-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Pesendi Hacı Ali Dede

Kütahyalı şair Pesendi hacı Ali Dede
Kütahyalı şair Pesendi hacı Ali Dede



Kütahyalı şair Pesendi hacı Ali Dede Kimdir? Kütahya'nın önemli kültür ve sanat miraslarından biri olan Pesendi hacı Ali Dede, 19. Yüzyılda yaşamış Mevlevî bir mutasavvıf ve divan-tekke şairidir. 

Pesendi Hacı Ali Dede Ortakçı destanı


Asıl adı Ali olan şair, şiirlerinde Farsça "beğenilmiş, beğenilen" anlamına gelen "Pesendî" mahlasını kullanmıştır. 
Ayrıca hac farizasını yerine getirdikten sonra Hacı Pesendî olarak da anılmıştır.

Pesendî, 1813 yılında Kütahya'nın Maruf mahallesinde doğmuştur. 
Ailesi hakkında fazla bilgi bulunmayan şairin dört çocuğu olmuştur. 
Bunlardan küçük oğlu Şemsettin, babasının sazını çalarak ve koşmalarını okuyarak onun izinden gitmiştir. 
Pesendî, eğitimine mahalle mektebinde başlamış, daha sonra Müderris Doğlarlı Osman Efendi Medresesinde öğrenim görmüştür. 
Ancak eğitimini yarım bırakarak hocası Kütahyalı Ârifî'nin yanına giderek ondan feyz almış ve onun desteğiyle şiir söylemeye başlamıştır.

Pesendî, gençliğinde sazını, şiirlerini ve seyahat etmeyi çok sevmiştir. 
İstanbul, Bursa, İzmir, Konya ve Eskişehir gibi şehirlere gitmiş, hatta Medine ve Mekke'ye giderek hacca gitmiştir. 
Şairliğinin yanında iyi bir hattat olan Pesendî, Mekke'de "ta'lik hattı" ve "tırnak yazısını" öğrenmiştir. 
İhtiyarlığında seyahati ve sazını terk ederek Kundukviran'daki bahçesinde sevenleriyle birlikte yaşamaya başlamıştır.

Pesendî, şiirlerinde dinî ve tasavvufî konulara değinmiş, Mevlevî geleneğine bağlı kalmıştır. Şiirlerinde hem hece hem de aruz vezni kullanmıştır. 
Şiirlerinin bir kısmı cönk şeklindeki bir mecmuada toplanmıştır. 
Ayrıca Ortakçı Destanı adlı bir eseri de vardır. 
Bu eserde köylü ile şehirli arasındaki ilişkileri anlatmış, insanların birbirleriyle sosyal münasebetlerini tenkit etmiştir.

Pesendî, 1913 yılında vefat etmiş ve Kütahya'da Hisaraltı Sarıkaya kabristanlığına defnedilmiştir. 
Kütahya'nın yetiştirdiği önemli Mevlevî şairlerinden biri olan Pesendî'nin hayatı ve eserleri üzerine yapılan çalışmaların artması dileğiyle...

Kütahyalı divan şairi Pesendi hacı Ali Dede ortakçı destanı, bu destan Kütahyalı şair Hacı Pesendi tarafından yazılmış, köylü ile şehirlinin ortaklık yapması ve bu ortaklığın kötü sonuçlanması ile ilgili bir destandır.

Ortakçı destanı

Dinle köylü il şehirli hikayesini
Vasfedeyim size bu macerayı
Sakın alma köylünün bir hediyesini
Yıpratır kapıyı bekler konağı.

Köylü der; şehre geldim bugün efendim
Pek severim seni kimim var benim
Çarığım eskidi yoktur yemenim
Olalım seninle ekin ortağı

Şehirli der; köse ben ondan bıktım
Kim ile ektimse hep zarar ettim
Çok atlar öldürdüm hayli seyrettim
Faide görmedim geç bu sevdayı

Köylü der; ağacığım ey iki gözüm
Bilirsin Mevla'ya doğrudur sözüm
Benim tarlalarım ağardır yüzüm
İnsan diksen biter, taban toprağı

Şehirli der; size akıl ermiyor
Mevla verse bile köylü vermiyor
Kardan geçtim tohum eve girmiyor
Her sene harmanda tutup kavgayı

Köylü der; deme öyle kelamı bana
Hak nasip etmesin haramı bana
Efendim hiç haram yarar mı bana
Helalinden versin Mevla'm parayı

Şehirli der, gerçi biz ortak olsak
Ne derdin var ise hep dayak olsak
Ufak hayvan sığır ortaya koysak
Yeter artar bize yoğurdu yağı

