Abdülhamid’den Erdoğan’a Kıbrıs Peşkeşi
Bir Adanın İki Hikayesi: Abdülhamid Kıbrıs'ı Verdi, Erdoğan Satıyor mu? 🇹🇷➡️🇪🇺
🔍 Abdülhamid Han’ın Kıbrıs’ı İngiltere’ye peşkeş çekmesiyle Erdoğan’ın KKTC hamleleri arasında şaşırtıcı benzerlikler mi var? Tarih tekerrür ederken "iktidar koruma" stratejileri Kıbrıs’ı nereye sürüklüyor?
🗝️ "Abdülhamid’den Erdoğan’a Kıbrıs Peşkeşi: Tarih Yine Aynı Kapıdan mı Giriyor?
Tarih tekerrür mü ediyor, yoksa biz mi sürekli aynı filmi farklı kadrolarla izliyoruz? 1878'de Osmanlı İmparatorluğu, Rusya'nın İstanbul kapılarına dayanmasından ürkerek "Ayastefanos anlaşması" bir karar almıştı.
Abdülhamid Han, İngiltere’ye (!) Kıbrıs’ı “geçici” olarak teslim etmişti. Ama o geçici olan şey, Kıbrıs’ta İngiliz üsleri kadar kalıcı oldu...
Abdülhamid Han, 1878’de Rus orduları İstanbul kapılarını döverken, “ehven-i şer” diyerek Kıbrıs’ı İngiltere’ye “kiraladı” 🏝️💂♂️.
Abdülhamid Han, 1878’de Rus orduları İstanbul kapılarını döverken, “ehven-i şer” diyerek Kıbrıs’ı İngiltere’ye “kiraladı” 🏝️💂♂️.
Resmi tarih “stratejik işbirliği” dese de, halk arasında bu hamle “peşkeş çekmek” olarak yazıldı çizildi.
Padişahın amacı iktidarını korumak mıydı, yoksa devleti kurtarmak mı? Tarihçiler hâlâ tartışıyor…
Ama sonuç? Kıbrıs, bir daha geri alınamayan toprak oldu.
Peki ya bugün? Tarih yine bir adada mı düğümleniyor?
Günümüz Türkiye'sinde iktidarını her şartta korumaya and içmiş bir yönetim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Avrupa'nın gözüne mi sokuyor yoksa gönlüne mi yerleştiriyor?
Yoksa bu da bir tür modern "peşkeş" mi?
Bir farkla:
Peki ya bugün? Tarih yine bir adada mı düğümleniyor?
Günümüz Türkiye'sinde iktidarını her şartta korumaya and içmiş bir yönetim, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni Avrupa'nın gözüne mi sokuyor yoksa gönlüne mi yerleştiriyor?
Yoksa bu da bir tür modern "peşkeş" mi?
Bir farkla:
O zaman İngiliz anahtarı vardı, şimdi Avrupa vizesi!
Şimdi sahne günümüzde! Kuzey Kıbrıs Türk Devleti (KKTC), tanınmayan bir cumhuriyet olarak Avrupa’nın kapısında bekliyor.
Erdoğan ve Avrupa: Aşk mı, Menfaat mi? 💌
Şimdi sahne günümüzde! Kuzey Kıbrıs Türk Devleti (KKTC), tanınmayan bir cumhuriyet olarak Avrupa’nın kapısında bekliyor.
Türkiye’nin AB ile ilişkileri düzelirken, Erdoğan’ın “iki devletli çözüm” söylemleri mi dikkat çekiyor, yoksa “fiilen pazarlık masası” mı kuruluyor? 🤔
Rum kesimiyle doğalgaz anlaşmazlığı, askeri varlık, ve AB’nin Türkiye’ye vaatleri arasında sıkışan KKTC, yeni bir “peşkeş” senaryosunun figüranı mı? 😏
Son dönemde AB yetkililerinin Kıbrıs’ın kuzeyini ziyaretleri arttı.
Avrupa’ya “Uzattığımız Zeytin Dalı” mı? 🌿 “KKTC’yi Tanıyın” Talebi mi? Yoksa “Koşulsuz Destekten Vazgeçiş” mi? 🏛️🔀
Rum kesimiyle doğalgaz anlaşmazlığı, askeri varlık, ve AB’nin Türkiye’ye vaatleri arasında sıkışan KKTC, yeni bir “peşkeş” senaryosunun figüranı mı? 😏
Son dönemde AB yetkililerinin Kıbrıs’ın kuzeyini ziyaretleri arttı.
Asya Türk devletleri Güney Kıbrıs'ı tanıma kararı aldı (Elbette Erdoğan'ın gizli onayı ile)
Diplomatik trafikte bir hareketlilik var.
Diplomatik trafikte bir hareketlilik var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta "iki devletli çözüm" derken, perde arkasında Avrupa'ya "ya bu işi çözelim, ya da ben çözerim" mesajları mı veriliyor?
