KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

MAKAMA EZİLEN SADE VATANDAŞ

Kodamanlar yüzünden , gölgesinden korkan küçük insanlar
makamı şeref zanneden şerefsizler
Makam ve şeref


Ne demişler ''makamdan şeref ve güç alanlar, makamları gidince sadece güç kaybetmezler şereflerini de kaybederler 
90 yıllar bir turizm tesisinde çalışıyorum , akşam üzeri ilçenin emniyet Md , eşi ve çocukları ile beraber tesiste akşam yemeği yemek için geliyorlar 
Otelin güvenlik görevlisi de emniyet Md , nün arabasını durduruyor , içeri araç ile girmenin yasak olduğunu söylüyor .
Araçtan hışımla inen emniyet Md sen benim kim olduğumu nasıl bilmezsin , beni nasıl durdurursun diye  sağlı sollu tokat ve yumruklar ile girişiyor garibim otelin güvenlik görevlisine .
Emniyet Md çam yarması zaten , vurdu mu yıkıyor , güvenlik görevlisi minyon tipli bir gariban
Öfkesi dayak atmak ile de geçmedi !
İşletme müdürü çağrıldı ve talimatı verdi 
Bu elemanı bu gün işten atacaksın ..
Attılar da !
Kibri kendinden büyük bir kodoman bir garibanın ekmeğini elinden aldı o gün 
İşte , büyük adamların gözlerimde küçüldüğü gündü o gün .
Haklıların değil , güçlülerin bu topluma egemen olduklarını gördüğüm gündü o gün 

Hakim, Savcı, Emniyet Müdürü, Komiser, Vali, Kaymakam vs görünce bir duruyoruz..
Bu insanların toplumsal statüleri çok yüksek.. 
Yerel yönetimde devleti ve adaleti temsil ediyorlar.. 
Haliyle kendilerine değil, makamlarına saygımız var.. 
Yalnız;
Hakim ve savcıların cesareti sadece gariban vatandaşa.. maalesef ..
Haksızlık, hukuksuzluk, kabadayılık yapan godamanlara "gel bakalım buraya" diyemiyorlar.. 
Biz bunların karşısında hazırol da bekliyoruz, onlarda başkasının karşısında.. 
Neden; 
Çünkü ülkemizde adalet yok.. 
Herkes birilerinin adamı.. 
Tarikatlara, Cemaatlere, Partilere bağlı olmayan hakim savcı kaldı mı, 
HAYIR.. 
Herkesin bağlı olduğu bir ideoloji var.. 
Herkes kendini bir tarafa bağlı olmak zorunda hissediyor.. 
Kanun dediğimiz şey sadece kağıtlarda yazılı olan metinlerden ibaret olmamalı.. 
Biraz vicdan, birazda yürek olmalı kanun uygulayıcılarda.. 
Bir hakim yada savcı önceden bileğinin hakkı ile, bilgi ve zekasıyla gelirdi bulunduğu makama.. 
Şimdi öyle mi.. 
Herkes birilerinin adamı..
Hakime bakıyorsun daha gencecik.. 
Hayat namına zerre kadar tecrübesi bile yok.. 
Kanun kitabında ne yazıyorsa onu biliyor , mesleğinin 3'ncü ayında daha.. 
Bir tarafa bakıyor cılız düz vatandaş, 
Bir tarafa bakıyor sırtını hükümete hatta devlete dayamış bir godaman.. 
Vatandaş haklı ama godaman aleyhine karar verse fötöcü olmaktan tutunda vatan hainliğine kadar yargılanabilir..
Siz bakmayın arkasında; 
"Adalet mülkün temelidir"
Yazdığına..
Hakim de olsa, savcı da olsa zamanı geldi mi herkes kendini telaşına düşüyor..

Mesela; 
Mansur Yavaş, Melih Gökçek dönemine ait 10'larca yolsuzluk açıkladı.. 
Savcının biri çıkıp ta "getirin bakalım şu melih'i" diyebildi mi.. 
Diyemez.. 
Çünkü savcı savcı değil, hakim hakim değil..
Ama bunu okurlarsa 
"gel bakalım düz vatandaş, ne diyorsun sen, devletin hakimine savcısına nasıl konuşuyorsun"

 Derler.. 

Çünkü biz godaman değiliz..!!
Kodamanlar yüzünden , gölgesinden korkan küçük insanlara dönüşen
Gariban sade vatandaşlarız

A.Atam