KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

Kurban ibadetinin tarihçesi

Kurban ibadetinin tarihçesi, semavi dinlerde kurban
Dört semavi dine göre kurban

Dört semavi dine göre kurban 

Allah'ın emirlerini kitaplar ile bildirdiği peygamberlerin sayısı dörttür, bizim inanışımıza göre de bundan sonra başka bir peygamber de gelmeyecektir, Hz. Muhammet gelen son peygamberdir, dört peygambere kitap inmiştir, bu kutsal kitaplardan
  • Zebur Davud peygambere
  • Tevrat Musa peygambere
  • İncil İsa peygambere ve
  • Kur'anı kerim de  
Hz. Muhammed Mustafa'ya indirildiği kabul edilen Tanrı buyruklarını içeren kitaplardır

Tevrat'a göre Kurban:


Tamamı 39 kitaptan oluşan Eski Ahit'in 
Hemen her kitabında kurban konusuna değinilmiştir.
  • Neyin
  • Ne zaman
  • Nasıl
  • Hangi hayvanın
  • Hangi normlarda
  • Yağından derisine
  • Budundan kellesine tüm organların 
Ve diğer kısımlarının ne tür işlemlere tabi tutulacağı en ince ayrıntısına kadar anlatılmıştır.
Kabil ve Habil: 
Ve Kabil günler geçtikten sonra toprağın semerisinden Rabbe takdime getirdi.
Ve Habil kendisi de sürünün ilk doğanlarından ve yağlarından getirdi.
Ve Rab Habil'e ve onun takdimesine baktı; fakat Kabil'e ve onun takdimesine bakmadı" (Tevrat ; Tekvin 4/3-5)

Kabil takdimesinin kabul görmemesinden dolayı öfkelenir ve Habil'i öldürür.
Tanrı da toprağı ve Kabil'in soyunu lanetler.
Burada ilkel topluluklarda görülen ilk doğan hayvanın 
  • İlk ürünün 
  • İlk doğan çocuğun kurban edilmesi motifleri görülür.
  • Çıkış kitabında;
  • Musa'ya yönelik açık bir şekilde şöyle denilir.
  • Bütün ilk doğanlar benimdir:
  • Ve inekten 
  • Ve koyundan, 
  • Bütün hayvanların ilk doğan erkeklerin hepsi benimdir.
  • Ve eşeğin ilk doğanı için bir kuzu fidye vereceksin.
  • Ve eğer fidye veremeyeceksen;
  • O zaman onun boynunu kıracaksın.
  • Oğullarının bütün ilk doğanları için fidye vereceksin.
  • Ve kimse önümde eli boş görünmeyecek.
  • Kendi toprağının Turfanda'larından ilkini, senin Allah'ın Rabbin evine getireceksin.
Tevrat kurban etinin yağlarının yenmesini yasaklar,
Yakılmasını emreder.
Hayvan yağının yenmesi
İsrailoğulları'na, Tanrı tarafından yasaklanmıştır.

Öküz, koyun, keçi gibi hayvanların ise:
Her neresinden olursa olsun 
Yağlarının herhangi bir işte kullanılabileceği 
Ancak kesinlikle bunlardan yenmemesi gerektiği
Bunların yakılan takdimeler olarak Tanrı'ya sunulması özellikle vurgulanır. (Tevrat; Levililer,1-18)

Nuh tufanından sonra Nuh ve ailesi karaya çıkar.
Kendilerini bağışlayan Rabbe şükranlarını sunar: 

Ve Nuh Rabbe bir mezbah yaptı, ve her temiz hayvandan ve her temiz kuştan aldı, ve mezbah üzerinde yakılan takdimeler arzetti, ve Rab hoş kokuyla kokladı, ve Rab yüreğinde dedi, adamın yüzünden artık toprağı tekrar lanetlemiyeceğim" (Tevrat ; Tekvin, 8/20-21)

