Trump ile görüşmenin bedeli üç yüz uçak

Trump ile görüşmenin bedeli üç yüz uçak

Trump ile görüşmenin bedeli üç yüz uçak

Türkiye’nin 300 Uçak Masalı: İhtiyaç mı, Siyasi Gösteri mi?

Türkiye’nin 300 yolcu uçağı alacağı iddiası, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. 
Ancak konu sadece bir filo genişlemesi değil; aynı zamanda siyasi kulislerde “Bu sipariş, Washington’a bir mesaj mı?” sorusunu gündeme taşıdı. 
Gerçek ihtiyaç ile siyasi gösteriş arasındaki bu ikilem, gökyüzünde süzülen bir balon gibi: Parlak ama bir iğne darbesiyle patlamaya hazır.

Uçaklar mı Lazım, Yoksa Beyaz Saray’dan Destek Kartı mı?

İddialara göre bu sipariş, yalnızca havayolu şirketlerinin ihtiyaçlarını karşılamayı değil, aynı zamanda ABD Başkanı Trump’ın ilgisini çekmeyi hedefliyor. 
Trump’ın oğlu aracılığıyla kurulan bu temas, bir diplomatik jestten ziyade Oval Ofis’e giden yolda serilmiş kırmızı bir halı gibi görünüyor. 
Yani uçaklardan çok, randevu garantisi sağlanmaya çalışılıyor.

300 Uçak: İhtiyaç Tablomuza Sığmayan Devasa Bir Rakam

Türk Hava Yolları ve diğer özel havayolu şirketlerinin toplam filosu bugün yaklaşık 600 uçaktan oluşuyor. 
Çoğu modern, yakıt tasarruflu ve uluslararası standartlara uygun. 
Peki, 300 ek uçak gerçekten gerekli mi?

İç hat yolcu talebi, ekonomik kriz nedeniyle daralıyor.

Dış hatlarda büyüme potansiyeli var, ancak bu, aşamalı filo yatırımlarıyla kontrol edilebilir. 300 uçaklık devasa sipariş, rasyonel bir ihtiyaçtan ziyade siyasi prestij amacı taşıyor. 

300 Uçaklık Sipariş: Gazla Dolu Bir Gösteri

Bu durumu en iyi metaforlarla ifade etmek gerekirse: 
300 uçak, devasa bir sipariş gibi; gösterişli görünüyor ama içi yalnızca gazla dolu. 
Bu gaz, halkın ihtiyaçlarından değil, siyasetin “uluslararası vitrin” heveslerinden kaynaklanıyor. 
Zeplin gökyüzünde parıldarken, halkın cebinde ufak bir kıvılcımlar çakacak.

Erdoğan-Trump Diplomasisi: Uçuş Planı mı, İktidarına Destek Pazarlığı mı? 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklaması, muhalefetin gündeminde geniş yankı buldu. 
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in eleştirisine verdiği “O bu işlerden anlamaz, ona mı soracağız?” yanıtı, tartışmaları daha da alevlendirdi. 

Bu durum, meselenin rasyonel ihtiyaçlardan uzaklaşıp muhalefeti küçümseme noktasına evrildiğini gösteriyor. 
Demokratik bir denetim süreci olması gereken yerde, otoriter bir üslup devreye giriyor ve böylece konu, halkın cebinden çıkacak milyarlar yerine “kim bilir, kim bilmez” tartışmasına dönüşüyor.

Sonuç: İktidarına desteğin maliyeti Vatandaşa 

Türkiye’nin 300 uçak tutkusu, ekonomik gerçeklerden ziyade siyasi hesaplarla açıklanabilecek bir adım. 
Bu uçaklar belki de hiç gökyüzünde uçmayacak; sadece Beyaz Saray’ın oval ofisinde Trump ile bir basın toplantısı yapmış olmatan öteye gitmez,
Amerika şu an için değil F35, F16 bile vermez.
Türkiye sırf Erdoğan Trump ile görüştü diye, mali krizde olan Boing'den 300 uçak aldığı ile kalır.

Asıl soru şu:
Halk evinde ekmek kuyruğunda beklerken, 300 uçaklık bir masal kimin yararına?
Next Post Previous Post