no fucking license
Bookmark

Erkekleri evlilikten soğutan 7 neden

Erkekleri evlilikten soğutan 7 neden
Erkekleri evlilikten soğutan 7 neden

Evlilikte Bardak Neden Taşar?

Şimdi dürüst olalım… Kimse "Hadi boşanalım da keyfimiz kaçsın!" demez. Ama bazı şeyler var ki, bardağa damlaya damlaya bir gün bardağı taşırır. 

İşte erkek milleti de bazen "Yeter be!" deyip terliği, tabak çanağı, sessizliği, ilgisizliği veya fazla ilgiyi bahane eder; çeker gider. Peki neden? Gel anlatayım dostum, halk diliyle, bizim mahalle ağzıyla.

1. “Ben Adam Sayılmadım” Sendromu

Evet, ilk sırada bu var. Adam kendini evin içinde bir “aksesuar” gibi hissetmeye başlarsa, yani sadece fatura ödeyen, musluk tamircisi, çocuk bezi taşıyıcısı olarak görülürse… O ev bir süre sonra otel gibi gelir, karısı da resepsiyon görevlisi.

📌 Metafor: Kendisini bir "aksesuar" gibi hisseden erkek, gün gelir kutunun kapağını açar, evden çıkar gider 

2. İlgisizlik Mi, Fazla İlgi Mi? Ayar Tutmayan Termostatlar

Ya hiç ilgi yoktur; adamı gören yok, duyan yok, soran yok…
Ya da fazla vardır; adam nereye gitse “neredesin, kimlesin, neden benimle değilsin?” üçlemesiyle nefessiz kalır.

Yani bazı kadınlar var, eşini NASA uydusuyla takip eder. Adam Mars'a kaçsa bile “konum atsana?” mesajı gelir.

📌 Metafor: İlişki termostatı ya donma yapar ya da kazan dairesi gibi basınçla patlar.

3. Sürekli Didiklenmek: “Tornavidayla Sevgi Olmaz”

Adam sabah kahvaltısında “Neden yüzün gülmüyor?”, akşam yemeğinde “ekmek kırıntısını niye yere döktün?” diye sorguya çekilirse…
E hani sevgi güvene dayanacaktı? Bu mu güven? Emniyet müdürlüğü gibi ev mi olur?

📌 Metafor: Tornavidayla sevgi ayarlanmaz, civata gevşer, mekanizma dağılır.

4. Cinsellikte Kopukluk: Yorgan Ortada Ama İki Ucu Soğuk

Evlilikte tensel temas da, duygusal temas kadar önemli. Ama bazı evliliklerde yorgan vardır ama altında iki yalnız yatar.
Kadın duygusal yakınlık olmadan istemez, erkek ise fiziksel uzaklıkta yavaş yavaş soğur.

📌 Metafor: Yorgan aynı ama iki yastık arasına görünmez duvar örülmüş.

5. Kayınvalidelik Tezkeresi: “Ben O Kadınla Değil, Ailesiyle Evlendim”

Ah o aileler yok mu? Bazı erkekler evlendiklerini sanır ama aslında ana-oğul projesinin yedek oyuncusu olur.
Bir yerde patlar, “Ben annesiyle değil karısıyla evlenmek istemiştim” deyip kaçar.

📌 Metafor: Evlenirken iki imza attı ama sözleşmenin içinde gizli maddeler vardı: “Kaynana da birlikte gelir.”

6. Ekonomik Baskı: Para Yoksa Sevgi de Taksitle Gider

Adam çalışır, çabalar ama yetmez. Kadın da “komşunun kocası onu Bali’ye götürmüş” der.
Adam Bali’yi geç, doğalgazı zor ödüyordur.
Kendini eksik hisseder, zamanla yetersizlik hissi içten içe kemirir.

📌 Metafor: Sevgiyi dövizle ölçersen, enflasyonla birlikte aşkta da devalüasyon başlar.

7. Sürekli Kıyaslanmak: “Şu Ayşe’nin Kocası...”

Aman Allah’ım! Ayşe’nin kocası gibi olamadık diye adam evin içinde altyazılı belgesel gibi dolaşır.
“Şu Ayşe’nin kocası hem romantikmiş hem çiçek alıyormuş...”
E bizimki en son papatyayı mezarlıkta görmüş…

📌 Metafor: Kıyaslama, aşkın zeminine dökülen asittir. Yakar atar adamı.

Sonuç: Bardak Taşmadan Önce Dibi Temiz Tutulmalı

Evlilik, tencereyle kapağın dansıdır. Kapak fazla sıcakta yamulur, tencere fazla soğukta çatlar.
Her gün “bir şey olmaz” diye diye damlaya damlaya, bardak değil hayat taşar.
Ve unutma, bir erkek evden giderken aslında çoktan gitmiştir de sen son adımı görmüşsündür.

Bardak Taşmaz, Damlalar Taşar



Bir ev vardı, içinde iki gölge,
Biri duvarları onaran,
Diğeri sessizliği bozan…
Erkek denilen varlık,
Kalbini matkap gibi kullanmaz,
Ama içindeki çatlağı
Hiç kimse göremez.

Her sabah kahvaltı masasında
Kuş sütü eksik değil, ama huzur yoktur.
Kadın konuşmasa bile
Gözleriyle dosya hazırlıyorsa,
Adam savunma yapmayı bile beceremez.

Zamanla ev bir ev olmaktan çıkar,
Koridora asılan terlikler
Adım adım terk edilişe yürür.
Yatak, yorganla aynı dili konuşmaz,
İki yastık arasında
Pasaport kontrolü başlar.

Ona “Nerdesin?” diyen dil,
Bir süre sonra “Sen kimsin?”e döner.
Ve her cümle,
Beynine çakılmış bir çivi gibi
Uzatılmış sessiz kavgaların yankısı olur.

Bazı adamlar
Evin içinde dururlar da
Evin dışında yaşarlar,
Oturur, güler, konuşur ama
Aslında çoktan gitmiştir.

Çünkü…

Aşk, fatura gibi ödeme günü gelince
Sevgisiz kalır.
Yorgun omuzlarına yük bindikçe,
Kendini değil, borcunu taşır.

Ve bir sabah,
Kaynana sözü gibi uzamış bir günün sonunda
Sessizce gider.
Ne kapıyı çarpar,
Ne bavulu sürür.
Sadece bardak,
Son damlayla değil,
Artık içine konmayan umutlarla kırılmıştır.

Hiçbir erkek
“Yeter!” demez durduk yere,
O çoktan demiştir, sessizce.
Sen geç duymuşsundur.

Ahmet Atam 

Bazı evlilikler kırık bir aynaya benzer. Her iki taraf da baktığında sadece kendini yaralı görür. Ama unutulmamalı ki, evlilik bir ömürlük yolculuksa, yolda sadece benzin değil, yön duygusu da şart. Erkekler bazen yönünü şaşırır çünkü harita birlikte çizilmemiştir.


 

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder