Evliya Çelebi döneminde Kütahya, Dünyada edebiyat araştırmacılarına Kütahya ve Kütahyalı adını en çok duyuran yazar, Seyyah-ı Âlem Evliya Çelebi’dir. Evliya Çelebi ve Dönemin Kütahya'sı
Evliya Çelebi döneminde Kütahya |
Evliya Çelebi Kütahya'da
Dünyanın bilinen bu en büyük seyahat yazarı, Kütahyalı Evliya Çelebi, 25 Mart 1611 tarihinde İstanbul’da doğdu, Soyunu ceddim dediği Germiyânzâde Yakubb'a, Türkistan’a ve Ahmet Yesevi'ye bağlar ve büyük atalarının Buharalı olduğunu söyler.
Babası Derviş Muhammed Zıllî, on altıncı asrın başlarında Kütahya’dan İstanbul’a gelmiş ve Kanuni'den I. Ahmet’e, sarayın Kuyumcu başılığını yapmıştır.
Evliya Çelebi, Kütahya Zeryen mahallesindeki baba evinin amcazâdesi Şair Fıraki'ye bırakıldığını yazmaktadır, Kendi ifadesine göre zayıf, ufak tefek, koca kafalı ve sakalsız bir nedim-i benî-âdemdir.
Evliya Çelebi ve Kütahya
Evliyâ Çelebi, çeşitli defalar Kütahya’ya gelip gitmesine rağmen memleketine esas seyahatini 1082/1671 yılında yapmış ve atalarının şehrinde uzun bir süre kalarak çok önemli bilgiler ihtiva eden Kütahya gözlemlerini kaleme almıştır.
Seyyah-ı âlem olan Evliya, Kütahya’ya Bursa, İnegöl ve Domaniç üzerinden gelmiştir. Domaliç/Domaniç dağında eşkıya elinden kurtulan Çelebi, Müslüman Çukurca köyü yaylağında mola verir, Çukurca’dan Selim Baba Köyüne gelen Evliya, burada Karaca Ahmed Sultan erenlerinden Selim Dede Sultanı ziyaret eder.
Çelebi, Çukurca’dan Hargûş’a yani Tavşanlı’ya geçer. Tavşanlı altı mahalleli, sekiz camili, yetmiş köyü olan yüz elli Akçelik bir kazadır.
Tavşanlı’nın baldan leziz taş gibi üzüm pekmezi/ağdası meşhurdur der.
Tavşanlı’dan sonra bir Müslüman köyünü geçip Şeyh Ömer’e/Seyitömer’e uğrar.
Yoncalı dağından doğan ve Kuti nehrine-Porsuk olmalı-karışan Felend nehrini takip eder ve iki saat sonra Kütahya’ya varır.
Evliya Çelebi, Kütahyayı Germiyan bahadırlar vilâyeti ve Anadolu tahtı olarak anlatır.
Çelebi'ye göre şehri 715/1315 yılında Germiyanlı Şah Yakup feth etmiştir.(?)
- Şehir, Anadolu eyaletinin tahtıdır.
- Mısır, Budin ve Boğdan’dan sonra dördüncü merkezdir.
- Geliri bir milyon akçedir.
- On dört sancaktır:
Kütahya/merkez, Saruhan/Manisa, Aydın, Kastamonu, Bursa, Bolu, Menteşe/Muğla, Ankara, Karahisar/Afyon, Teke/Antalya, Kankırı/Çankırı, Hamid/Isparta, Sultanönü/Eskişehir ve Karesi/Balıkesir. Eyalette hazır durumda yaklaşık kırk bin asker bulunmaktadır.
Dokuz nahiyesi, yirmi dört kazası vardır.
Batı kapısı aşağı yeni kaleye açılır.
İç kale bin adımdır, kapısı Camus derisiyle kaplı tahtadandır.
Kalede Germiyanoğlu camisi ve yetmiş ev olduğunu yazar.
Çelebi’ye göre Kütahya kalesinin yetmiş kulesi, üç kapısı vardır.
Doğuya bakan kapı üç kat demir kapıdır.
Bu kapının dışında beyaz mermerden iki Arslan heykeli vardır.
Güney kapısı Sultan bağı tarafına açılır.
Kale evleri Kuti/Küti sahrasına nazırdır.