Kuzey Kıbrıs Türk devleti diken üstünde, Avrupa Birliği "herkes mutlu olsun" havasında. Türk tarafı ise ekonomik kriz, enflasyon ve siyasi yalnızlık içinde bir çıkış arıyor.
Peki bu çıkış, Avrupa’dan mı gelecek?
Yoksa çıkış kapısı, giriş kapısını mı satıyor? 🚪
Kıbrıs’ın askeri, siyasi ve jeopolitik önemi herkesin malumu.
Yüzyıllardır büyük devletlerin gözdesi olan bu ada, bugün yine bir pazarlık masasında mı yer alıyor?
Abdülhamid Han, “şartlar gereği” İngiltere’ye mecbur kaldık demişti.
Erdoğan da yarın çıkıp "devlet aklı" dediğimiz şey, bazen hassas dengeleri gözetir derse hiç şaşırmayın.
Kuzey Kıbrıs Türk devleti diken üstünde, Avrupa Birliği "herkes mutlu olsun" havasında. Türk tarafı ise ekonomik kriz, enflasyon ve siyasi yalnızlık içinde bir çıkış arıyor.
Peki bu çıkış, Avrupa’dan mı gelecek?
Yoksa çıkış kapısı, giriş kapısını mı satıyor? 🚪
Kıbrıs: Stratejik Mi, Stratejik Oyun Mu? ♟️
Kıbrıs’ın askeri, siyasi ve jeopolitik önemi herkesin malumu.
Yüzyıllardır büyük devletlerin gözdesi olan bu ada, bugün yine bir pazarlık masasında mı yer alıyor?
Abdülhamid Han, “şartlar gereği” İngiltere’ye mecbur kaldık demişti.
Erdoğan da yarın çıkıp "devlet aklı" dediğimiz şey, bazen hassas dengeleri gözetir derse hiç şaşırmayın.
Gerçek şu: Kıbrıs yine bir şeylerin bedeli olabilir.
Ve bizler de yine sadece izliyoruz…
Seyirciyiz ama bilet parası da bizden alınıyor. 🎟️
Sonuç: Geçmişten Günümüze "Peşkeş Politikaları" 🕰️➡️📉
Osmanlı'da başlayan "idare etme" alışkanlığı, günümüzde "idare edilme" hâline dönüştü.
1878’de Abdülhamid Kıbrıs’ı verdi, belki tahtını kurtardı.
2025’te Erdoğan, Kuzey Kıbrıs'ı Avrupa’ya yaklaştırarak neyi kurtarıyor, iktidarını mı, yoksa oy oranlarını mı?
Bir millet uyanmadıkça, uyanıklar hep kazanır.
Ama kaybeden sadece Kıbrıs değil…
Onur da, gelecek de sessizce el değiştiriyor.
Tarihi, ibret almak için okumazsan... bir gün "aynı hatayı ironik bir blog yazısıyla anlatmak zorunda kalırsın!"
🤔 Son Söz: Kıbrıs Hep “Bedel” mi Olacak?
Tarih tekerrürden ibaret diyenlere inat, Kıbrıs’ın kaderi hep “güçlünün masası”nda şekilleniyor. Abdülhamid’in İngiltere’ye verdiği ada, Erdoğan döneminde Avrupa’ya mı emanet?
“Devlet-i ebed müddet” söylemiyle iktidarını koruyanlar, acaba devletin mi yoksa koltuklarının mı bekası için çalışıyor? 🪑💥
Sizce KKTC’nin geleceği, Ankara-Brüksel hattında mı belirlenecek? Yoksa Kıbrıs Türk’ünün sesi, tarihin tekerrüründen daha güçlü mü? 🗣️🇹🇷 hep birlikte göreceğiz.
Kıbrıs'ın İki Yüzü Şiir
Dün sultanın fermanı, bugün liderin koltuk sevdası,
Ada iki kez elden gitti, kim tutar bu yası?
Rus'un gölgesi düşerken, İngiliz'e verildi özü,
Şimdi Avrupa Doğu Akdeniz'e dikti gözü,
Toprak kayar, tarih döner, zamanın çarkı acı,
Abdülhamid'in çaresizliği, Reisin seçimi.
Kıbrıs'ın kuzeyi, bir pazarlık masası
Yoksa vatanın bir parçası, yürek yarası mı?
Deniz köpürür, dalgalar vurur kıyıya,
Geçmişin hayaletleri, geleceğin korkusuyla.
Ada suskun, bekler bir kurtarıcıyı,
Bu kez de mi kaybolacak, Türk'ün umudu.
Tarih tekerrür mü eder, yoksa bir ders mi alırız?
Kıbrıs'ın iki yüzü, hangi yüzüne bakarız?
Vatan toprağı kutsaldır, kimlere satarız?
Yoksa biz de mi tarihe, ihanetle karışırız?
Ve bizler...
Yine sahneyi izleriz sessiz,
Bilet parasını da
Gelecek nesillerle öderiz.
Tarih, şiirsiz kalınca… İktidar, mısraları bile satar.” ✍️🌙