Halil Cibran: Bir Kral Bin Yasa |
Halil Cibran'dan bir öykü Adalet ve Özgürlük İçin Mücadele
Halil Cibran, Lübnanlı bir yazar, şair ve ressam olarak hem Arapça hem de İngilizce eserler vermiştir. Eserlerinde kralı, genellikle adaletsiz, baskıcı ve halktan uzak bir figür olarak tasvir etmiştir.
Örneğin, Haberci adlı eserinde kralın halkına zulmettiğini, onları vergilerle ezdiğini ve kendisine karşı çıkanları cezalandırdığını anlatır.
Kralın karşısında ise halkın özgürlüğü için mücadele eden bir haberci vardır.
Cibran, bu eserinde Osmanlı İmparatorluğu'na karşı isyan eden Suriyeli siyasi düşünürlerden etkilenmiştir.
Cibran'ın en ünlü eseri olan Ermiş'te ise kral, El Mustafa adlı bir kâhinin öğütlerine ihtiyaç duyan bir lider olarak gösterilir.
El Mustafa, krala ve halka aşk, evlilik, çocuklar, adalet, özgürlük, dostluk gibi konularda bilgelik dolu sözler söyler.
Cibran, bu eserinde hem İsa'nın Dağdaki Vaazını hem de Muhammed'in öğretilerini yansıtmıştır. Cibran'ın eserlerinde kralı nasıl tanımladığı, yazarın yaşadığı dönemin siyasi ve sosyal koşullarıyla ilgilidir.
Cibran, Osmanlı yönetimine karşı çıkan ve Lübnan'ın bağımsızlığını savunan bir milliyetçiydi.
Aynı zamanda bir tutum sergileyerek kilisenin baskısına da karşı çıkmıştır. Bu nedenle, eserlerinde kralı eleştirmiş ve halkın özgürlüğünü savunmuştur.
Halil Cibran Bir kral bin yasa öyküsü.
Çağlar önce bir kral yaşardı ve bilge bir kraldı o.
Ve teba'sı için yasalar yapmak istiyordu.
Bin farklı aşiretten bin bilge adamı başkentine çağırıp yasa yapmalarını istedi.
Ve hepsi olup bitti.
Ama bir parşömen üzerine yazılı bin yasa kralın önüne getirilip de onları okuduğu zaman, yüreği kan ağladı;
Çünkü krallığında bin çeşit suç olduğunu bilmiyordu.
Ardından katibini çağırdı ve dudaklarında bir gülümseyiş, yasaları kendi yazdırdı.
Ve bu yasalar yalnızca yedi taneydi.
Ve bin bilge onu öfke içinde terk edip, yazdıkları bin yasayla her biri kendi aşiretine döndü.
Ve her aşiret bilge adamlarının yasasını izledi.
Bu nedenledir ki günümüzde dahi bin yasa vardır.
Bu, büyük bir ülke, ama bin yasayı çiğneyen kadın ve erkeklerle dolu bin hapishanesi vardır.
Bu, gerçekten de büyük bir ülke, ama halkı bin yasa yapıcısının ve bir tek bilge kralın torunlarıdır.
Halil Cibran
Ve teba'sı için yasalar yapmak istiyordu.
Bin farklı aşiretten bin bilge adamı başkentine çağırıp yasa yapmalarını istedi.
Ve hepsi olup bitti.
Ama bir parşömen üzerine yazılı bin yasa kralın önüne getirilip de onları okuduğu zaman, yüreği kan ağladı;
Çünkü krallığında bin çeşit suç olduğunu bilmiyordu.
Ardından katibini çağırdı ve dudaklarında bir gülümseyiş, yasaları kendi yazdırdı.
Ve bu yasalar yalnızca yedi taneydi.
Ve bin bilge onu öfke içinde terk edip, yazdıkları bin yasayla her biri kendi aşiretine döndü.
Ve her aşiret bilge adamlarının yasasını izledi.
Bu nedenledir ki günümüzde dahi bin yasa vardır.
Bu, büyük bir ülke, ama bin yasayı çiğneyen kadın ve erkeklerle dolu bin hapishanesi vardır.
Bu, gerçekten de büyük bir ülke, ama halkı bin yasa yapıcısının ve bir tek bilge kralın torunlarıdır.
Halil Cibran
Yorum Gönder