Maturidilik Alevilik Bektaşilik

Maturidilik Alevilik Bektaşilik
Maturidilik Alevilik Bektaşilik

Maturidîlik, Alevi-Bektaşi Çizgisi ve Ulusal Güvenlik: Akıl, İnanç ve Toplumsal Denge 

Maturidilik nedir ve Ehl-i Sünnet’e aykırı mı? Alevi-Bektaşi çizgisinin Türk kültüründeki yeri ne? Ümit Özdağ’ın açıklaması ne anlama geliyor? 

Maturidi olmak İslam dışılık mıdır?

Geçtiğimiz günlerde mahkeme salonunda yankılanan bir cümle, sosyal medyada adeta “akıl ile iman” arasında bir köprü kurdu: tartışmalar başladı.

“Türk ulusunun çizgisi Maturidî, Alevi Bektaşi çizgisidir. Bununla oynamak ulusal güvenlik tehdididir.” 

Bu söz, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’a ait. 
Peki bu cümledeki “çizgi” nedir? 
Ve neden bir mezhep, güvenlik meselesi haline gelir?

Maturidîlik Nedir? Akıl ve İman Arasında Bir Yolculuk

Maturidîlik, 9. yüzyılda Semerkandlı İmam Maturidî tarafından kurulan bir itikadi mezheptir. 
Hanefî fıkhının akide kolu olarak da bilinir. 
En temel özelliği, aklı ve özgür iradeyi merkeze almasıdır. 
Yani Maturidî’ye göre insan, robot değildir; kendi kararlarını verir, iman da küfür de tercihle olur.

Bir başka deyişle, Maturidîlik “aklı başında Müslümanlık”tır. 
Ne körü körüne taklit, ne de aklı dışlayan bir dogmatizm. 
İman kalptedir ama akıl da boş durmaz. Maturidî’ye göre, “iman kalple tasdik, dille ikrardır.” 
Yani sadece “inandım” demek yetmez; kalbin de bu işe ortak olması gerekir.

Alevi-Bektaşi Çizgisi: Anadolu’nun Vicdanı

Alevilik ve Bektaşilik ise daha çok tasavvufi ve kültürel bir damar. 
Bu çizgi, özellikle Anadolu’da İslam’ın halkla buluştuğu, şiirle, semahla, sazla yoğrulduğu bir yoldur. 
Yunus’un diliyle, Hacı Bektaş’ın nefesiyle şekillenmiş bir inanç estetiğidir.
Bu çizgi, tarih boyunca hem devletin gölgesinde hem de halkın yüreğinde yaşamıştır. 
Kimi zaman dışlanmış, kimi zaman sahiplenilmiş ama hep var olmuştur.

Peki, Maturidî Olmak Ehl-i Sünnet’e Aykırı mı?

Hayır, tam aksine. Maturidîlik, Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in iki ana kolundan biridir (diğeri Eşarilik). 
Özellikle Hanefî mezhebine bağlı olanlar için Maturidîlik, inanç sisteminin temelidir.
Yani “Maturidîyim” demek, “Ehl-i Sünnet dışındayım” demek değil; “aklımı da imanım kadar önemsiyorum” demektir.

Maturidi olmak Ulusal Güvenlik Tehdidi mi, Yoksa Ulusal Hafıza mı?

Ümit Özdağ’ın sözleri, elbette siyasi bir bağlamda söylenmiş. 
Ancak alt metni şöyle okuyabiliriz: “Türk kimliği, tarihsel olarak akılcı ve halk merkezli bir İslam anlayışıyla yoğrulmuştur. 
Bu çizgiden sapmak, toplumsal uyumu ve kültürel sürekliliği tehdit eder.”
Yani burada “ulusal güvenlik”ten kasıt, sadece sınır güvenliği değil; kültürel ve inançsal istikrar da bu kapsama giriyor. 
Bir nevi, “akılcı İslam anlayışı, bu toprakların sigortasıdır” demek istiyor.

