no fucking license
Bookmark

İslam Dininde Kadının Yeri

İslam Dininde Kadının Yeri
İslam Dininde Kadının Yeri 

İslam'da Kadının Değeri: Kutsal Kitaptaki Çelişkileri Günlük Dille Anlamak


İslam dininde kadının yeri. Bir yandan Müslüman din adamları, "İslam kadına en yüksek değeri verir, onu korur ve yüceltir" derken, diğer yandan Kur'an'daki bazı ayetler sanki tam tersini söylüyormuş gibi geliyor.

Mesela kadınların "ganimet" veya "tarla" olarak anılması, şahitliklerinin yarı sayılması gibi ifadeler... 
Bu çelişkiyi nasıl yorumlayacağız? 
Ben de sizin gibi günlük hayatta bu soruları merak eden biri olarak, basitçe anlatmaya çalışacağım. 

Düşünün ki, bir bahçedesiniz. 
Bahçe sizin emeğinizle büyüyor, ama bazen rüzgarlar, fırtınalar geliyor ve her şey karışıyor. İslam'ın kadın konusundaki ayetleri de tıpkı bu bahçe gibi: Tarihi bir bağlamda ekilmiş tohumlar, ama bugün farklı iklimlerde yorumlanıyor.
Unutmayın, bunlar kişisel yorumlar değil; tarihi, kültürel ve tefsir bağlamında bir bakış.
 

Ahzab Suresi 50: Kadın Ganimet ve Cariye Olarak mı Görülüyor?


Ahzab Suresi 50. ayette, Peygamber'e hitaben şöyle deniyor: "Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları...

Burada "ganimet" ve "cariye" kelimeleri geçiyor, ki bu savaş esirlerini işaret ediyor. 
Sanki kadın bir savaş ödülü gibi mi? 
Ama durun, bu ayeti bir zaman makinesine koyup 1400 yıl geriye gidelim.

O dönem Arap yarımadası, savaşların eksik olmadığı bir çöl gibiydi. 
Cariyelik, kölelik sistemi evrenseldi.
Roma'dan Çin'e kadar. 
İslam, bu sistemi birden kaldırmadı ama düzenledi: 
Cariyeleri korumaya aldı, özgürleştirme teşvik etti. 

Bir düşünün: Bir nehirde boğulan insanları kurtarmak gibi. İslam, cariyeleri "mal" olmaktan çıkarıp hak sahibi yaptı. 
Bugünse kölelik kalktı, yani bu ayet tarihi bir bağlamda kalıyor. 
Çelişki mi? 
Değil, daha ziyade evrimleşen bir sistem.
 

Bakara Suresi 282: Kadının Şahitliği Neden Yarı Değer?


Şimdi Bakara Suresi 282'ye gelelim: "Ey iman edenler! Belli bir vâde ile birbirinizden borç alıp verdiğiniz zaman onu hemen yazın...
Ayet, borç işlemlerinde iki erkek şahit veya bir erkekle iki kadın şahit diyor. 
Neden kadınların şahitliği yarı? 
Bu, kadınları aşağılıyor mu?

Hayır, düşünün ki bir futbol maçı oynuyorsunuz. 
Bazı oyuncular defansta, bazıları hücumda roller farklı. 
O dönemde kadınlar genellikle ev ekonomisiyle uğraşıyor, ticari detaylara uzak kalıyordu. Ayet, unutma riskini azaltmak için "destek" öneriyor; bir kadın diğerini hatırlatsın diye. 
Modern yorumlarda ise bu, eşitlik ilkesine göre yeniden okunuyor: 
Bugün kadınlar her alanda uzman, yani uygulama değişebilir. 
Eski bir araba kılavuzu gibi; motor değiştiğinde kılavuz da güncellenir.
 

Bakara Suresi 223: Kadın Tarlanızdır – Bu Ne Demek?


Bakara 223 "Kadınlarınız sizin tarlalarınızdır; tarlanıza dilediğiniz gibi yaklaşın. Kulağa tarım metaforu gibi geliyor, değil mi? 
Sanki kadın bir arazi parçası.

Ama bu, cinsel ilişkiyi anlatan bir benzetme. 
Tarla, bereket ve üretkenlik simgesi çocuklar doğurmak gibi. 
İslam öncesi dönemde kadınlara kötü muamele yaygındı; ayet, ilişkiyi "istediğiniz gibi" ama saygı çerçevesinde sınırlıyor (örneğin arkadan yaklaşma yasak). 

