KIRKLAR MENKIBESİ
Kütahya menkıbeleri Kırklar menkıbesi
Bir Şehrin Kaderini Değiştiren Mucize: Kırklar Menkıbesi
Sultan Bağı Mahallesi'nden Kunduk Viran ve Kumarı Köyü bahçelerine giden yolun sol tarafında yer alan küçük bir tepeciğe Kırklar Tepesi denir. Bu tepenin üzerinde mezarlar bulunmaktadır. Yaklaşık 30/40 yıl öncesine kadar, bu mezarların arasında ziyaretçilerin namaz kıldığı ve dilekleri için dua ettiği ahşap bir yapı bulunuyordu.Kırklar Menkıbesi'nin özünde, Kütahya'nın Müslüman Türkler tarafından fethi yer alır. Anlatılanlara göre, Anadolu'nun Türkleşme sürecinde Kütahya, Bizans'ın sağlam surları ardında direnmeye devam eder.
Şehri kuşatan Selçuklu ordusu, uzun süren çabalara rağmen kaleyi ele geçiremez.
Askerlerin yorulduğu, umutların azaldığı bir anda beklenmedik bir olay meydana gelir.
Gece karanlığında ya da sisli bir havada ansızın ortaya çıkan kırk evliya, yani "Kırklar," farklı hikayelerde şehre gizlice sızdıkları, düşman saflarında korku ve şaşkınlık yarattıkları ya da ordunun moralini yükselterek savaşın kaderini değiştirdikleri şekilde anlatılır.
Gece karanlığında ya da sisli bir havada ansızın ortaya çıkan kırk evliya, yani "Kırklar," farklı hikayelerde şehre gizlice sızdıkları, düşman saflarında korku ve şaşkınlık yarattıkları ya da ordunun moralini yükselterek savaşın kaderini değiştirdikleri şekilde anlatılır.
Bu kutsal kişiler, manevi güçleriyle kalenin kapılarını açmış ya da düşmanı şaşkına çevirerek fethin önünü açmışlardır.
Kırklar'ın bu yardımıyla Kütahya fethedilir ve Türk toprağı haline gelir.
Fetihten sonra Kırklar, geldikleri gibi sessizce kaybolur.
Fetihten sonra Kırklar, geldikleri gibi sessizce kaybolur.
Kim oldukları ya da nereden geldikleri tam olarak bilinmese de Kütahya halkının gönlünde her zaman özel bir yer edinirler.
Halk, onların şehre bereket, huzur ve koruma getirdiğine inanır.
Farklı anlatımlar ve sembolik anlamlarıyla dikkat çekerler.
Kırklar Menkıbesi, sözlü kültürün bir parçası olduğu için bir çok farklı anlatım biçimlerine sahiptir:
- Görünmez Yardımcılar: En yaygın hikâyeye göre, Kırklar fiziksel olarak savaşmadan, manevi güçleriyle kalenin düşmesini sağlamıştır bu durum, ilahi bir yardımın göstergesi olarak değerlendirilir.
- Manevi Öncüler: Bazı anlatımlarda, Kırklar fetihten önce şehre gizlice girip keşif yaparak ordunun yolunu hazırlamıştır.
- Moral Kaynağı: Kırklar'ın varlığı, kuşatma altındaki askerlere moral ve inanç veren bir sembol olarak görülür. Duaları ve manevi destekleri, ordunun zaferine katkı sağlamıştır.
"Kırklar" ifadesi, İslam sofizminde önemli bir yere sahiptir. Gayb Erenleri ya da "Abdallar" olarak bilinen bu kutsal kişiler, halk arasında keramet sahibi ve görünmez evliyalar olarak kabul edilir.
Anadolu'nun birçok şehrinde, "Kırklar" ile ilgili menkıbeler anlatılır ve onlara adanmış türbeler ya da ziyaretgâhlar bulunur.
Kütahya'daki Kırklar Tepesi ve çevresi de bu inancın somut bir örneğidir.
