YÜRÜTMENİN BAŞI KİMDİR?


Sözün Keskin Kılıcı: "Yürütmenin Başı:


Aslında çoğumuz biliriz Türkçe lastikli bir dildir. Yürütmenin başı gibi bir kelimeyi alıyorsunuz, yerine göre devlet yönetiyor, yerine göre cüzdanı boşaltıyor. Geçenlerde aklıma bu yürütmek kelimesi takıldı kaldı hani şu haberlerde duyduğumuz resmi anlamı değil de sokaktaki o herkesin bildiği, can yakan anlamı çalmak aşırmak, cebe indirmek yürütmek.

Sonra oturdum düşündüm. Etrafımızda televizyonda. Veya sağda solda öyle tipler var ki. Adam hem suçlu hem güçlü hem götürüyor hem de sanki dünyanın en dürüst insanıymış gibi bize ahlak dersi veriyor. 

İşte tam bu noktada içimden bir taşlama yazmak geldi. En başta kullandığım, yürütmenin başı da bu çift anlamlılığı yakalamak için seçtiğim bir metafor. 

Buradaki yürütme. Sakın ha bir idari makam değil, bildiğiniz malı götürme işinin organizasyonu. Valla bu saatten sonra Silivri soğuktur, pek oralara gitmeye niyetim yok. Neyse lafı çok uzatmadan içimden dökülen o dizeleri sizinle paylaşayım, bakalım bu tarif size de bir yerlerden tanıdık gelecek mi?

Yürütmenin Başı Şiiri:


Yalanı gerçek diye yutturur ilmek ilmek, 
Marifet sanır halkın emeğini kemirmek. 
Suret-i haktan görünüp şeytana giydirir gömlek, 
Riyakârlık tahtının şahı, yürütmenin başı.

Gözünün içine baka baka karaya ak der, 
Çaldığı minareye kılıfı önden peyler. 
Utanma nedir bilmez, bir de nasihat eyler, 
Ar damarı çatlamış kişi, yürütmenin başı.

Dili dualı döner ama eli harama uzanır, 
Garibin ahı yerde kalır, o hep kazanır. 
Aynaya baksa yüzü değil, astarı utanır, 
Maskelerin efendisi, yürütmenin başı.

Hortumlar bağlamış deryaya, doymaz içer, 
Kendi ektiği dikenleri gül diye biçer. 
Sanma ki bu devran döner, bu hesap geçer, 
Tarihe kara leke, yürütmenin başı.

Güler yüzle yaklaşır, sanırsın dostun hası, 
Anında buhar olur cüzdanın, evin kasası. 
Hiç bitmez, hiç tükenmez doyumsuz ihtirası, 
El çabukluğunda ustadır, yürütmenin başı.

Kamu malı dinlemez, yetim hakkını aşırır, 
Öyle bir kılıf bulur, gören herkes şaşırır. 
Bardağı değil dostum, kazanları taşırır, 
Götürdüğü yükle bilinir, yürütmenin başı.

Kürsüye çıkınca hep ahlaktan dem vurur, 
Garibin sofrasından kırıntıyı bile kapıp durur. 
Vicdanı nasır tutmuş, sanma bir gün kurur, 
Karanlık işlerin piri, yürütmenin başı.

Sorsan her şey kitabına, kuralına uygundur, 
Halkın cebi delikken, onun keyfi durgundur. 
Ne harama el sürer(!), ne paraya doygundur(!), 
Dünyayı çalsa da doymaz, yürütmenin başı.

Neden böyle bir şiir yazma ihtiyacı duydum? 


Vallahi bazen öyle bir zaman geliyor ki insanın içi şişiyor, haksızlıkları görünce. Kral çıplak demek istiyorsun ama kelimeleri doğru seçmek gerekiyor, şiir ise öfkeyi sanata dönüştürmenin en güzel yollarından birisi bence.

Ve bu şiirde tasvir ettiğim karakter yüzüne gülerken cebini boşaltan yakalandığında bile Yavuz hırsız misali ev sahibini bastıran o yüzsüz zihniyetin bir temsili, minareyi çalarken. Kılıfını hazırlayanların Ar damarı çatlamışlar kısa bir portresi.


Next Post Previous Post
No Comment
Add Comment
comment url