Kar mı yağdı Kütahya'nın dağına türkü hikayesi
Bundan yıllar önce, o yılki kazancı kötü olan bir aile, Ilıca'ya gidemeyeceklerini anlayınca bir çare ararlar ve sonunda evlerinin çatı kiremitlerini satıp döndüğümüzde çalışır tekrar alırız diyerek, Ilıca'ya gitmeye karar verirler.
Biraz da yazın son dönemi olan güze denk gelir herhalde ki Ilıca'ya giderler.
O devirde şimdiki gibi vasıta çok olmadığından, bir atlı araba veya fayton birilerini götürdüğünde, dönerken de başkalarını getirdiği gibi, bir başkalarından da "bizi falan zaman götürüver" diye sipariş alırlarmış.
Bilhassa Ilıca şehir merkezine en uzak kaplıca olduğundan oraya giden bir aile şehire iki üç ay gelmezmiş.
Bu olayın kahramanı aile de biraz zamanı uzatırlar ve Kütahya'ya döndüklerinde, karşıdan bakıyorlar dağlar karla kaplı,
"eyvah yandık"
Çığlıklarıyla bir an önce evlerine koşarlar.
Kapıyı açtıklarında tüm eşyalarının (yatak, yastık, yorgan, kilim, minder, giyecekler v.b) kar sularından perişan hale geldiğini görüp otururlar ve başlarlar ağlaşmaya:
Kar mı yağdı
Kütahya'nın dağına aman
Ateş düştü
Ciğerimin aman, bağına hey!
Diyerek ağıtlar yakarlar.
Karmı yağdı Kütahya'nın dağına türkü sözü
Gar mı yağdı Kütahya'nın dağına (aman)
Ateş düştü ciğerimin (efem) bağına (ey)
Gül döşetmiş (donatmış) şalvarının ağına (aman)
Gayırma (Kandırma) sevdiğim gün böyle galmaz (ey)
Yanar derunumun (ciğerimin) ateşi sönmez (ey)
Melek misin yeşil donlar giyersin (aman)
Cellat mısın tatlı cana (aman) kıyarsın (ey)
Çocuk musun el sözüne uyarsın (aman)
A dağlar ey dağlar laleli dağlar (ey)
(Açıldı çiçekler gelmedi yazlar)
Elleri koynunda bir gelin ağlar (ey)
Bu ağıt, zaman içinde dilden dile dolaşarak türkü haline gelmiş ve Kütahya folklorunde birinci zeybek oyunu olarak yerini almıştır.
Biraz da yazın son dönemi olan güze denk gelir herhalde ki Ilıca'ya giderler.
O devirde şimdiki gibi vasıta çok olmadığından, bir atlı araba veya fayton birilerini götürdüğünde, dönerken de başkalarını getirdiği gibi, bir başkalarından da "bizi falan zaman götürüver" diye sipariş alırlarmış.
Bilhassa Ilıca şehir merkezine en uzak kaplıca olduğundan oraya giden bir aile şehire iki üç ay gelmezmiş.
Bu olayın kahramanı aile de biraz zamanı uzatırlar ve Kütahya'ya döndüklerinde, karşıdan bakıyorlar dağlar karla kaplı,
"eyvah yandık"
Çığlıklarıyla bir an önce evlerine koşarlar.
Kapıyı açtıklarında tüm eşyalarının (yatak, yastık, yorgan, kilim, minder, giyecekler v.b) kar sularından perişan hale geldiğini görüp otururlar ve başlarlar ağlaşmaya:
Kar mı yağdı
Kütahya'nın dağına aman
Ateş düştü
Ciğerimin aman, bağına hey!
Diyerek ağıtlar yakarlar.
Karmı yağdı Kütahya'nın dağına türkü sözü
Gar mı yağdı Kütahya'nın dağına (aman)
Ateş düştü ciğerimin (efem) bağına (ey)
Gül döşetmiş (donatmış) şalvarının ağına (aman)
Gayırma (Kandırma) sevdiğim gün böyle galmaz (ey)
Yanar derunumun (ciğerimin) ateşi sönmez (ey)
Melek misin yeşil donlar giyersin (aman)
Cellat mısın tatlı cana (aman) kıyarsın (ey)
Çocuk musun el sözüne uyarsın (aman)
A dağlar ey dağlar laleli dağlar (ey)
(Açıldı çiçekler gelmedi yazlar)
Elleri koynunda bir gelin ağlar (ey)
Bu ağıt, zaman içinde dilden dile dolaşarak türkü haline gelmiş ve Kütahya folklorunde birinci zeybek oyunu olarak yerini almıştır.
Yorum Gönder