Kale çevresinde otuz dört mahalle vardır:
- Saray
- Gökçemen
- Böğürcük/Bölükçü
- Şaraküsdü/Şehreküstü
- Orta, Lala
- Ahi Erbasan
- Ahi Mustafa
- Kancık
- Börekçiler
- Sultan bağı
- Bezciler
- Efendi Yolu
- Kadı Şeyh
- Cemaleddin
- Çukur
- Analıca
- Balıklı
- Buladın/Bolvadin
- Servi
- Meydan
- Hacı İbrahim
- İsak Fakı/İshak Fakih
- Ma’ruf
- Dibik/Kobak
- Lala Hüseyin Paşa
- Yenimahalle
- Çerçi Süleyman
- Ahi Evran
- Mumcular
- Ahi İzzeddin
- Pirler ve yer yer
- Kefereler mahalleleri…
Mahallelerin çoğunda bağ ve bahçeli, suları bol güller içinde konaklar yer alır.
- Üç mahalle Ermeni Keferesi,
- Üç mahalle Rum Feceresidir.
Eskiden beri Yahudiler azdır, ticaret yapar ve giderler.
Kütahya’ya yerleşen Yahudilerin kısa zamanda öldüğünü anlatır.
Nedîm-i benî-âdem olan Evliya, Hıdırlık dağından seyri özge olan Kütahya’da, yetmiş yedisi kiremit örtülü saray/konak olan yedi bin toprak evden bahseder.
Germiyanoğlu sarayı
Ali Paşa sarayı Germiyanoğulları binasıdır.
Bu sarayın üç yüz altmış odası, divanhaneleri; hamamları, avluları ve bahçeleri ve kırk muhafızı vardır.
İkinci olarak baştan ayağa kiremitle kaplı Osman Paşa sarayını anlatır.
Bu saray, Sultan bağı deresi kenarındadır.
Çelebi, bu sarayda on gün misafir kalmıştır.
Sarayın Bey Efendisi, Kandiye gazâsından gelip bu sarayın bahçesine bir köşk yaptırmış.
Bunlardan başka Üftadlıoğlu ve Saçlı zade Hasan Ağa saraylarının isimlerini sayar.
Kütahya şehri küçük gibi görünür ama Sultan bağından, Osman Paşa sarayı ve Mevlevihane ve Kapan köprüsünden, ta Meydan mahallesine ve Çaybaşı'na kadar dere boyu dört bin adım uzunluğundadır der.
Şehri bölen derenin/Kapan deresinin iki tarafı kat kat bahçeler ve konaklarla süslüdür.
Derede her eve bir ark ile su gelir ve bostanları sular.
Dere, şehrin doğusundan batısına kadar uzanır;
Gökçemen’den Yeni mahalleye kadar yolun iki tarafı beş bin adımdır, yolun çevresi bağ ve bahçeli evlerle doludur.
Evliya Çelebiye göre şehirde otuz iki Mihrap/Cami vardır.
On birinde Cuma namazı kılınır.
Diğerleri zaviyedir.
En büyük cami, cemaati çok olan Yıldırım Bayezid Han’ın Selâtin/Ulu camisidir.
Ulu Cami’nin, cemaatin çok olduğu vakitlerde, yirmi bin kişi aldığını ifade eder.
Balıklı hamamına bitişik cami küçük bir camidir.
Karagöz Paşa camisinden kısaca bahsettikten sonra Zeryen mahallesinde ulu atası Kara Mustafa Bey/Hisar Bey camisini anlatır.
Kara Mustafa Bey’i Yıldırım Han veziri İshak Paşa’nın şehit ettiğini yazar.
Arasta içinde Takyeciler/Takvacılar camisi, İshâk Fakih/Tabakhâne camisi ve Yeni mahallede Lala/Hüseyin Paşa camisi ve Yukarı kalede Germiyan Sultanı Süleyman Han camisini anlatır.
Meydan mahallesinde Arslan/Beg camisi,
Emir Şeyh tekkesi/Kurşusnuz camisi meşhurdur.
Mescitlerin içerisinde Gıyaseddin Keyhüsrev Emiri İmadüddin Hezar Dinari’nin yaptırdığı Hıdırlık mescidi küçük bir zaviyedir. 641/1244.
Evliya, Bölükçüler ve Gûnân mahalleleri mescidi, Ahi Mustafa mescidi, Paşa mahallesi mescidi ve diğer mahallelerde medreseler tekyeler zaviyeler ve hanlardan da bahseder.
Evliya Çelebi'ye göre Kütahya’da yedi medrese vardır.
Germiyanoğlu medresesi müftü yetiştiren genel bir medresesidir, Yevmiyesi bir altundur.
Timur vakasından sonra Musa Çelebi bu Germiyanoğlu medresesini tamir ettirmiştir.
Yıldırım'ın başladığı Ulu camiye Musa Çelebi tamamladığı için Musa Çelebi camisi denildiğinden bahseden Evliya,
Evliya Çelebiye göre Kütahya medreseleri
- Rüstem Paşa medresesi,
- Vâhid Paşa medresesi,
- İshak Fakih medresesi,
- Karagöz Paşa medresesi,
- Şeyh Paşa medresesi,
- Halîliyye medreselerini sayar.
Evliya'ya göre Kütahya’da altı tekke vardır, Kapan hanına komşu:
- Asitâne-i Hazret-i Mevlânâ yani Mevlevihane tekkesi,
- Nalınlı Şeyh,
- Abdülkadir Geylani,
- Şeyh Pasin/Yasin tekkesi,
- Hıdırlık tekkesi,
- Âl-i Abâ Bektaşiyân tekkesi meşhur tekkelerdir.
Evliya Çelebi'ye göre şehir merkezinde dokuz hamam vardır.
En güzeli Rüstem Paşa’nın yaptırdığı, aydınlık bir hamam olan Balıklı hamamıdır.
Bu hamamın havuzunda gümüş balıklar vardır. “Âlem kırılsa gamzesinin eksiği değil” anlamınca, Hoten ahusu gözlü, nur yüzlü, güneş parçası dilberler bu havuzda yüzüp gönüller avlarIarmış.
- Balıklı hamamı
- Germiyan hamamı,
- Kazasker hamamı,
- Şengül hamamı,
- Kemer hamamı,
- Hüseyin Paşa hamamı,
- Aktemür hamamı.
- Arada bir kullanılan üç hamam ve yirmi üç saray hamamını anlatır Seyyahımız…
Evliya Çelebi, Kütahya’da yetmiş mahalle mektebi, iki imaret ve on yedi hân vardır der.
En önemli han iki yüz ocaklı Kapan hanıdır ve bu han demir kapılıdır, avlusunda fıskiyeli büyük bir havuz yer alır, Mescidi çok güzeldir.
Bundan başka
- Çâşnigirbaşı hanı,
- Bulvadanlı hanı,
- Bostân Efendi hanı,
- Osman Paşa hanı,
- Rüstem Paşa hanı,
- Serdar hanı ve
- Acem hanı önemlidir.
Evliya'ya göre Kütahya’da kırk sebil, kırk sekiz kaynak suyu ve otuz yerde çeşme vardır.
Zeryen mahallesinde Cafer Paşa çeşmesinin suyunu över ve çeşmenin tarihinin [987/1581] babasının güftesi olduğundan, 991/1585] yılında yapılan Yeni mahalle çeşmesinden ve tarihsiz çeşmelerin çokluğundan bahseder.
Evliya Çelebiye göre Kütahya’da iki çarşı bedesten vardır.
Büyük bedesten Gedik-Ahmed Paşa hayratıdır.
Bu çarşıda sekiz yüz altmış dükkân yer almaktadır ama en süslü/güzel ve muntazam alışveriş yapılan çarşı kavaf, ayakkabı ve terlik çarşısıdır.
Bu yıllarda Kütahya’da:
- 3 Ermeni
- 2 Rum kilisesi vardır.
Ana caddeler ve işlek yollar kaldırımsızdır.
Çarşısı yokuş yukarı ve yolları daracıktır.
Yokuş yukarı bu yollarda yer alan evler birbiri üzerinde gibi bitişiktir.
Evliya'nın Kütahya'sını anlatmaya çalıştığımız bu birinci bölümü Kütahya’yı kalemiyle ve fırçasıyla güzelleştiren, bu şehrin mümtaz şahsiyetlerinden ressam ve neyzen Ahmet Yakupoğlu’nun Kütahya ve Evliya Çelebi hakkındaki cümleleriyle bitirelim:
Ey garip Kütahya!
Senin İstanbul’a bağışladığın bu büyük insan,
Türk kültüründe kimselerin yapamadığı çok müstesna bir vazifenin nasıl da hakkından gelmiş...
Nasıl unutulmaz bir eser bırakmış.
Ey muhteşem Evliya!
Tanpınar senden Mimar Sinan ile beraber bahsetmiştir:
İmparatorluk hudutlarını çizmekte aynı vazifenin değişik yollarında çalışan iki Türk büyüğü.
Osmanlı Devleti’nin uzandığı hudutlarının serhaddine kadar tapu haritasını meydana getirmiş iki Türk büyüğü…
KAYNAK VE LİNK : Dr Öğretim Üyesi Kadir Güler
Yorum Gönder