Köylü der, ağa bende kız oğlan gani
İki senede hacca gönderecem seni
Bende hele sen bir kere beni
Yeni buldum senin gibi ağayı

Şehirli der; köse senden hoşlandım
Sözlerine nasılsa aldandım
Kaç dönüm nadasın var ise kandım
Kaçı buğday kaçı gelir arpayı

Köylü der; nadas yüz dönümden ziyade
Cümle arpalık hep ala yerde
Bütün gübreledim kaldım seherde
Dolduralım arpa ile buğdayı

Şehirli der; yarın köye gitmeli
Biraz çuval hem araba getirmeli
Arpa buğday ne istersen götürmeli
Bu iş senin katlanmalı cefayı

Köylü der; yarınlık da burada kalsak
Biraz basma kesme yemeni alsak
Kirkor a borcum var
Yenilesek sırtımdaki abayı

Şehirli der; köse bunun çaresi
İstediğin kadar kuvvet paresi
Evvelden var bende dirgen yaresi
Yeniden başına soktun belayı

Köylü der; işim bitti ben dolaşayım
Gece gündüz köye dek ulaşayım
Efendim durmayıp ben çalışayım
Sen rahatında ol, eyle sefayı

Şehirli der: ne verdimse yazalım
Biraz daha gönül, yürek üzelim
Bahar gelsin tarlaları gezelim
Sonra senle etmeyelim niza ı

Köylü der; ağa asla ben hile bilmem
Bu kapıdan gayri ölünce gitmem
Hanımla beraber salt seni götmem
Yaz gelince gezdireyim sahrayı

Şehirli der; atı götür beslensin
Kazlar bile gitsin hem yavrulasın
Hele sular aksın çağlar çağlasın
Bülbüllerden dinleyelim selayı

Köylü kaptığını doğru köye indirdi
Evin içini bedestene çevirdi
On da bir ekmedi borca gönderdi
Dedi: karı sus duymasın kulağı

Şehirli der; şu köylü hilesiz olsa
Hak verse. Tarlalar mevsimin bulsa
Küçük büyük ambar cümlesin dolsa
Veresi satardım bütün zahrayı

Köylü bu kazın hayli tüyünü yoldu
Aba tilki kuyruk şehri buldu
Çünkü arpalığı şehirde buldu
Efendi yatarken çaldı tokayı

Efendi uykuda yatar dediler
Sabır biraz şimdi kalkar dediler
Hediyen varsa çıkar dediler
Köylü sundu heybeden on yumurtayı

Köylü der; şehirliyi ah kandıralım
Sureti haktan varup inandıralım
Sığır sıpa hayvan dolandıralım
Kovarsa gimeyim dikem asayı

Efendi uyandı verdi sedalar
Duydu hizmetçiler geldi etbalar
Dediler ortakçı, eyler dualar
Dedi ki ekmiş mi hep tarlalar

Çağırdılar köylüyü efendi mahmur
Dedi ki köse gitme bugün eylen, dur
Nasıl işlerine oldun mu mecbur
Kurtardın mı tohumu bulup ayamı

Köylü der; ey efendi verirse Mevla
Bu sene gelirat ziyade ala
Deneler hep çıktı kalmadı asla
Yeşil çimen tuttu bütün ovayı

Şehirli der. Köye samanlık yapsam
Ambar satarlar mı köylüye sorsak
Bir konak yaptırsak yaz, kış otursak
Güz gelince yenisinin kolayı

Köylü der; efendi hepsi olur
Senin dediklerin yerini bulur
Ufak hayvan sığır lafı nice olur
Biraz eksek, burçak ile yulafı

Şehirli der; her ne dersen yaptırem
O köyde ben seni ağa çağıttırem
Yarın yanına bir uşak kaddırem
Çiftlikten al götür, olan hayvanı

Köylü hayvanı kaptı başına gitmez
Gece gündüz yatar çocuklar gütmez
Şehri yol etti tuz ekmek yetmez
Üç günde birine bastı bıçağı

Şehirli der; geçti yaz günü vaadi
Ortakçı unuttu bizi daveti
Kahrından söylemez köylü dayı
Hayvanı bitirdi astı sopayı

Köylü der; efendime bir duyuralım
Hayvanlara düştü hastalık zalım
Bilmem ki neyleyip kolay takalım
Geçibaşı geldi hasta alayı

Şehirli der: çobanlara sormalı
Ben bilirsem katran matran çalmalı
Eğer olmaz ise yola urmalı
Geçirmeli tez çabucak adayı

Köylü der; harman geldi varup başlasam
Eski işi sevmem ne yapsam ne işlesem
Ekine san çaktı nasıl söylesem
Söylemesem sonra yüz karalığı

