-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Türkiye'de politikacılık neden cazip bir meslektir

Türkiye'de politikacılık neden cazip bir meslektir

Türkiye'de Politikacı Olmanın 5 Şaşırtıcı (!) Avantajı: İşsizlikten Kurtul, Emekliliğe Koş!"


Türkiye'de siyasetçi olmak neden "kariyer hedefi" haline geldi? İronik bir dille, bu mesleğin kimsenin bahsetmediği cazip yönlerini keşfedin!

Türkiye'de politikacılık neden cazip bir meslektir? Çünkü Herkes Bunu Yapabiliyor!"


Türkiye’de “Ne iş yapıyorsun?” sorusuna “Politikacıyım” cevabını vermek, artık eskisi gibi tuhaf karşılanmıyor. 
Aksine, bu meslek öyle bir cazibe kazandı ki, üniversite mezunları “KPSS mi, yoksa parti rozeti mi?” ikileminde kalıyor. 
Peki, Türk siyasetini bu kadar çekici kılan sır ne? 
Gelin, bu “kutsal mesleğin” ironik avantajlarına beraber göz atalım!

İş Güvencesi: Performans Değil, Parti Rozeti Önemli!


Normal mesleklerde performansınız kötüyse kovulursunuz, ama Türkiye'de politikacılık için aynı şey geçerli değil! Burada önemli olan “doğru partide” olmak. Yıllarca milletvekili maaşı alıp, mecliste selfie çekmek bile “iş tanımınız” olabilir. Üstelik seçimi kaybetseniz bile, bir sonraki yerel seçimde “danışman” unvanıyla geri dönme şansınız %99.9!


Networking Fırsatları: "Tanıdık"la Her Kapı Açılır!


Diğer mesleklerde network kurmak için LinkedIn kullanılır; siyasette ise “akraba, eş dost” yeterli. 
Bir partiye üye olduğunuz anda, belediyeden ihalelere, torpilli atamalardan “özel projelere” kadar her kapı sihirli bir şekilde açılıyor. 
Hatta bu network o kadar güçlü ki, bir dönem milletvekilliği yapmak, emeklilikte bile size VIP statü kazandırıyor!

Halkla İlişkiler Tecrübesi: "Vaadet, Unut, Tekrarla!"


Politikacılık, halkla ilişkiler becerilerinizi geliştirmek için birebir! Mesela seçim döneminde “herkese yüksek ücret” vaat edip, seçildikten sonra “ekonomi kötü” demeyi öğreniyorsunuz. Halkın tepkisini çekmemek için “yeni proje” açıklamaları yapmak, sosyal medyada filtreli fotoğraflarla “halktan biri” izlenimi vermek… Tüm bunlar, özgeçmişinize “iletişim dehası” yazdırmanız için yeterli!

Seyahat ve Konaklama Avantajları: Vergilerinizle Tatil Keyfi!


Normal bir vatandaş tatil için kredi çekerken, siz devlet destekli “yurt dışı temasları” ile dünyayı gezebilirsiniz! Üstelik oteller beş yıldızlı, uçaklar business class. Tabii bu gezilerde “ülke çıkarları” için selfie çekmeyi unutmayın. Nasıl olsa faturayı halk ödüyor!

Emeklilikte Rahatlık: 2 Yıllık Görev, Ömür Boyu Maaş!


Türkiye’de bir devlet memuru 25 yıl çalışıp emekli olurken, sadece 2 yıl milletvekilliği yaparak ömür boyu yüksek maaş alabilirsiniz! Üstelik bu maaş, enflasyonla bile yarışacak kadar “cömert”. Halk açlık sınırında mücadele ederken, sizin “emeklilik ikramiyeniz” birçok kişinin 10 yıllık maaşına bedel.


Sonuç: "Politikacı Ol, Hayat Kurtar!"


Eğer yukarıdaki maddeler sizi ikna ettiyse, hemen en yakın parti binasına koşun ve rozetinizi takın! Unutmayın: 
Türkiye’de politikacılık, yetenek veya liyakat gerektiren sıradan bir meslek değil; “stratejik bir kariyer planı”. Siz yeter ki isteyin, gerisi (halkın cebinden) gelsin…
Bu yazıyı beğendiyseniz, "Türkiye'de siyaset nasıl yapılır?" rehberimiz için bizi takipte kalın!

Türkiye’de Siyasetin ‘Kamu Malına Çökmek’ Gibi Bir Hobi Olduğunu Gösteren 5 İpucu!"


Türkiye’de siyasetin gerçek amacı "kamu yararı" mı, yoksa "kamu malına konmak" mı? İşte bu mesleğin "halkla paylaşılmayan" sırları…

Kamu Malı? Evet, Ama Bizim İçin ‘Kamu Pastası’!"


Türkiye’de siyaset denilince akla gelen ilk şey, "hizmet" değil, "hızlı servet" oluyor. Çünkü bu mesleğin gizli kalmış bir kuralı var: "Kamu kaynakları, siyasetçiler için kişisel birer ATM’dir!" 
Peki, bu "pastadan" nasıl pay alınıyor? 
Gelin, "kamu malına çökmek" sanatının inceliklerini ironik bir dille açıklayalım!

1. "Akraba İstihdamı" ile Devlet Kadrolarına Yerleşme Sanatı


Siyasete atıldığınız anda, devlet daireleri sizin için bir "aile şirketi"ne dönüşüyor. Yeğeniniz kaymakam, kuzeniniz belediye başkan yardımcısı, hatta köpeğiniz bile itfaiye müşaviri olabiliyor! 
Nasıl mı? "Torpil" kelimesini lügatınızdan çıkarın; buna artık "stratejik insan kaynakları yönetimi" diyeceksiniz.

2. "Hizmet İhalesi" = "Cebe Hizmet" Denklemi


Normalde ihale, en uygun fiyatı verene açılır. Ama Türkiye’de siyasetçiler için ihale, "en yakın dostlara özel parti" demek! Yollar, köprüler, hastaneler… 
Hepsi "halk için" yapılıyor gibi görünse de, asıl kâr marjı "cebe hizmet" kısmında saklı. 
Halkın vergisiyle alınan bir arazi, bir bakmışsınız akrabaların tapusunda.

3. "Yasal Dokunulmazlık" ile Hukuktan Kaçış Paketi


Halk için "kanun" neyse, siyasetçi için "tavsiye edilenler" listesi odur! Yolsuzluk iddiaları? Soruşturmalar? Dokunulmazlık zırhınız sayesinde hiçbiri size işlemez. 
Hatta "yargılanma" sürecini bile "bedava reklam arası" olarak kullanabilirsiniz. 
Unutmayın: 
Türkiye’de siyasetçi olmak, hukukun üzerinde değil, hukukun çevresinde dolaşmak demek!
 

4. "Vergi? Biz Vergiyi Halktan Alır, Kendimize Harcarız!"


Halkın ödediği vergilerle lüks arabalar, katlar, yazlıklar… Bu bir hayal değil, Türk siyasetinin standart paketi! 
Siz sadece "halkın hizmetkârı" rolünü oynayın, gerisi kendiliğinden gelecektir. 
Örneğin, "kamu konutu" dediğiniz şey, aslında Boğaz manzaralı bir villa olabilir. 
Kim neyi sorgulayacak?
 

5. "Emeklilikte Vergi Cenneti: Halk Unutur, Siz Keyfinize Bakarsınız!"


Siyasetten çekildiğinizde bile, kamu malına çökmek için yeni yollar bulursunuz. 
Emekli maaşınız, danışmanlık gelirleriniz, "halkla ilişkiler" projeleriniz… 
Hepsi, sizi "eski güzel günlerinize" bağlayan birer altın halat! 
Halk "zam" diye isyan ederken, sizin banka hesabınız dolar bazında büyümeye devam eder.

Eğer amacınız halka hizmet değil de, kendi cebinize hizmet etmekse, Türkiye’de siyaset tam size göre! 
Yeter ki doğru partide olun, gerisi (kamu kaynakları sayesinde) çorap söküğü gibi gelecektir. Unutmayın: 
Bu ülkede siyaset, "devleti yönetmek" değil, "devleti yemek" sanatıdır!

Siyasetçi Marşı: Koltukta Krallar, Cebinde Paralar:


Torpil değil, "kayırma" derler adına,
Devlet kadrosu akraba, dünya döner şakına.
İhale benim, villa karımın, köprü bacanağın,
Fukaralık aldanıp oy veren marabaların!

Siyaset miş! Kim demiş "hizmet" diye?
Cebi doldurmak sanat, liyakat "hikâye"!

Dokunulmazlık zırhın, yolsuzluk kalkanın,
Hukuk uymazsa, etrafından dolanırsın!
Emeklilikte villa, maaşın dolar bazlı,
Halkın derdi zam, senin cennetin yaldızlı.

Siyaset miş! Kim demiş "hizmet" diye?
Cebi doldurmak sanat, liyakat "hikâye"!

Seçim geldi mi "halkçı" kesilir dilin,
Sandık kapandı mı, unutulur vaadin.
Bir selfie çekersin, "halktanım" dersin,
Ama halkın sofrası, senin lütfettiğin.

Ey vatandaş, uyan!
Bu marş sana ders olsun,
Sandığın gücü, kulaklara küpe olsun!
Siyaset "hizmet" değil, bir çıkar sahnesi,
Yeter ki siyasetçinin küpü dolsun.

Siyaset miş! Kim demiş "hizmet" diye?
Cebi doldurmak sanat, liyakat "hikâye"!

Bu şiir, gerçeklerle dalga geçmek için yazıldı. #KamuPastasındanBirDilimDeBizeLütfen 😉


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun
Raushan DesignMafiaXDesignThemeXDesignBacklinks DelightsDelights Backlinks