no fucking license
Bookmark

Köprüler Otoyollar Özelleştiriliyor: Tarzan Zorda

Köprüler Otoyollar Özelleştiriliyor: Tarzan Zorda

Köprüler ve otoyollar özelleştiriliyor: Tarzan iyice zorda! 

Otoyolların işletme hakkı devri gündemde. 

Elde kalan son varlıklar da haraç mezat satılıyor, Köprüler Otoyollar Özelleştiriliyor, Bu durum, "Köprüyü geçene kadar ayıya dayı diyeceksin" sözünü hatırlatıyor, ama bizim memlekette köprüden geçene kadar cebindeki son kuruşu da ayıya kaptırıyorsun. Şimdi sorulması gereken: Bu, köprüden önce son çıkış mı, yoksa yandaşlar için ekspres bir hat mı?

İşletme Hakkı Ne Demek? Satış Değil, Ama...

Dezenformasyon Bakanlığı açıklamış: 
Satış yok, sadece işletme hakkı devrediliyor.
Yani köprü bizim, otoyol bizim, ama kasadaki para artık başkasının. 
Bir nevi, evin tapusu sende ama mutfağın anahtarı komşuda. 
Acıktığında, her tabak çorba için sen kapıyı çalıyorsun, kasayı o açıyor.

Vatandaşa Ekonomik Yansıması:

Şimdi gelelim vatandaşa etkisine... 
Düşünsene: otoyoldan geçiyorsun, gişeye vardığında adeta bir kumar makinesine jeton atıyorsun. 
Ama o jeton artık devletin değil, başka birinin kasasına gidiyor. 
Dolayısıyla fiyatı da "kumarhane usulü": her yıl biraz daha artır, vatandaşın cebindeki son kuruşu da çarpar..

Hazine İçin Tarzan Zorda Metaforu

İşletme hakkı devri, aslında hazine için tam bir “Tarzan zorda” hali. Tarzan ormanın kralıdır, ama bir gün gelir, asma dalları yetmez, can havliyle tutunacak dal arar. Bizim hazine de aynı: kasada nakit sıkışınca, elde ne var ne yok “devretme” bahanesiyle satmaya değilse bile işletmeye açıyor. Tarzan düşmesin diye dalları yandaşlara uzatıyor; onlar da bu fırsatı kaçırmıyor.

Köprü ve Otoyolları Özelleştirilmesi Yandaşlara Kaynak Aktarımı mı?

İronik olan şu ki, bu iş “halk için hizmet” adı altında sunuluyor. 
Ancak hepimiz biliyoruz ki, bu çorba aynı mutfakta kaynıyor. 

  • Tencere devletin, 
  • Kaşık milletin, ama 
  • Kepçe her zaman aynı ellerde. 

Kepçeyi tutan da, yıllarca kaymağını toplayacak olan “yandaş iş insanı”.

Diyaloglarla Gerçek: Vatandaş ve Gişe Memuru

  • Vatandaş: “Kolay gelsin, bu geçiş ücretleri neden yine arttı?”
  • Gişe Memuru: “Bizimle alakası yok, işletmeci şirket öyle karar verdi.”
  • Vatandaş: “Ama burası devletin yolu değil mi?”
  • Gişe Memuru: “Yol sizin de , kasa yandaşın.”

Hicivli Bir Gerçek: Köprüden Geçenler ve Geçemeyenler

Köprünün bir ucunda “geçiş garantisi” verilen araçlar duruyor, diğer ucunda ise geçmeye cesaret edemeyen vatandaşlar var. 
Hani “köprüden önce son çıkış” tabelası vardır ya, bizde o tabela çoktan kaldırılmış. 
Artık tek bir yön var: cüzdandan gişeye uzanan yol.

Kamu Özelleştirmeleri: Bir Koyundan Kaç Post Çıkar ?

Devlet, halkın çobanıdır. 
Ancak çoban yorulduğunda, koyunun postunu pazara sürer; hem sütünü, hem yününü, hem de etini satar.

Özelleştirme adı verilen masal, bize hep "hizmet artacak" diye anlatılır. 
Ancak artan hizmet değil, faturadır. 
Bir koyundan iki post çıkmaz derlerdi, bizde ise üç, dört çıkar; çünkü bedeli daima vatandaş öder.

Kamu hizmetleri, halk için kamu eliyle yapılmalıdır. 
Kasanın anahtarı halka ait olmalı; kendi yolundan geçmek, kendi suyunu içmek için kimseye harç ödememelidir.

Aksi takdirde, millet köy meydanında aç kalır, yandaşlar sofrada tok; çorbanın kaymağı ise hep aynı kasenin üzerinde toplanır.

----

Deli Dumrul geri döndü, 
Ama bu kez köprüde badi gard,
Otoyol gişesinde, 
Kartla tahsilat yapan gişe memuru.

Geçmeyen de öder, dedi, 
Ve geçen, iki kez.
Betonun dili yok ki, 
Ama her geçişte bir ağıt dökülüyor 
Bu yol senin değil, ama bedeli senin.

Gölgeye vergi kesildi, 
Rüzgâra geçiş hakkı tanındı, 
Ve halk, 
Bir koyunun postunu iki kez sırtladı.

Köprü, bir zamanlar iki yakayı birleştirirdi. 
Şimdi, iki yakayı ayıran bir bedel oldu. 
Bir yaka geçer, 
Diğeri bekler, ama ikisi de öder.

Bu köprüler, bu yollar 
Bizden çalınan nefeslerin harcı, 
Deli Dumrul’un köprüsünde yankılanan çığlık: 
Feryadı ediyor, kalksın artık bu kâr hırsı

Ahmet ATAM
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorum Gönder