Kızılbaşlık nedir |
Kızılbaşlığın Tarihi Kökenleri esasları ritüelleri, Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki farklar:
Kızılbaşlık, genellikle Anadolu, İran, Azerbaycan, Irak ve Suriye gibi bölgelerde yaşayan, Alevilik ve Şiilikle ilişkili bir inanç sistemi ve kültürel kimliktir. Terim, tarihsel olarak Safevîler döneminde ortaya çıkmış ve bir mezhep olmaktan ziyade, heterodoks bir İslam anlayışı olarak şekillenmiştir. Kızılbaşlık, inanç sisteminden ziyade tarihsel, toplumsal ve siyasi bir olgu olarak da ele alınabilir.
Kızılbaşlığın Tarihi Kökeni
1. Safavi Hareketi:
Kızılbaş terimi, 15. yüzyılda Şah İsmail liderliğinde Safeviler çevresinde örgütlenen Türkmen topluluklarını tanımlamak için kullanılmaya başlanmıştır. "Kızılbaş" adı, Safavi müritlerinin taktığı, 12 imamı simgeleyen kırmızı başlıklardan gelmektedir.
2. Anadolu Türkmenleri:
Anadolu'da yaşayan Türkmenler, Osmanlı-Safevî mücadelesinde Safavi propagandasından etkilenerek bu hareketin önemli bir parçası oldular. Kızılbaşlık, bu dönemde hem dini hem de siyasi bir kimlik haline geldi. Osmanlılar tarafından bidatçı ve sapkın olarak görülmüş, bu yüzden yoğun baskılara maruz kalmışlardır.
Kızılbaşlığın Esasları
Kızılbaşlık, genel anlamda Şii bir zemin üzerinde yükselmekle birlikte, çok daha özgün ve mistik bir yapıya sahiptir. Bu inanç sistemi İslami unsurları, eski Türk inançları ve yerel geleneklerle harmanlamıştır.
1. Tevhit ve İnsan-ı Kâmil:
Kızılbaş inancında Tanrı'nın birliği (tevhit) ve insanın Tanrı'ya ulaşma potansiyeli (insan-ı kâmil) önemli yer tutar.
2. 12 İmam İnancı:
Şiilikten gelen 12 İmam'a bağlılık, Kızılbaşların inanç sisteminin merkezindedir.
3. Ehl-i Beyt Sevgisi:
Hz. Muhammed'in ailesine (Ehl-i Beyt) duyulan sevgi ve bağlılık, Kızılbaş inancının temel taşlarından biridir.
4. Tasavvuf ve Mistik Anlayış:
Kızılbaşlıkta tasavvuf etkisi büyüktür. Pir, mürşit ve rehber gibi figürler yol göstericidir. Allah'a ulaşma bireysel ve ruhani bir yolculukla mümkündür.
Kızılbaşlığın Ritüelleri
Kızılbaşların ritüelleri, genellikle Alevi ritüelleri ile örtüşür ve daha çok toplu ibadet ve sembolik uygulamalar etrafında şekillenir.
1. Cem Ayini:
Cem, topluluk üyelerinin bir araya geldiği, duaların ve semahın (dönerek yapılan mistik dans) yapıldığı bir ibadettir. Kadın ve erkek birlikte ibadet eder.
2. Semah:
Tanrı'ya olan sevgi ve bağlılığın bir ifadesi olarak yapılan, müzik eşliğinde dönerek gerçekleştirilen mistik bir dans.
3. Muharrem Orucu:
Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini anmak için tutulan oruç.
4. Saz ve Nefes:
Aşıklar ve ozanlar, Kızılbaş geleneğinin önemli bir parçasıdır. Saz eşliğinde nefes (ilahiler) söylenir.
Kızılbaşların Coğrafi Dağılım
Kızılbaşlar, geniş bir coğrafyada bulunur:
Türkiye: Anadolu'nun özellikle Doğu ve İç Anadolu bölgelerinde.
İran ve Azerbaycan: Safevî etkisinin yoğun olduğu yerler.
Irak ve Suriye: Türkmen toplulukları arasında.
Güney Kafkasya: Azerbaycan ve Gürcistan'da.
Orta Asya: Bazı eski Türkmen topluluklarında Kızılbaşlık etkisi görülür.
Kızılbaşlık ve Osmanlı
Osmanlılar, Kızılbaşları siyasi bir tehdit olarak görmüş ve sert baskılar uygulamıştır. Bu süreçte Kızılbaşlar, kimliklerini korumak için daha gizli bir yapı benimsemişlerdir. Osmanlı-Safevî mücadelesi Kızılbaş kimliğinin şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Kızılbaşlık bugün daha çok Alevilik şemsiyesi altında değerlendirilse de tarihsel ve kültürel olarak özgün bir konuma sahiptir. Modern dönemde Kızılbaşlık, çoğu yerde tarihsel bir kavram olarak anılmakta, bazı bölgelerde ise kültürel bir kimlik olarak varlığını sürdürmektedir.
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki farklar:
Kızılbaşlık ve Alevilik genellikle birbiriyle ilişkilendirilse de, tarihsel, inançsal ve kültürel bağlamda bazı farklılıkları bulunmaktadır. İşte bu iki terimi ayıran temel özellikler:
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki Tarihsel Bağlam
Kızılbaşlık: 15. ve 16. yüzyıllarda, özellikle Safavi hareketi etrafında şekillenmiş bir inanç ve siyasi hareketi ifade eder. Şah İsmail ve Safevîler’in liderliğinde Osmanlı'ya karşı oluşan bu yapı, bir yandan heterodoks İslam anlayışını savunurken bir yandan da Safevî Devleti'nin politik çıkarlarını desteklemiştir. Bu nedenle Kızılbaşlık, siyasi ve askeri bir kimlik taşır.
Alevilik: Daha geniş bir tarihsel süreçte, Anadolu, Balkanlar ve Orta Doğu’da şekillenmiş bir inanç sistemidir. Kızılbaşlık, Aleviliğin bir dönemdeki tarihsel ve siyasi tezahürü olarak görülebilir, ancak Alevilik sadece bu dönemle sınırlı değildir.
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki İnanç Sistemindeki Farklılıklar
Kızılbaşlık: Daha çok Şah İsmail ve onun "Tanrısal" bir kişilik olarak görüldüğü bir inanç yapısı etrafında şekillenmiştir. Şah İsmail’e bağlılık (tasavvufi anlamda "mürşid-mürit" ilişkisi), Kızılbaşların inanç sisteminin merkezinde yer almıştır. Safevî etkisi nedeniyle Şii unsurlar da bu yapıya nüfuz etmiştir.
Alevilik: Ali sevgisi ve Ehl-i Beyt’e bağlılık esas olmakla birlikte, daha kapsamlı bir inanç ve yaşam felsefesi sunar. Alevilik; Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre gibi Anadolu erenlerinin öğretilerini ve ahlaki prensiplerini de içerir. Ritüeller, cem törenleri, semah, dede-talip ilişkisi gibi pratiklerle daha kurumsal ve yerel bir kimlik kazanmıştır.
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki Siyasi Boyut
Kızılbaşlık: Osmanlı-Safevî mücadelesi sırasında Osmanlılar tarafından "tehdit" olarak görülmüştür. Bu nedenle "Kızılbaş" terimi, Osmanlı kaynaklarında zamanla bir hakaret olarak kullanılmıştır. Siyasi bir hareket olduğu için Osmanlılar tarafından yoğun baskıya maruz kalmıştır.
Alevilik: Osmanlı döneminde heterodoks bir mezhep olarak görülmüş ve zaman zaman baskıya uğramıştır; ancak Kızılbaşlık kadar doğrudan bir siyasi tehdit olarak algılanmamıştır. Alevilik, zamanla Osmanlı devletine uyum sağlamış ve siyasi boyutunu daha çok arka plana itmiştir.
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki Ritüel ve Pratiklerdeki Farklılıklar
Kızılbaşlık: Safevî etkisiyle, Şiilik’ten gelen unsurları daha yoğun bir şekilde barındırır. Bazı bölgelerde Şii ritüelleri uygulanmıştır. Aynı zamanda, askeri ve dini bir lider olan Şah İsmail’e adanan özel dualar ve törenler önemliydi.
Alevilik: Cem törenleri, semah, muhabbet meclisleri gibi daha toplumsal ve barışçıl ritüeller ön plandadır. Alevilikte bireyin ahlaki gelişimi, toplumsal dayanışma ve manevi olgunluk vurgulanır.
Kızılbaşlık ve Alevilik arasındaki Günümüzdeki Algı
Kızılbaşlık: Günümüzde daha çok tarihsel bir kategori olarak anılmaktadır. Osmanlı-Safevî çatışmasının bir ürünü olan bu terim, genellikle Alevilik içinde bir dönem veya hareket olarak değerlendirilir.
Alevilik: Bugün, çok daha geniş bir kimliği ve pratiği temsil etmektedir. Alevilik, bir mezhep olmanın ötesinde bir yaşam biçimi ve felsefi bir duruş olarak tanımlanmaktadır.
Özetle:
Kızılbaşlık, tarihsel bir hareket ve siyasi bir kimliği ifade ederken; Alevilik, çok daha geniş bir inanç, kültür ve toplumsal pratiği kapsar.
Kızılbaşlık, genellikle Safevî etkisiyle anılırken, Alevilik Anadolu ve Balkanlar'da şekillenmiş bir inanç sistemi olarak varlığını sürdürmektedir.
Bu iki kavram arasında bir süreklilik olsa da, bağlamlarına göre farklı yorumlanmaları gerekir.
Yorum Gönder