Şehirli der; daha harman gelmeden
Dahi nolup olayacağını bilmeden
Bari atı getir oda ölmeden
Malımın başına gideyim bari

Köylü der; arpa çimen iken kavrıldı
Buğday kelle çıkarmadan kurudu
At gezemez ön bacağı kırıldı
Sığırlardan kaldı iki buzağı

Şehirli bu işi sorar köylüden
Söylemez doğrusunu kimse korkudan
Meğer ayan imiş bu işi tutan
Babasını öldürmüştü ezeli

Köylü köyüne vardı evde de kolcu
Var idi vergiye şu kadar borcu
Diri dana diri buzağı, keçi
Satıp verdi bütün, aldı parayı

Şehirliyi tuttu şimdi büyülek
Vardı harmanını, buldu söverek
Harmanım dediği iki öbelek
Sanırsın ki ser çekiyor semaya

Köylü baktı hengamı gördü geriden
Bir hayvan koymadı netsin sürüden
Geldi hoş beş söz ileri geriden
Dedi ateş getir yakın ocağı

Şehirli der köylüye, söz tutmamışsın
Geç koymuş harmanı koyultmamışsın
Bekarlar nerede sap çekmemişsin
Ne çekmedin yulaf ile burçağı

Köylü der; ağa bu sene gibi hiç bilmem
İnan bunun içi şehre gelemem
Altından kalkarım bunun ölmezsem
Kurak sürdü bu yıl harmancı ayı

Şehirli der, yeşil çimen nice oldu
Alça alça kuşlu çinen nice oldu
Yüz dönümden nadas harman nice oldu
Dinlemem ben söyleme kurt masalı

Köylü der; aman ağa pek incelersin
Hakkın vermediğini benden istersin
Bir yemin hakkın var dava edersin
Kim gelse yeğkinir benim gibi fukarayı

Şehirli der; harman dursun geride
Sığır sıpa hayvanlarım nerede
Nişanım var her deride
Damgalıdır her birinin kulağı

Köylü der; sığırların gelmeden bitti
Koyunlarını bütün kelebek ten gitti
Keçilerin kimi başından gitti
Birazlarını kurt sürdü aşağı

Şehirli der, kalmadı mı gerisi
Getir görem ölenlerin derisi
Kazlar gettin , hem yavrusu hem irisi
Söyle atın nerde kırdın bacağı

Köylü der, hep emeklerim yanarım
Sanki ben hırsızım malın çalarım
Söylemedim emme yumurtalarım
Ekmek bilmez şimdi kurdum sofrayı

Şehirli der: cem i on dört yumurta
Kış altı ay bize oldu nafaka
Akıl akçesidir bana bu varta
Sürünürsün etme bu serencamı

Köylü der; derilerin yarısı yaş imiş
Yarısı çürüdü kelpler taşımış
Benden hesap sorma ne alı ne veriş
Yemedim içmedim işte harmanı

Şehirli anladı yalamış yutmuş
Yerine bin türlü hileler katmış
Bildi çok canlar yakmış neler aldatmış
Takdı boğazına kirli destarı

Köylü basıldı verdi boğazı ele
Aman zaman bilmez uşaklar ile
Toplandı köylüler imamı bile
Urdular koluna bendi urganı

Şehirli bakmadı harmana seçe
Götür arap hapse ta ben gelince
Öğrensin yaptığın, köylü netice
Dinlendi dinlendi , attı sopayı

Şehirli der; köylü yalanına inanma
Taharetsiz namaz kıldığına kanma
Sakın sert söyleme, ona dayanma
Ye çorbayı vur başına çanağı

Şehirli der; onun bir dostu vardır
Gülleri açılır gelirse kafir
Odada bırakmaz evine alır
Birleştirir höşmeri ile çorbayı

Şehirli derki; çoğu işletirler oda
Beş fiyata yem sata sata
Fukara gelirse aç çıplak yata
Korktuğundan örter bitli yorganı

Köylü ziyade cahil hem gafil imiş
Babasını öldürmüş kelp katil imiş
Vaktin valisi de pek adil imiş
Duydu macerayı taktı yuları

Şehirli derki köylüye yok emniyetim
Paşalık etmişsim benim PESENDİM
Elim verenlere bu olsun vasiyetim
Köylü ile olsun yalan ortağı


Kaynaklar:

- PESENDÎ ALİ DEDE, Kütahyalı - Ahmet Yesevi University
- Ali Dede Pesendî 'Nin Şiirlerinde Dinî-Tasavvufî Unsurlar
- DPÜHaber - Mutasavvıf Pesendî Hacı Ali Dede DPÜ’de Anıldı

إرسال تعليق

إرسال تعليق

Yorumlarda lütfen saygılı olun