![]() |
Mavi Marmara olayı |
Mavi Marmara'da İnsanlar nasıl ölüme gitti:
Mavi Marmara olayı nedir, sonuçları nelerdir?
Mavi Marmara, İHH İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi tarafından düzenlenen bir organizasyonla, İsrail'in ablukası altındaki Gazze'ye yardım malzemeleri taşımak amacıyla bir grup gemiyle yola çıktı.
31 Mayıs 2010 tarihinde, Gazze'ye yakın uluslararası sularda İsrail Ordusu gemiye asker çıkardı ve bu durum organizasyonun amacına ulaşmasını engelledi.
İsrail'in saldırısı sonucunda gemideki yolculardan bazıları hayatını kaybetti ya da yaralandı.
Bu geminin Gazze'ye yardım götürmek üzere yüklendiği iddia ediliyordu.
İsrail'in kontrolündeki bölgeye "insani yardım" gönderileceği söyleniyordu.
Gemiye birçok İslamcı kişi bindi, ancak bunların can güvenliği yoktu. İsrail, gemiyi sahillerine yaklaştırmayacağını ve gerekirse müdahale edeceğini önceden açıklamıştı.
Ancak Mavi Marmara yolcuları, Gazze ambargosunu bu şekilde aşmaya çalıştılar.
Asıl amaçları Müslümanlara yardım götürmek değil, İsrail'i zor durumda bırakmaktı. İsrail, bu yardımı içeri almayacaklarını çok iyi biliyorlardı.
İsrail, günler öncesinden onlara çağrıda bulunmuştu: "Göndereceğiniz yardımı bize teslim edin, Gazze'de sizin adınıza biz dağıtalım." Ancak umursamadılar çünkü bir gösteri yapacaklardı.
Yahudi düşmanlığı sergileyip iç politikada oy kazanma çabası içine gireceklerdi.
Farz edelim ki batılı ülkeler Güneydoğu'ya yardım için böyle bir gemi göndermeye karar vermiş olsun.
Gemi, "yardım malzemesi" götürme bahanesiyle ve Türkiye aleyhine bir propaganda yaratmak amacıyla İskenderun Limanı'na yollanmış olsun.
Türkiye bu durumda ne yapardı?
Başka bir ülke ne yapardı?
Olanları izlemekle mi yetinirdi?
Elbette o propaganda gemisini zor kullanarak durdurur ve limanlarına yaklaşmasına izin vermezdi.
İsrail, bu gemiyi durduracağını önceden bildirmişti.
Sert bir müdahale bekleniyordu, ancak nasıl yapılacağı belirsizdi.
Sonuç olarak dokuz vatandaşımız hayatını kaybetti.
Hükümet, bu olayların olacağını bildiği halde kafileye destek verdi.
Gemi baskını gerçekleşirken Erdoğan, Brezilya, Arjantin ve Şili'deydi. Hükümet, bu kafileyi organize eden İslamcı grupları uyardı mı?
Hayır!
Ne olacağını bildiği halde kimseyi uyarmadı, aksine bu durumu “Van minüt” olayının İsrail’den alınacak intikamı olarak değerlendirdi.
Ellerini sevinçle ovuşturuyorlardı…
Gidenlere açıkça destek verdiler…
“Haydi aslanlar, yolunuz açık olsun” dediler.
Yatacak yeri olmayan, kamarası bile bulunmayan, yalnızca Marmara Denizi’nde iç iskeleler arasında sefer yapan küçük Mavi Marmara Gemisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne aitti.
Gemi, daha sonra İHH’ya satıldı.
Haritada yerini bile bilmediğimiz Komor Adaları Bayrağı gemiye çekildi!
Mavi Marmara böylece Akdeniz’e bırakıldı.
Ancak ilginç olaylar yaşanıyordu.
Gemi, İstanbul’dan 29 mürettebat ve 42 yolcu ile yola çıktı.
Antalya’da yolcu sayısı birden 546’ya ulaştı.
Hiçbirinin pasaportu, gümrük denetimi veya vizesi yoktu.
Tüm denizcilik kuralları devlet tarafından ihlal ediliyordu.
Gemiye 600 kişiyi tıka basa doldurup, onları İsrail’in kucağına kurbanlık koyun gibi gönderdiler.
