![]() |
Memur Devletin gözdesi İşçinin Efendisi mi |
💸 Memur Grevi, Asgari Ücret ve Emekli Aylığı: Türkiye’de Gelir Adaleti
Memur Zam Talebi, İşçi ve Emekli Gerçeği: Türkiye’de Gelir Adaleti Nerede Başlar?
Memurların maaş zammı talebi, asgari ücretli ve emekli maaşlarıyla kıyaslandığında adil mi? Bilal, bu maaş işleri var ya... tam bir düğün pastası gibi: üst kat süslü, alt kat aç!”
Bugün memurlar greve gitti.
Bugün memurlar greve gitti.
Talepleri net: en düşük memur maaşına asgari ücret kadar zam.
Yani 50.000 TL olan maaşın üzerine 26.000 TL daha.
Toplamda 76.000 TL.
Peki bu talep, Türkiye’nin ekonomik gerçekleriyle örtüşüyor mu?
Bilal, bu maaş işleri var ya...
Bilal, bu maaş işleri var ya...
Tam bir çorba tenceresi: herkes kepçeyi uzatıyor ama bazıları kapağı bile açamıyor!
🧱 Maaş Piramidi: Kim En Altta, Kim En Üstte?
Asgari ücret: 26.000 TL
Ortalama işçi emekli aylığı: 20.000 TL
En düşük memur maaşı: 50.000 TL
Memur talebi: +26.000 TL zam → 76.000 TL
Ama doğalgaz faturası herkese aynı geliyor.
Alt kattakiler kombiyi açamıyor, üst kattakiler sauna yapıyor.
Bu adil mi?
Bir fabrikada aynı makineyi çalıştıran iki kişi var: biri işçi, biri memur.
🧠 Aynı İş, Farklı Etiket: İşçi vs. Memur
İşçi 26.000 TL alıyor, memur 50.000 TL. 76,000 olsun istiyor.
Aynı teri döküyorlar, aynı çayı içiyorlar, aynı servise biniyorlar.
Ama maaş farkı uçurum gibi.
Bilal, bu durumu şöyle düşün:
Bilal, bu durumu şöyle düşün:
İki kişi aynı pideyi yapıyor, ama biri kıymalı, diğeri boş.
Kıymalı olan “Ben devlet kadrosundayım” diyor.
Boş olan “Ben de insanım” diyor.
Hangisi haklı?
🧭 Toplumun Desteği Neden Yok?
Memurlar, “Toplum bizi desteklemiyor” diyor.Ama toplumun büyük kısmı asgari ücretli ya da emekli.
Yani açlık sınırında yaşayan insanlar.
Onlar için memurun 50.000 TL maaşı zaten hayal gibi.
Bilal, bu durumu şöyle düşün:
Bilal, bu durumu şöyle düşün:
Bir mahallede su kesilmiş.
Herkes susuz.
Ama bir evin deposu dolu.
O ev sahibi “Ben suya zam istiyorum” diyor.
Diğerleri “Biz hâlâ musluğu açamıyoruz” diyor.
Sence kim haklı?
🧮 Ekonomik Gerçeklik ve Etik Sorgulama
Türkiye’de gelir dağılımı zaten bozuk.Enflasyon, hayat pahalılığı, kiralar...
Herkesin beli bükülmüş.
Bu ortamda memurun yüksek zam talebi, ekonomik dengeyi daha da bozabilir.
Bilal, bu tabloyu şöyle düşün:
Bilal, bu tabloyu şöyle düşün:
Bir sofrada 10 kişi var.
Pilav az.
Biri tabağını iki kez dolduruyor, diğerleri hala kaşık sallıyor.
O iki tabak alan kişi “Ben daha çok çalışıyorum” diyebilir.
Ama sofrada aç kalan varsa, o söz biraz bencillik gibi durmaz mı?
🧵 Sonuç: Talep mi Hak, Yoksa Ayrıcalık mı?
Memurların talepleri elbette tartışılabilir.Ama bu taleplerin toplumun genel refahı ile uyumlu olması gerekir.
Aksi halde, “hak” dediğimiz şey, “ayrıcalık” gibi görünmeye başlar.
Bilal, son söz şöyle olsun: “Bir gemideyiz. Kaptan kamarasını büyütmek istiyor.
Bilal, son söz şöyle olsun: “Bir gemideyiz. Kaptan kamarasını büyütmek istiyor.
Ama alt güvertede su sızıyor.
Önce deliği kapatalım, sonra kamarayı konuşuruz.
Memurluğun cazibesi bitmeli.
Hic bir ülkede, aynı işi yapan, özel sektör ve kamu çalışanı arasında % 250 fark yoktur.
Güvenlik ve Yargı hariç, Memurlar 12 Ay Sözleşmeli ve Performansa bagli maas almalilar.
Ve yine dünya'nin hic bir ülkesinde, Ooo sen Kpss'den 88 almissin, torpilli bir dayı bulmuş kapağı devlete atmışsın, ölene kadar sana,
Asgari Ücretin 3.5 kati maaş+Sağlık+Yesil Pasaport diyen, 1 Tane ülke yok.
Bu sistemde, performansa bakilmiyor, rekabetin olmadığı her yer de zaten çürüyor.
İşçi Esnaf Memur Ve Emekli Şiiri
Bir meydanda buluştular,
Gökyüzü gri, yer taşlı, polis coplu,
Her taşta bir maaş bordrosu
Herkes burnundan soluyor işin doğrusu..
İşçi, elinde nasırdan bir megafon:
İşçi, elinde nasırdan bir megafon:
Benim terim, sizin iki dudağınızdan akıyor!
Çelik gibi sesi,
Gürültülü bir presin içinden çıkmış gibi.
Memur, kravatını düğüm gibi çekerek:
Memur, kravatını düğüm gibi çekerek:
Ben de sabahın köründe uyanıyorum,
Ama benim uykusuzluğum protokole yazılıyor.
Gözlerinde bordrodan yapılmış bir gözlük,
Gerçekleri filtreliyor.
İşçi: “Senin çay molan, benim mesai saatim!
İşçi: “Senin çay molan, benim mesai saatim!
Senin zam talebin, benim açlık sınırım!
Yüzü,
Ekmek sırasındaki bir babanın sabrı gibi.
Memur: “Ben de sistemin çarkıyım,
Memur: “Ben de sistemin çarkıyım,
Hem de çarkın en üst dişlisi!”
Sesi,
Fotokopi makinesinden çıkmış gibi cızıltılı.
O sırada, bir gölge yaklaşıyor:
O sırada, bir gölge yaklaşıyor:
İşçi emeklisi, bastonuyla zemini yokluyor.
Ben bu meydanda eskiden çalışırdım,
Kocadım, köpeğin maskarası oldum.
Şimdi sadece susarım.
Cebinden bir maaş fişi çıkarıyor,
Üzerinde rakam değil, göz yaşı var.
İşçi ona dönüyor:
İşçi ona dönüyor:
Senin sessizliğin bizim gürültümüzü boğuyor.
Memur ona bakıyor:
Senin geçmişin, bizim bugünü sorgulatıyor.
Ve esnaf, kepenk gibi kapanmış gözleriyle:
Ben bu dükkânı bir memur maaşına devrederim,
Çünkü artık müşteri değil,
Vergi memuru geliyor içeri.
Ve meydan susuyor.
Ve meydan susuyor.
Bir kuş geçiyor gökyüzünden,
Kanadında “adalet” yazıyor,
Ama rüzgâr ters esiyor.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder