Tarihi camiler Kütahya takvacılar camii

Tarihi camiler Kütahya Takvacılar camii, Takvacılar Camii, Kütahya'da Kavaflar Çarşısı içinde küçük bedestene bitişiktir, 15 yüzyılın ilk yarısında ki arşiv kayıtlarına göre Timurtaş Paşa'nın İmaret medrese ve bir Mescit yaptırdığı belirlenmektedir, bugün Sıvalı olduğundan Yapı malzemesinin taş oluşundan başka duvar örgüleri hakkında ayrıntılı bilgi edinmek mümkün değildir.

Kütahya takvacılar camii
Tarihi camiler Kütahya takvacılar camii

TAKVACILAR CAMİİ

Kütahya camileri, Çarşı içinde çok kullanılan ve Evliya Çelebi'nin 'cemaati kesret ' üzerinedir dediği Yapı Bugün de aynı durumda Bakımlı ve temizdir.
Tarihi boyunca sık sık onarım görüp değişikliğe uğradığı kayıtlardan anlaşılmaktadır.
Yapım tarihini belgeleyecek bir kitabesi yoktur.

Dükkanlar arasında kaybolan bir camii


Bir yandan kuyumcular çarşısı.
Diğer yandan Bedesten ve kavaflar Çarşısı ile çevrili olduğundan Çarşının ortasında kaybolmuş dış görünüşü ile kendini belli edemeyecek durumdadır.
İlk yapıda kaldığı sanılan Avlu giriş kapısı kavaflar Çarşısı içindedir.
Burada yapının En azından çevre duvarlarına sahip genişçe bir avlu içinde kurulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
Çarşı gürültüsünden herhalde Böylelikle uzak tutulmuştur.
Kapı kesme taştan derin bir tonozlu girişin cephesini oluşturmaktadır.
Dış da tek sıra mukarnaslı bir çerçeve içine alınmış olan kapının, basık yuvarlak kemeri çok dilimli Kamalı iki renkli taşları ile dikkat çeker.
Avluda geç devirden kurnalı mermer bir çeşme bulunan çarpık avlunun kuzeyinde, sundurma altında bulunan bir sıra musluk vardır.


Takvacılar Camii mimari özellikleri



Eskiden medresenin bulunduğun nakledilen saka hane adı da musluk çeşme ve tuvaletlerin bulunduğu bölüm kısmen beton kısmen ahşap bölümleriyle girişin sağında batıda yer almaktadır.
Avlunun güneyinde camekanlı cephesiyle geç devir eklemesi olan kapalı ahşap son cemaat yeri bulunur.
Asıl yapının Kuzey duvarı, ortada kapısı, iki yanda ikişer penceresi ve küçük bir Mihrap bu nişi ile bu bölümün içinde kalmaktadır.
Bu duvarın mahfile rastlayan üst kısmında düz askılı geniş açıklıklar yapılarak iki bölüm arasında bağlantı sağlanmıştır, son zamanlara ait bir uygulama olmalıdır.

Bu Kapıdan girildikten sonra asıl Cami mekanına geçilmektedir.
Burası yüksek tavanlı olup ahşap ile örtülüdür.
Yalnız batı tarafında Mihrap Yerinde dik gelişen bir beşik tonozun başlangıcı olması gereken kalıntılar vardır.
Üzeri sıva ve badana olan bu kalıntı dan hareketle burada oldukça geniş ve yüksek bir tonoz olduğunu düşünmek mümkündür.
Sadece giriş yönündeki kapının iki yanında ikişer pencere bulunur.
Buna rağmen basıp yan bölümlerde dahil olmak üzere Caminin içi karanlık değildir.
Üst pencerelerde kuzeydeki açmalar aydınlatmayı sağlaya biliyorlar.

Kubbe eteğini Dolanan Kur'an surelerinden ibaret kalem işlerinden başka mihrabın çini kaplamaları da ilgi çekicidir.

Mihrabın dış kenarındaki kaplamalar yeni olmakla beraber, 16 yüzyıl İznik çinileri taklit eden başarılı bir fabrika çinisidir.
Yine 1975'te gördüğümüz kubbede sarkıtılmış birkaç çini topuz yerini 1980'de küçük camlı avizeciler almıştır.
17 yüzyılda Evliya Çelebi'nin sözünü etmiş olduğu; Müezzin mahfili iki ağaç müşebbek sütunları var, Kim diller ile tarif olunmaz ve gayet Metanet üzere tahta örtülüdür, Şeklindeki anlatıma uygun ağaç direklerden de bir iz yoktur.