Gemide, iddia ettikleri gibi insani yardım malzemesi de yoktu.
Varsayalım ki vardı!
O zaman Mavi Marmara’da 546 yolcunun ne işi vardı?
Bu yolculuğa iktidarın yandaş medyası günlerce destek verdi.
İktidarın sesi olan TRT, günler boyunca gemiden canlı yayın yaptı, sanki İsrail'e bir mesaj gönderiliyordu.
Bu nasıl bir “İnsani yardım konvoyu” idi ki, siyasete, Yahudi düşmanlığına ve AKP politikalarına bu kadar alet oluyordu!
Mısır, bir İslam ve Arap ülkesi olarak, Gazze’ye hem karadan hem denizden en yakın ülke. Mısır limanlarından Gazze’ye gitmek, gemiyle sadece üç saat sürüyor.
Mısır’ın bile izin vermediği bu olaya, Mavi Marmara gemisi, İHH ve iktidar propaganda amacıyla İstanbul’dan İsrail’e yola çıkarıldı. Haritayı açıp bakarsanız, durumun sakatlığını görebilirsiniz.
AKP'nin Mavi Marmara şovu
Evet, AKP hükümeti bu olayı maalesef kendi çıkarları doğrultusunda bir şov malzemesi haline getirmeye çalıştı, insanların hayatını İsrail karşısında hiçe saydı…
Ve her şeyi berbat etti.
İsrail’in böyle bir zorlamaya ve gösteriye boyun eğmeyeceği açıktı, gemiye operasyon yapacağını da açıkça belirtiyordu.
Gemimiz “Ya Allah bismillah” sesleriyle ve ellerinde Filistin bayraklarıyla yola çıktı.
Arkasında hükümetin desteği vardı.
Dokuz vatandaşımız o gemide hayatını kaybetti, bazıları yaralandı.
Şimdi bu olayın sorumlusunu kim olarak göreceğiz?
Sorumlu hem İsrail’dir, hem de bu olaya, olası sonuçlarını düşünmeden, bile bile yol veren AKP hükümetidir.
İsrail’in bu cinayetinde acaba hükümetin, İsrail’i gemiden yapılan canlı yayınlarla günlerce aşağılayıp tahrik eden yandaş ve yalaka medya ile sürekli canlı yayın yapan TRT’nin hiç mi suçu yok?
İsrail gemiyi komandolarla bastı.
Olay sonrasında Türkiye’de halk sokaklara döküldü, günlerce protesto gösterileri yapıldı.
Mavi Marmara'nın amacı, İsrail’e bir mesaj vermekti,
Erdoğan'ın yarattığı “Van minıt” imajının devamı olacaktı.
Erdoğan, İsrail ile arası soğuk olan İran ve Arap ülkelerinde prestij kazanacaktı!
Nasihat aldı.
Mavi Marmara olayında AKP'nin beklentileri ne idi, ne oldu:
Konu iç siyaset malzemesi olarak kullanılacak, bir düğmeye basarak kitlelerin sokağa dökülüp dökülmeyeceği test edilecekti,
Yahudi düşmanlığı iç siyaset doğrultusunda yeniden canlandırılacaktı.
Bunu başardı.
Ama en önemlisi dördüncü koldu: 12 Eylül 2010’da, yani Mavi Marmara olayından üç ay sonra Türkiye’de çok önemli bir referandum yapılacak ve anayasa Erdoğan'ın talepleri doğrultusunda değişecekti.
Mavi Marmara, iktidar için bir iç siyaset aracı olacak, Yahudi düşmanlığı açısından bir rant kapısı oluşturacaktı, referandum için evet oylarına yatırım yapılacaktı.
İsrail baskınında hayatını kaybeden ve sonradan “Şehit” ilan ettikleri dokuz kişinin ölümünden yalnızca iktidar sorumludur.
Neyin şehidi?
Sonuç olarak, Türkiye yargısı, İsrailli yetkililerin tutuklanmasına karar veriyor!
Onları tutuklayalım da, bizim sorumsuzları ne yapalım?
Ölümüne neden oldukları insanlar ve Türkiye'yi İsrail karşısında küçük düşürmeleri yanlarına mı kalsın?
Yorum Gönder