Yerli ve Milli Türk TukTuk’u: Ekonomik Ve Sosyal Çöküşün Pedallı Versiyonu

İzmir’in bisiklet taksi projesi, Yerli ve milli” söylemiyle beden gücüne dayalı ulaşım sistemi

Yerli ve Milli Türk TukTuk’u: Terli emekçi önde, keyifli turist arkada – sistemin ironik temsili.”


Türk TukTuk'u: Pedal Çevire Çevire İnsan Haklarından Uzaklaşmak 


İzmir’in bisiklet taksi projesi, Yerli ve milli söylemiyle beden gücüne dayalı ulaşım sistemi düşünülüyormuş, yuh artık diyorum.

Taksi ücretleri roket gibi fırladı, benzin desen Altın’a kafa tutuyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi de çözüm olarak bisiklet taksi uygulamasını düşünüyormuş. Vallahi Bilal, bu işin sonu yandaşlara sorarsan pedalla uzaya çıkmak!

Benzin Zamlarıyla Başlayan Yolculuk: Direksiyonu Beden Gücüne Kırmak

Eskiden de taksiye binmek lükstü, şimdi ise uzay turizmi gibi... 
Bir yere gitmek istiyorsan ya servet dökeceksin ya kendin pedal çevireceksin ya da  pedal çeviren bir garibanın sırtına bineceksin.

Belediyenin bisiklet taksi fikri kulağa ilk başta çevreci gibi gelse de, işin özüne bakınca insanın içi burkuluyor. 
Çünkü bu sistem, bir insanın başka bir insanı kas gücüyle taşımasını normalleştiriyor. Hani derler ya, “insan insana yük olmaz” diye... 
Burada resmen yük oluyor.

Türk Halkı Hindistan’a Döndü: Adını Koydum, Türk TukTuk’u

Bilal, gözünü kapat ve hayal et: 
Dar sokaklarda, arkada iki kişi, önde bir gariban pedal çeviriyor. 
Güneş tepede, garibanın sırtından ter fışkırıyor.. 
Bu sahne sana nereden tanıdık geliyor? 
Evet, Hindistan
Ama bu seferki sahne İzmir Kemeraltı’nda geçecek. 
Adını da koydum: Türk TukTuk’u
Hem yerli, hem milli, hem de insan haklarına aykırı!

Pedalın Altında Ezilen Haklar

Bu sistem, “ulaşımda ekonomik çözüm” diye pazarlanıyor ama aslında sosyal bir çöküşün pedallı versiyonu. 
İnsan bedenini ulaşım aracı olarak kullanmak, modern köleliğin bisikletli hali değil mi? Hani biz insana değer veriyorduk? Hani beden emeği kutsaldı? Şimdi kutsal olan, birini taşımak mı oldu?

Son Söz: Bilal, Bu İşin Sonu Riksaya Çıkmasın

Bilal, bu yazıyı okurken belki gülümsedin, belki de içinden “yuh artık” dedin. 
Ama gerçek şu ki, biz bu gidişle riksaya bineceğiz, hem de gönüllü olarak. Belediyeler çözüm üretmek istiyor, eyvallah. 

Ama çözüm, insanı taşıyan insan değil; insanı yormayan sistemler olmalı. Yoksa biz bu gidişle “Yerli ve Milli pedal devrimi” değil, “pedal trajedisi” yaşarız.

-----

Güneş, 
Alnına mühür vurmuş bir adam, 
Arkasında iki gülümseme, 
Biri selfie çeker, öteki çay içer, 
Ve dünya dönmeye devam eder, 
Pedal çevrildikçe değil, 
Göz ardı edildikçe.

Tabelada yazıyor: yerli ve milli Türk tuktuk'u 
Millî olan ter mi, 
Yoksa sessizce taşınan yük mü?

Bu sokaklar artık bir sahne, 
Oyuncular belli: 
Bir beden, bir yük, bir gülümseme. 
Ve alkışlar, 
Arkada oturanların ekranından gelir.

Minare gölgesinde ezilen bir bel, 
Apartmanların balkonunda seyreden vicdan, 
Ve biz, 
Bu tabloya “çözüm” diyenleriz.

Pedal bir metafor değil artık, 
Bir sistemin nabzı, 
Bir halkın,
Sırtına yüklenen ekonomi.

Bilal, bu şiiri sana yazıyorum, 
Çünkü sen hâlâ soruyorsun: 
Bu kadar ter neden?
Ve ben diyorum: 
Çünkü biz, çözümü terde arıyoruz, 
Sistemde değil.


Ahmet ATAM

إرسال تعليق