ADAMIN DERDİ ÖKÜZ KADININ DERDİ SAKIZ

 Adamın derdi öküz karının derdi sakız.

Yani dedem bir cümle ile eşler arasındaki o kadim iletişim farkını ve beklenti uçurumunu özetlemişti.

Mesela adamın kafasında şu soru var;
Önümüz kış, kar buz geliyor, doğalgaz faturası, elektrik faturası, taksitler vergiler, bu ay nasıl geçer nasıl biter bilmem diye dokuz doğurur.

Kadının kafasında ise bambaşka bir Evren vardır..
Koltukları değiştirmemiz lazım, perdeler artık koltuklara uymuyor, mutfak dolapları çirkin oldu, banyo tadil tamir görecek, bütün bunlar neden yapılmıyor bir türlü anlamıyorum.

Olay birisi için hayat memat, öteki için mesele sadece hayat kalitesi.
Bir taraf Survivor modunda, diğer taraf estetik modunda.
Ama ne oluyor?
İki dünya birbirine çarptığı anda büyük bir patlama oluyor.

Adam der ki;
Yahu, şu anda koltuk zamanı, perde zamanı mı? fatura üstüne fatura geliyor.

Kadın der ki;
Tatlım on yıllardır evliyiz, hiçbir şeyi değiştirmedik, bir koltuğu çok gördün.
İşte tam o sırada dedem seslenir gibi olur.

Oğlum, adamın derdi öküz kadının derdi sakız .

Bir düşünün erkek hayatı dev bir excel tablosu gibi görüyor, satır satır giderleri hesaplıyor, kadın ise hayatı Pinterest panosu gibi algılıyor , renkler, uyumlar küçük mutluluklar.

Erkek için evlilik bir bütçe yönetimi.
Kadın için evlilik bir duygu yönetimi.

Erkek yeter ki gemi batmasın der, kadın gemi batmasın da , biraz da şık dursun ister.
Aslında iki tarafta yanlış değil, öküz de lazım sakız da, biri evi ayakta tutar, öteki hayata tat katar.

Hatta şöyle düşünün, öküz olmasa tarla sürülmez, sakız olmasa ağızların tadı olmaz, yani dedemin metaforu evlilik ilişkisini öyle bir özetliyor ki, bugünün psikologları toplanıp çalıştay yapsa, vallahi bu kadar net anlatamaz.
Lakin işin özü de şudur:

Evlilik öküzü sakıza küstürmeden, sakızı da öküzü delirtmeden yürütebilme sanatıdır.
Eğer bunu becerebiliyorsa iki tarafta vallahi o yuvadan huzur eksik olmaz.

Ve şunu kabul edelim, her evde bu tür küçük çatışmaların tadı bir başka güzeldir, çünkü aradaki o tatlı sürtüşme olmazsa ilişki düz yola döner, o zaman da kimse o yolu yürümek istemez, o yüzden bazen geri çekilip gülmek lazım , tamam ya senin derdin sakız, benim ki öküz, ama bir şekilde ortak noktada buluşuruz diye bilmek lazım.

Sonuçta öküz tarlayı sürer sakız ağzı tatlandırır, ikisi birlikte olunca hayat dediğiniz şey biraz daha çekilir hale gelir.

Öküz ile Sakız: Bir Evlilik Atışması

Öküz:
Ben tarlayı sürerim, yükü çekerim,
Sen hâlâ perdenin rengine takılırsın şekerim.
Benim derdim borç, faturayla cebelleşmek,
Senin derdin halıya perdeye desen seçmek?

Sakız:
Sen hep “geçim” dersin, ben “neşe” derim,
Hayat sadece yük değil, biraz gül şekerim.
Senin gözün hep hesapta,
Benim gözüm bir fincan kahve, biraz da pasta.

Öküz:
Benim sırtımda evin yükü, borcu harcı,
Senin derdin doğum günü pastası.
Ben terlemişim, işten güçten yorgun,
Sen salona yeni bir koltuk olsun.

Sakız:
Senin derdin “bugün ne kadar elektrik yaktık?
Benim derdim “akşam yemeğinde mum yaktık
Senin kafanda hep gelecek, hep plan,
Benim kalbimde anın tadı, biraz renkli roman.

Öküz:
Benim derdim öküz gibi, ağır ve gerçek,
Senin derdin sakız gibi, hafif ve renk renk.
Ama kabul, sen olmasan eksik kalırdım,
Sakız 'sız hayat, kuru ekmek olurdu, anladım.

Sakız:
Sen de olmasan ben savrulurdum rüzgârda,
Öküz' süz bir ev, temelsiz bir rüya.
Sen yükü taşırsın, tadı birlikte katarız.
İkimiz birlikteysek, işte o zaman tamamız.

Sonuç;

Dedemin o meşhur sözü bana şunu öğretti, Sevgi sadece aynı şeyleri sevmek değil, aynı zamanda eşinizin farklı gördüğü ve önemsediği şeylere saygı duymaktır,  öküz de gerçek sakız da ,  

Bir daha ki sefere eşinizle bir anlaşmazlık yaşandığında kendinize sorun, acaba bu bir öküz ve sakız çatışması mı, cevabınız evet ise derin bir nefes alın ve dedemin bilgeliğine güvenin çözüm her zaman anlayışla saklıdır.

Ahmet ATAM