Menkıbenin Kaynakları
Menkıbenin yazılı bir kaynağı bulunmamakla birlikte, Kırklar Menkıbesi genellikle sözlü geleneğe dayanan bir halk hikayesi olarak bilinir. Ancak, farklı dönemlerde yazılmış bazı eserlerde ve seyahatnamelerde de bu hikayenin izlerine rastlanabilir.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi: Osmanlı'nın ünlü gezgini Evliya Çelebi, Kütahya'ya ziyaretlerinde şehrin kültürü, tarihi ve inançları hakkında değerli bilgiler sunmuştur. Seyahatnamesinde doğrudan Kırklar Menkıbesine bir atıf bulunmasa da, şehrin manevi havasından ve evliyalara duyulan saygıdan bahsetmesi, bu tür inançların o dönemde de yaygın olduğunu ortaya koyar.
Yerel Tarih Çalışmaları ve Folklor Derlemeleri: Kütahya üzerine yapılmış yerel tarih araştırmaları, folklor derlemeleri ve şehir monografilerinde Kırklar Menkıbesi'ne geniş yer verilir. Bu çalışmalar, menkıbenin farklı varyantlarını ve halk arasındaki yaşayışını kaydetmiştir.
Vakıf Kayıtları ve Eski Belgeler: Bazı vakıf kayıtları ve eski tapu tahrir defterlerinde, Kırklar'la ilişkilendirilen mekanlara yapılan atıflar veya onlara adanmış vakıflar bulunabilir.
Kütahya'nın Kalbinde Yaşayan Efsane Kırklar Menkıbesi
Bugün Kütahya'da Kırklar Menkıbesi, bir efsaneden çok daha fazlası olup, şehrin kimliğinin ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle Kırklar Tepesi, halk arasında duaların edildiği ve Kırklar'ın manevi varlığının hissedildiğine inanılan özel bir noktadır. Kütahya'yı ziyaret edenler için bu menkıbe, şehrin yalnızca fiziksel güzelliklerini değil, aynı zamanda derin manevi dokusunu keşfetmek için eşsiz bir fırsat sunar.
Kırklar, Kütahya için yalnızca bir fetih hikayesi değil, aynı zamanda zor zamanlarda umudu, dayanışmayı ve ilahi yardımı simgeleyen bir semboldür. Bu kadim şehrin sokaklarında dolaşırken, siz de Kırkların fısıltılarını duyabilir, onların manevi enerjisini hissedebilirsiniz...
Toprak nefes nefese, Ufukta bir demir gölge.
Surlar, zamana direnen suskun dudaklar,
Her taşında bir ağıt, her burcunda bir bekleyiş.
Gök, ağırdı, kurşuniydi,
Ve umut, ince bir teldi, kopmaya hazırdı.
Sonra, bir hiçliğin içinden,
Kütahya'nın Kırk Fısıltısı Şiiri
Toprak nefes nefese, Ufukta bir demir gölge.
Surlar, zamana direnen suskun dudaklar,
Her taşında bir ağıt, her burcunda bir bekleyiş.
Gök, ağırdı, kurşuniydi,
Ve umut, ince bir teldi, kopmaya hazırdı.
Sonra, bir hiçliğin içinden,
Belirdi bir titreşim, kırk ayrı yankı.
Onlar, ne kılıç kuşanan ne de miğfer takan,
Rüzgarın taşıdığı dualar ve fısıltılardı,
Bir rüya değildi bu, bir uyanış hali.
Duvarlar, birden çözülen birer düğümdü sanki.
Paslı kilitler, görünmez bir elin dokunuşuyla eridi.
Düşman, kendi gölgesinden ürktü,
Kendi fısıltılarında kayboldu,
Çünkü Kırklar zihinlerde bir yankı bırakıyordu.
Onlar, birer yıldız tozuydu,
Şafağın ilk ışıklarıyla kaybolan.
Bir esintiydiler, dokundukları her şeyi değiştiren.
Arda kalan, bir his, bir izlenim:
Şehrin ruhuna işlenmiş bir mühür.
Kırklar, birer fenerdi, sönmedi yandı bir ömür..
Bugün o tepe, bir hafıza tarlası.
Her yokuşunda bir soluk, her zirvesinde bir özlem.
Kütahya, o kırk fısıltının yankısıyla yaşar.
Gece çökerken, eski taşlar konuşur,
Anlatır, bir zamanlar gökyüzünden inen,
Ve toprağa karışan o kutsal adımları.
Kırklar, şehrin bilinçaltı,
Umut yeşerten, sırları saklayan, Sonsuz bir yankı...