Sonuç: Akıl, İnanç ve Biraz Mizah

Maturidîlik, “aklı başında iman”ın adıdır. Alevi-Bektaşi çizgisi ise bu toprakların vicdanıdır. 
Bu iki damar, Türk-İslam sentezinin hem kalbi hem de aklıdır. 
Ve evet, bu çizgiyle oynamak, sadece bir inanç meselesi değil; toplumsal barışın da mayasıyla oynamaktır.
Kısacası: “Maturidî olmak, aklı selim olmaktır. Alevi-Bektaşi olmak, gönlü geniş olmaktır. Bunlarla oynamak, hem aklı hem gönlü karartmaktır.”

Maturidîlik ile Alevilik-Bektaşilik arasındaki benzerlikler ve farklılıklar

Maturidîlik ile Alevilik-Bektaşilik arasındaki benzerlikler ve farklılıklar, İslam’ın farklı yorumlarını ve Anadolu’daki inanç çeşitliliğini anlamak açısından oldukça önemli.

Benzerlikler

  • Akılcı Yaklaşım: Maturidîlik, aklı ve özgür iradeyi ön plana çıkarırken, Alevilik-Bektaşilik de bireysel yorumlara ve içsel yolculuğa önem verir.

  • Toplumsal Adalet: Her iki gelenek de sosyal adalet, eşitlik ve hoşgörü vurgusuyla öne çıkar.

  • Tasavvufi Etkiler: Alevilik-Bektaşilik doğrudan tasavvufi bir yol izlerken, Maturidîlik de akılcı bir İslam anlayışıyla tasavvufa kapı aralar.

Farklılıklar

  • İtikadi Temeller: Maturidîlik, Ehl-i Sünnet’in iki ana itikadi mezhebinden biridir. Alevilik-Bektaşilik ise daha çok Şii ve tasavvufi öğeler taşır.

  • İbadet Pratikleri: Maturidîlik, klasik İslam ibadetlerini benimserken, Alevilik-Bektaşilik cem ritüelleri, semah ve farklı dua pratikleriyle öne çıkar.

  • İmamet Anlayışı: Maturidîlik, imameti siyasi bir mesele olarak görmezken, Alevilik-Bektaşilik Hz. Ali ve On İki İmam öğretisini merkezine alır.

Bu iki çizgi, Anadolu’nun inanç mozaiğinde birbirini tamamlayan ama farklı yollar izleyen iki damar gibi düşünülebilir. Birisi aklı merkeze alırken, diğeri gönlü ön plana çıkarır. Ama sonuçta ikisi de insanı ve toplumu şekillendiren güçlü öğretilerdir.  

🕊️ Akıl ve Gönülün Sözü: Maturidi ile Bektaşi Dedesi Atışması

Maturidi: 
Akıl pusuladır, yol şaşmaz, 
İman delil ister, söz boş kalmaz. 
İnanç seraptır, ruh görmeli, 
Kelam ilimdir, ilahi aşk kör olmaz!

Bektaşi Dedesi: 
Serapsa hakikat, aşk eyleyim? 
Akıl hesap eder, ben gönülden söyleyim. 
Bir lokma, bir hırka candan aziz, 
İrfan süzgeciyle süzüleni dost bileyim.

Maturidî: 
İrfan güzel, lakin delil gerek, 
Akıl olmadan, sır neye gerek? 
İman kalpte, lakin idrak de şart, 
Sözle değil, hakikatle gerek!

Bektaşi Dedesi: 
Akıl der ki, “Gör neyin sırrı var!” 
Gönül der ki, “Sev, bütün yollar var.” 
Muhabbet kılavuz, aşkın terazisi, 
Sakın unutma, herkes bir yol arar.

Maturidî: 
Elbette, hikmet bir kılavuzdur, 
Ama her yol, hakikat olmaz! 
Kur’an kelamdır, sünnet izidir, 
Zanla varılmaz, ilim bellidir.

Bektaşi Dedesi: 
Ey dost, kelam ağır gelir bazen, 
Gönül gözüyle bak, anla özden. 
Aşk ile yanan, dilden azade, 
Mey içtikçe, hak girer gözden!

Son: Biri ilimle yoğurdu aklı, Diğeri aşk ile süzdü duyguyu. Hakikat, ikisinin arasında, Ne eksik ne fazla.

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post