Takvacılar Cami kimin tarafından yaptırılmıştır


Gerek Vakıf kaydında gerekse kapı defterlerinden yapının Timurtaş Paşa tarafından İmaret medrese Mescit olarak yaptırılmış olduğu anlaşılıyor.
Yıldırım Beyazıt'ın ilk Kütahya valiliğinden sonra Kosova Savaşı'na katılmak üzere babası Murat Hüdavendigar'ın yanına gittiği sırada Timurtaş Paşa Kütahya ve civarı muhafızlığında görevlendirilmiş.
Timur 1402 Ankara Savaşı'ndan sonra Kütahya'ya geldiğinde onun kaledeki hazinesini almıştır

İmaret medrese Mescit şeklindeki ilk Kayıtlardan sonra;
1571 tarihli defterde hatiplik görevinin bulunmasından 16. Yüzyıl içinde camiye çevrildiği görüşü vardır.
Gerçekten de Evliya çelebi Kütahya'daki 11 Cuma mihrabı arasında saymaktadır.

1570 de tamamlanmış olan Kütahya'daki Lala Hüseyin Paşa Camii bahriyesinde de Timurtaş Camii olarak adı geçmektedir.
Bu durumda Timurtaş Paşa'nın Kütahya'da bulunduğu 1389 / 1402 yılları arasında yaptırılmış olduğunu kabul etmek gerekiyor.
Ancak Yapı bundan sonra pek çok değişiklik geçirmiş olmalıdır.

Bunlardan ilki 1175 Miladi 1761 tarihlerinde Anadolu Valisi Silahtar Mehmet Paşa tarafından yaptırılan değişiklik ve onarımlar olarak tespit edilmiştir.
Nitekim ahşap ekleme olan şimdiki son cemaat yerinin temel duvarına Bitişik olarak Kapıya yakın yerde durmakta olan bir Kitabe vardır, yuvarlak Kemer içinde iki kartuş halinde bu küçük kitabede.


Maşallah.
Silahtar Mehmet Paşa'nın hayratı tamiri.
Sene 1761 /1762. Okunmaktadır.


Silahtar Mehmet Paşa'nın bu yıllardaki onarım ve eklemelerini işaret eden arşiv belgeleri de vardır.

Vakfiyesi Temmuz 1764 tarihinde düzenlenmiştir.
Bir süre Anadolu Valisi olarak Kütahya'da bulunduğunda cami için yeni Vakıflar eklemiştir.
1834 / 1835 tarihinde yapının bir daha elden geçtiğini ve.
Kütahya muaccelat nazırı Salih Efendi tarafında onarıldığını görüyoruz.

Bu onarım ve eklemeler yapının bünyesinde bazı esaslı değişikliklere yol açmıştır.
Bu durumda yapının tarihindeki onarımları ve eklemeleri de göz önünde bulundurarak arşiv kayıtlarındaki İmaret medrese Mescit şeklindeki ifadeye eğilmek gerekecektir.
Mescit ve medrese kaydı ile beliren yapının 16. Yüzyıl sonlarında hatiplik görevi eklenerek camiye çevrilmiş olabileceğini düşünülmektedir.

Bizans kilisesi üzerine kurulan Cami


Hamza Güner'in halk arasındaki rivayetten nakde Bizans Kilisesi üzerinde kurulmuş olabileceği ihtimaline Şimdilik katılmak pek mümkün değildir.
Bizans devrinde Kale dışındaki yerleşmenin durumu hakkında da zaten kesin bilgimiz yoktur.
On dördüncü yüzyılın sonu ile 15 yüzyılın başı Kütahya'nın oldukça karışık bir devridir, bu dönemde yapılan yapılarında problemli yapılar olduğu gözlenmektedir.
Bu dönemde tek bir cami veya medrese yerine çok fonksiyonlu yapıların tercih edildiği gözden kaçmamaktadır.

Bu yaklaşımlar Şimdilik yapının plan ve formunda hiçbir sonuca götürebilecek açıklıkta değildir ancak ileride yapılacak bir ekip çalışmasına çeşitli hareket noktaları gösterebilir düşüncesiyle kısaca bu bölüme etkilenmişlerdir.
 
Kaynak;
Türkiye İslam ansiklopedisi
İstanbul üniversitesi edebiyat fakültesi sanat tarihi enstitüsü.



0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun