Kütahya efsaneleri |
Kütahya menkıbeleri Kırklar menkıbesi
Sultan bağı Mahallesinden kunduk viran ve kumarı Köyü bahçelerine giden yolun sol tarafına düşen küçük bir tepeciğe Kırklar Tepesi denir.
Bu Tepe'de mezarlar vardır
Bundan 15- 20 sene öncesine kadar bu mezarlar arasında bir de Ziyaretçiler için namaz kılıp dilekleri için dua ettikleri ahşap bir yapı vardı
Şu anda yıkılmış temel taşlarının mevcut olduğu bu Yapı içerisinde serili seccadeler tesbihler vardı Ziyaretçiler namazlarını bu seccadeler üzerinde kılar, teşbih çekerek dua ederler.
Dilek dilerlerdi işte söz konusu menkıbe bu yöreye aittir
Kütahyalı olan dini bütün bir kişi beş vakit namazını her zaman Ulu camide kılar namazdan sonra da Yarabbi beni kırklara karışmıştır diye dua ederlermiş.
Bir gün ibadetini tamamlayıp çıkarken yanına bir yaşlı sokulur ve der ki.
Sen kırklara karışmak istiyorsan, Sabah namazından sonra en son caminin Batı tarafındaki Kapıdan çıkan adamı takip et, ne derse desin dinleme peşini bırakma o nereye giderse sen de git der.
Bu kişi Adamın dediğini yapar ertesi günü sabah namazından sonra bekler
Camide en son 1 kişi kalır
Fakat o kişi de çıkmak için herkesin gitmesini bekler.
Bakarken arkada bekleyenin gideceği yok artık gitmeye karar verir ve kalkar caminin Batı kapısından çıkar.
Kişi de hemen peşine takılır arkadan takibe başlar.
Önden Giden kişi arkasına bakmadan eliyle Peşimden gelme anlamını taşıyan el hareketleri de yapsa vazgeçmez.
Nihayet Kırklar denilen Tepe'nin eteği ne gelinir.
Adam geriye döner
Gel bakalım gel misafirim ol der.
Önlerinde bir kapı açılır ve içeri girerler.
İçerde başka kişiler de vardır.
Adam selam vererek, Kardeşler misafirimiz var der.
Buyur ederler.
Bu arada helva yapmak amacıyla bir tarafta revani bir tarafta şerbet koyarlar.
İçlerinden birisi Haydi Erenler vakit geldi gidelim helva odasına der.
Bunun üzerine gitmeye hazırlanırlar, fakat birisi revaniyi kim karıştıracak der.
Ve dışarıdan gelen adama Revaniyi karıştırmasını fakat şerbet tenceresinin kapağını kesinlikle açmamasının söyleyerek giderler.
Adam revaniyi karıştırmaya başlar.
Fakat şerbet tenceresine aklı takılır
Neden kapağının açılmasını istemezler acaba derken, merakından duramaz.
Sabredemez ve şerbet tenceresinin kapağını açar.
Bir de bakar ki ...
Önünde koca bir deniz denizde Türk gemileri ile düşman gemileri çarpışmakta.
Düşman gemileri Türk gemisini batırmak üzeredir, hemen elinde bulunan revani karıştırdığı kepçeyi düşman gemilerinin üstüne bastırmak suretiyle hepsini batırır ve tencerenin kapağını kapatır.
Revani karıştırmaya devam eder.
Derken Erenler gelir şöyle derler ussal savaşta şu kadar kişi şehit şu kadar kişi Gazi olacaktı fakat bunlar gerçekleşmedi
Acaba neden ..
Biri der ki
Şu adam şerbetin kapağını açmış, bir soralım der ve sorarlar
O da cevap verir.
Evet açtım, düşman gemileri bizim gemiyi batırmak üzereymiş ve ben de o gemileri batırdım der
Bunun üzerine peşine takılıp geldiği adam.
Sen bir daha kırklara katılmayı düşünme
Çünkü bu sabırla seni almazlar der
Adam kendini yalnız ıssız vaziyette bulur işte Kırklar menkıbesi böyle anlatılır
Alıntı : Ali Günhan Kütahya folklorundan damlalar
Yorum Gönder