Bir bahçıvanın bahçesine özen göstermesi gibi. 
Kadın değersiz değil, aksine hayatın kaynağı. 
Çelişki? 
Hayır, korumacı bir dil.
 

Nisa Suresi 34: Kadın Dövülebilir mi?


En hassas kısım: Nisa Suresi 34: "Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün." Dövme? Bu şiddet mi teşvik ediyor?

Düşünün ki, bir aile gemisi fırtınada. Kaptan (erkek) gemiyi yönetiyor ama şiddet değil, disiplin öneriliyor. "Dövün" kelimesi Arapçada hafif dokunma anlamına da geliyor.
Peygamber'in kendisi asla eşlerini dövmemiş. 
Modern tefsirler, bunu sembolik görüyor: 
Ayrılık öncesi son çare, ama bugün yasalarla yasak. 
Bir yangını söndürmek için su dökmek gibi, ama ateş söndürücüler varken sopa kullanmak eski moda.

Nisa Suresi 3: Erkek Neden Dört Kadın Alabilir?


Nisa Suresi 3: "Yetimlerin hakkına riayet edemeyeceğinizden korkarsanız, beğendiğiniz kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın." Poligami, yani çok eşlilik. 
Neden erkek dört alabilir de kadın tek?

O dönem savaşlar yüzünden erkek nüfusu azalmış, dullar çoğalmış. 
Ayet, adaleti şart koşuyor: "Haksızlık yapmaktan korkarsanız bir tane alın.
Bir pastayı eşit dilimlemek gibi eşitlik yoksa tek dilim ye. 

Bugün birçok Müslüman ülkede poligami sınırlı veya yasak. 
Çelişki? 
Değil, sosyal koruma mekanizması.
 

Ali İmran Suresi 14: Kadın Süslü Bir Eşya mı?


Son olarak Ali İmran Suresi 14: "Kadınlara, oğullara, yüklerle altın ve gümüş yığınlarına olan düşkünlük isteği insanlara cazip gösterildi." Kadınlar burada "süslü" şeylerle bir tutulmuş.

Ama dikkat: 
Bu, dünyevi arzuları anlatan bir uyarı. 
Kadınlar değerli, ama aşırı bağlılık tuzak. 
Bir çiçek bahçesi gibi güzel, ama bahçeye tapmak yerine yaratıcıya şükret. 
Kadın değersiz değil, cazip bir nimet.
 

Sonuç: Çelişki mi, Bağlam mı?


Arkadaşlar, bu ayetler bir puzzle'ın parçaları gibi. 
Tek başına bakınca çelişkili görünüyor, ama bütün resme bakınca İslam'ın kadını koruma amacı ortaya çıkıyor. 
Tarihi bağlamda köleliği yumuşatmak, eşitliği adım adım getirmek gibi. 
Bugün feminist yorumlar, ayetleri eşitlikçi okuyor. 
Unutmayın, din bir nehir gibi akar sabit değil, yorumla değişir.

Kafesteki Gülün Fısıltısı 🌹


Kadın,
Bir şarkının yarım kalmış notasına benziyor,
Sözleri var, melodisi var
Ama dudaklarından taşmasına izin verilmiyor. 🎶

Kimi ayetlerde ganimet diye yazılmış adı,
Kumaşla, altınla aynı terazide tartılmış.
Kimi yerde tarla,
Sadece ekilip biçilen bir toprak parçası.
Kimi yerde yarım,
Şahitliği tamamlanmamış bir gölge gibi.

Oysa o,
Güneşe dönen bir ayçiçeği,
Rüzgârla dans eden bir söğüt dalı,
Yağmurda ıslanan bir gül…
Ama el uzatıldığında,
Fanusun camına çarpıyor özgürlük isteği. 🌫️

Sen çok değerlisin deniyor,
Ama değer, altın kafeste saklanan bir kuş misali.
Kanatları var, uçması yasak.
Şarkısı var, söylemesi yasak.
Gülüşü var, saklaması gerek.

Ve işte çelişki tam da burada:
Sevgi diye sunulan şey,
Korkunun gölgesinde büyüyen bir zincir.
Merhamet diye söylenen şey,
İtaatin parıltılı kılıfı.

Kadın,
Ne ganimet, ne tarla, ne yarım şahitlik…
O,
Kendi göğünde özgürce uçmak isteyen,
Denizlere taşmak isteyen,
Hayatı eşitçe solumak isteyen
Bir nefes… 🌬️🌹


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder