul etmiş görünüyor, peki bunu biz Türkleri çok sevdikleri için mi yapıyorlar?
Elbette hayır.
Türklüğü kamuflaj olarak kullanıyorlar, böylelikle girmedikleri kurum, kuruluş, parti ve cemaat kalmıyor.

Bugün karşımızda duranlar ve ayağımızın altını kazanlar işte bu Türk olmadığı halde Türk görünenler ve Türk kabul edilenlerdendir.
Yüzlerce yıldır bizimle gizliden mücadele eden, hoca kılığına girmiş Türk düşmanı gayri millilerdir.

Tarikat ve cemaatler vasıtası ile milliyetine düşman edilen Türkler çaktırmadan Araplaştırılmaktadırlar.
Mülteci politikası sonucu olarak nereyse azınlık durumuna düşürülmüş olan Türkler böyle giderse kendi öz vatanlarında kimliksizleştirilecek ve yakın zamanda ülke yönetimini de kaybedeceklerdir.

Türk düşmanlığı nedir, kimlerdir?


Türk düşmanlığı politik İslamcıların yaşam tarzı, varlık nedenidir. Milliyetçiliği ayaklar altına alan, birleşik yapının yıkılmasını hedefleyen, ülkede yapay bir azınlık sorunu yaratan, Türkiye Cumhuriyeti'ni adım adım Araplara teslim eden, bu ülke insanının geleceğini, doğasını, madenini, varlığını kötüleyen, yok eden düşünce ve yapılanmanın bitmeyen motivasyon kaynağıdır.

Bu ülkede en zor şey Türk olmaktır.

Ülke yönetimine talip olanların söylemlerinden çok kimliklerine dikkat edilmelidir.
Söyletene ve söyletenin kimliği sözün anlamından önce gelmelidir.
 Pilavın içindeki en tehlikeli taş pirin. görünümüne bürünen beyaz taştır.

Son söz:

AKP yeni anayasa ile birlikte Türklük yerine Türkiyelilik kavramını yerleştirmeye çalışıyor. Bu kavrama MHP'nin karşı çıkacağı düşünüldüğü için süreci CHP ile birlikte yürütmenin taşları döşeniyor sanki, Özgür Özel’in “Arapça” açıklamasının arka planında yatan gerçek niyet bu yönde olabilir . Eğer ki, Anayasanın başlangıcında ilk dört maddeye dokunulursa, Türk milletine de direniş hakkı doğacağını hiç kimse unutmasın.

Ahmet ATAM