İsrailoğulları gelmeden önce Kenan ülkesinde 
Yeni doğmuş ilk çocukların kurban edildiği bilinir, Hz. İbrahim'in oğlu yerine hayvanı kurban etmesi gerektiği, Rab tarafından bildirilince;
Yahudilikte İnsan kurban olayı bitmiştir.
İbrahim peygamberin ilk doğan oğlu İsmail olmasından;
Ve kurban ritüeline göre 
Onun kurban olarak sunulması gerekmektedir.
Lakin İsmail cariyeden olma olduğu için 
Yahudilikte İshak ilk doğan olarak kabul görür, bu sebepten dolayı kurban olarak sunulan oğul hangisidir tartışmaları olur.
Tevrat'ta ve İncil de İshak kurban olarak belirtilirken,
Kur'an da 
İbrahim peygamberin hangi oğlunu kurban olarak götürdüğü belirtilmemiştir
Tevrat'ta kanlı kansız iki çeşit kurban olayı vardır.

Ben sana, sen bana ver

Prensipline dayanır.
İlk çocuk, çoğunlukla bir tanrının çocuğu olarak görülür.
Hatta arkaik Doğu'da;
Evlenmemiş kızların tapınakta bir gece geçirmeleri 
Ve tanrı (onun temsilcisi, rahip) tarafından hamile bırakılmaları adet olmuştu.
Bu ilk çocuğun kurban edilmesi, Tanrıya ait olanların, ona geri verilmesi demekti.
Böylece genç kan
Tanrının tükenmiş enerjisini artırıyordu, dolayısıyla onların da periyodik olarak yenilenmeleri gerekiyordu ve bir anlamda;
İshak da Tanrının oğluydu.
Zira Sara doğurganlık çağını geçtikten çok sonra İbrahim ve Sara'ya verilmişti." (Eliade, 1994)

İncil'e göre Kurban:


Yeni Ahit'te Tanrı her nedense;

  • Türleri ve nitelikleri belirtilmiş hayvanlardan
  • Buğdaydan
  • Undan
  • Ekmek ve yufkadan
  • Şaraptan kurban istemez.

İsa peygamberin yaydığı din 
Bir önceki peygamberlere dayanıyorsa da 
Kurbana ilgi göstermemiştir.
İncil
Kurbana ilişkin açıklamalarında, 

Kendinden önce kurban kapsamı içinde Tanrı'ya akıtılan kanların insanı yetkinliğe erdiremediğini vurgular.

Kan akıtarak günahlardan aranılmayacağını belirten İsa;
Ümmetine kurban bağlamında kan akıtmamasını öğütler.
İncil'de;
İsa ve 12 öğrencisinin 
Fısıh Bayramı dolayısıyla 
Birlikte yedikleri bir yemekten söz edilir, bu yemek son Akşam yemeği olarak da bilinir.
Yemek sırasında İsa eline ekmek alır.
Şükran duasını yapıp ekmeği böler ve öğrencilerine verir

Alın, yiyin, bu benim bedenimdir,
Der.
Sonra bir kâse alıp şükreder ve bunu öğrencilerine vererek
Hepiniz bundan için, çünkü bu benim kanımdır, der .
Günahların bağışlanması için birçokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır 
(İncil, Matta;26/26-28 , Markos;14/22-24 , Luka; 17-22 , Paulus: Korinthoslulara I.Mektup;11/23-25)
İsa'nın da belirttiği gibi 
  • Ekmek onun etini
  • Şarap ise onun kanını simgelemektedir.
İsa peygamberin dininde kanlı kurban yoktur.
O kendisi son kurbandır.
Özellikle Aziz Paul
Kurban kesmenin dindarlık olamayacağını vurgulamıştır, Hz İsa'yı vaftiz eden Vaftizci Yahya da, O'nun Mesih olduğunu ilan ederken şu ifadeyi kullanmıştır.

İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı kuzusu!"
(İncil;Yuhanna,1/29)

İsa'nın çarmıha gerilmesi olayı;
İncil'in öğretisi adına Tanrı ile Yahuda halkı arasında;
Yeni bir sözleşmenin, şükran göstergesi olarak.
Son kurban ritüelini simgelemektedir.
Buradaki Kutsal Yasa 
Her ne kadar tanrısal olarak betimlenmede;
İncil'in konumuzla ilgili bütünlüğü içerisinde bunun toplumun küçük yasası olduğu düşüncesi daha güçlü görünmektedir.
Çünkü Hz İsa.o gün için var olan
Kökleri çok gerilere giden inanç sisteminin 
Ve buna dayalı olarak kurban ritüelinin
Doğaüstü bir güçle hiçbir ilgisi olmadığının
Tüm ritüeller gibi dinsel ritüellerin de Durkheim'in ileri sürdüğü gibi 
Toplumun heyecanları ve buna dayalı tezahürler olduğunun 
Bilincine varmış bir görünüm sergilemektedir.

Kur'an'ı Kerim de Kurban:


Tek tanrı kitapların sonuncusu olan Kur'an da kurban 
Bizim ele aldığımız anlamda üç ayrı yerde geçer.
  • Maide süresi 27.ayet -
  • Hacc süresi 28,34,35,36,37 ayetler -
  • Kevser süresi 2.ayet.
Bunun dışında 
Akhaf süresinin 28.ayetinde geçen kurban sözcüğü
  • Bağışlayan
  • Affeden
  • İlah, şefaatçi anlamında kullanılmıştır.
Ey, Muhammed! 
Onlara, Adem'in iki oğlunun kıssasını doğru anlat, İkisi birer kurban sunmuşlar, birininki kabul edilmiş, diğerininki edilmemiştir.
Kabul edilmeyen 
And olsun seni öldüreceğim deyince, kardeşi, Allah ancak sakınanların takdimesini kabul eder" demişti" (Maide 5/27)
Ta ki kendi menfaatlerine şahit olsunlar, Allah'ın onlara rızk olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar, siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun." (Hacc 22/28)

Kur'an da;
Tevrat'taki gibi Allah'a ve kâhine (din adamı) de pay verilmesi gerektiği vurgulanmamıştır.

Her ümmet için Allah'ın kendilerine rızk olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını anarak kurban kesmeyi meşru kıldık" (Hacc 22/34-35)

İşte kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden kıldık, onlarda sizin için hayır vardır, bağlı halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın.
  • Yan üstü düşüp ölünce onlardan yiyin
  • İsteyene de istemeyene de verin.
  • Şükrederseniz diye böylece sizin buyruğunuza verdik.
  • Bu hayvanların ne etleri ve ne de kanları Allah'a ulaşacaktır.
  • Allah'a ulaşacak olan ancak sizin O'nun için yaptığınız gösterişten uzak amel ve ibadettir.
  • Size doğru yolu gösterdiğinden
  • Allah'ı yüceltmeniz için onları böylece sizin buyruğunuza vermiştir.
  • Ey Muhammed! İyilik yapanlara müjde et." (Hacc 22/36-37)
Bu ayette 
Deve ve sığırın kesim işlemi anlatılırken 
Hayvanın bağlı olması belirtilmektedir.
Yan üstü düşüp ölünce biçiminde söylenmesi de 
Arapların İslamiyet öncesi kurbanlarını genellikle boğazın dikine yarılarak sunulduğu bilinmektedir.
Bir olasılıkla;

Araplar deve ve sığır cinsi kurbanları yatırmadan
Çökertip bağlayarak ve 
Gırtlağı dikine yararak kesiyorlardı.

Etinin ve kanının Allah'a ulaşmayacağı açıkça da belirtilmiştir, kurbanda asıl olanın ;
Niyet ve ibadet olduğu açıkça vurgulanmaktadır.
Yani Kur'an da 

Allah kendisi için kan akıtıp kurban kesilmesini istememekte ve bunlar aracılığıyla bir antlaşma önerisinde bulunmamaktadır.


İbrahim'in oğlunun kurban verilmesi olayında isim geçmez, lakin: 

Ona iyilerden olan İshak'ı peygamber olarak müjdeledik, kendisini ve İshak'ı mübarek kıldık" der . (Saffat 37/112-113)

Kevser süresinin 2.ayetiyle 
Hicret'in ikinci yılında gerekli şartları taşıyan Müslümanlara kurban kesmek zorunlu kılınmıştır.
Öyleyse Rabbin için 
  • Namaz kıl
  • Kurban kes
Buyruğu yer almaktadır.
Bazı kaynaklarda bu "inhar" sözcüğünün açık olmadığı vurgulanmaktadır.
Allah'a yaklaşmak için 
Allah dışında yakınlık aracı (kurban) seçilen hiçbir şeyin insana faydası olamayacaktır.
İslam bilginleri söz birliği ile tespit etmişlerdir ki, 

Kur'an daki kurban kes emri bir farz (kulluk borcu) olarak yalnız Hz. Peygamber'e hitap eder.

Diğer Müslümanların kurban kesmeleri onlar üzerine bir farz değildir;
Burada normal kurban ibadetiyle.
Bir Müslümanın nezir (adak) yoluyla kendisine farz haline getirdiği kurban kesmeyi birbirine karıştırmamak gerekir.
Adak veya kefaret icra şekli kurban kesmek de olsa 
Ayrı bir yükümlülüktür.
Adak adayan kişi ve akrabaları 
Bu etten faydalanamaz.

  • Ve Hac İslam şartlarından biridir.
  • Kurban her yıl 
  • Hac ise ömürde bir kez yerine getirilir.

Ayrıca Hac bir farz olduğu halde, kurban sünnettir, Hac'ta kurban şartı yoktur.
Bu hacca niyet eden hacı;
Kurbanını kendi memleketinde keser 
Ve kendi halkının istifadesine de sunabilir.
Dolayısıyla 
Anadolu'daki Müslüman topluluğunda 


Kurban bayramlarında uygulanan kurban olgusunun, Hz İbrahim'in kurbanıyla ilgisi yoktur.
En azından bunu, ritüelin uygulanması açısından rahatlıkla söyleyebiliriz.
Çünkü, İbrahim'in oğlu yerine bir koçu kurban etme ritüeli,
Tevrat'ta belirtildiği gibi kesildikten sonra tamamı yakılarak gerçekleştirilen bir ritüeldir.
Oysa Müslümanlıkta kurbanın asıl amacı etinin yenmesi veya dağıtılmasıdır.


Kurban sünnettir, 
Farz değildir.
Kurban
  • İnsanın şuuraltındaki 
  • Boğazlamak, kan akıtmak 
Hevesini tatmin ederek psikolojik bir hizmet sergilerken, bir yandan da yoksul grupların destek vermek suretiyle sosyal bir yardım kurumu olarak rol oynamaktadır.
Kurbanların 
  • Eti
  • Derisi ve varsa 
  • Yünü, sütü yoksulun hakkıdır
  • Hiçbir şekilde satılamaz, satılırsa da parası yoksullara aittir.
Kurban sahibi 
  • Etin bir bölümünü kendisi için saklayabilir, 
  • Bu etin 3'te 1'idir, üstüne çıkamaz.
Adak ise
Nezirdir kurban değil ve adağın sahibi bu eti yiyemez.


Kaynak ve alıntı ; Gürbüz ERGİNER
Kurbanın Kökenleri ve Anadolu'da Kurban Ritüelleri,1997
Y.N.Öztürk - 
Kur'an'ın Temel Kavramları- Kurban maddesi