Topal Osman Ağa kimdir ? Milli Mücadelenin sayısız kahramanlarından biri Topal Osman Ağa
Cumhuriyet tarihinde ki yeri tartısmalı da olsa Milli mücadelenin tartışmasız kahramanlarından birisidir Topal Osman Ağa
Müspet ve Menfi yönleri ile Topal Osman Ağa
Tespihte hata olmazsa yakın dönemin Abdullah Çatlı'sıdır Hacı Topal Osman Ağa eski Osmanlı subayı, Kurtuluş Savaşı sırasında Kuvâ-î Millîye reisi.Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın Giresunlular'dan oluşan muhafız kıtasının komutanı.Kurtuluş Savaşı'nda yararlıklar göstermiş, 1923'te Trabzon mebusu "Ali Şükrü Bey cinayeti"nin azmettiricisi olduğuna karar verilince hakkında tevkif kararı verildi.
Çıkan çatışmalarda yaralı olarak ele geçirilmiş ancak İsmail Hakkı Tekçe tarafından başı gövdesinden ayrılmak suretiyle kesilerek öldürülmüştür
1883 yılında Giresun'da dünyaya geldi.
Babası, fındık tüccarı Feridûnzâde Hacı Mehmet Efendi’dir.
Gençliğinde aile işlerine yardımcı oldu, bir kereste fabrikasına ortak oldu; evlendi ve iki oğlu oldu.
Babası askerlik bedelini ödemesine rağmen gönüllü birlik oluşturarak savaşa katıldı. Savaşta göstermiş olduğu başarılarından dolayı Yarbaylık rütbesine kadar yükseldi.
Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı.
Çatalca cephesinde savaştı.
Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı, topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edinmiştir.
Giresun Reji Müdürü Nakiyüddün Efendi, 15 Ocak 1922'de Mustafa Kemal Paşa'ya yazdığı mektupta Balkan Savaşları’nda bir ayağını din ve millet uğruna feda ettiğini ileri süren Osman'ın I. Dünya Savaşı sırasında Ayvasıl köyü ihtiyar heyetinden elde ettiği sahte mazbatayla askerlikten atılmış Yüzbaşı Niyazi Efendi ile birlikte ordudan aldığı buğdayları Panço adlı bir Rum ile birlikte 100 bin liralık sahte bir mazbata ile Giresun Nokta Kumandanlığı'na satarak halk ve devleti dolandırdığını, Rum ve Müslümanlar'ın arazilerini kendi ve akrabaları arasında pay ettiğini, belediye reisi iken Müdafâ-î Hukuk Riyaseti'ni de ele geçirerek kendi menfaatlerini korumak için millî mücadeleye katıldığını, Koçgiri'den ganimet olarak 60 bin lira değerindeki sığır ve koyunu gasp ederek Giresun'a getirdiğini, başkasının kente kasaplık hayvan sokmasını da engelleyerek fahiş fiyattan para kazandığını, kardeşiyle birlikte hükümetin kentte banka kurmasını engellediğini, 30 bin liraya mal olan bir kereste fabrikasını 1500 altına aldığı gibi çeşitli kötülüklerini anlatmıştır.
Topal Osman, Giresun Belediye Başkanı Dizdarzâde Eşref Bey'in sağlık gerekçesiyle görevi iâde etmesi üzerine yasal bir yetkisi olmadan ve kimseye danışmadan kendisini belediye reisi ilan etti.
Topal Osman'ın yıldızını parlatan olay 8 Mayıs 1919'da Giresun iskelesine demirleyen Yunan Kızılhaç gemisi Ioannina'yu Giresunlu Rumlar'ın sevinçle karşılaması ve Yunan uyruklu bir marangoz olan Karaoğlan Panayot'un Giresun'daki Rum okuluna Yunan bayrağı çekmesinden sonra gelişmiştir.
İnzibat subayı Sırrı Bey, bayrağı sözlü uyarıyla indirtmeyi başaramayınca Topal Osman çağrılmış, bayrağı o indirmiş, marangozu da öldürmüştür.
Bu olay sayesinde Osman, yerel eşraf, hükümet yetkilileri ve Rumlar'a gözdağı vermeyi başararak, bölgede dikkate alınması gereken birisi olduğu izlenimini vermiştir.
I. Dünya Savaşı öncesinde Giresun’da etrafında topladığı kanun kaçakları ile "Laz Alayları"adı da verilen grubu kurarak eşkıyalık yaptı.
Tarih sahnesine ilk çıkışı I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Giresun'dan topladığı yaklaşık 100 kişilik çeteyle Trabzon hapishanesinin kapısını açtırması ve 150 mahkûmu çetesine ilave etmesiyle oldu.
Nisan 1916’da Borçka’da Ruslar'a karşı savaşan Türk ordusuna katıldı.
Savaştan sonra memleketine dönüp Giresun ve Samsun havalisinde Pontus çeteleri ile uğraştı ve bu konuda pek çok başarılar elde etti. Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasından sonra kendisini kimseye danışmadan Giresun Belediye Başkanı ilan etti .
İstanbul’da kurulan Divan-ı Harp, savaşta işlediği suçlar nedeniyle hemen yakalanması ve İstanbul'a getirilmesine karar verdi.
Bunun üzerine adamları ile birlikte Şebinkarahisar'da saklandı; civardaki Rum köylerine baskınlar yaptı.
Muhafaza-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin Giresun Şubesini kurdu ve ilk başkanı oldu.
19 Mayıs 1919'da Osmanlı Devleti'nin 9. Ordu müfettişi olarak Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın görevlerinden birisi, Topal Osman'ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti.
Kimi kaynaklara göre, Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919’da Havza’da gizlice görüştü.
Mustafa Kemal Paşa, onu hareketlerinde serbest bıraktı ve bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, ondan aldığı emirler doğrultusunda hareket etti.
Hakkındaki tutuklama kararı 8 Temmuz 1919'da padişah Vahdettin tarafından kaldırıldı. Giresun'a dönen Topal Osman Ağa, tekrar Giresun belediye reisliği makamına oturdu.
Şubat 1920'de yayımlamaya başladığı "Gedikkaya" gazetesinde başkalarına yazdırdığı sert makalelerin altına imzasını koyarak millî mücadeleye basın yoluyla destek vermeye çalıştı.
Giresun Askerlik Şubesi Başkanı Hüseyin Avni Alpaslan ve Jandarma Komutanı Hamdi Bey ile anlaşarak Giresun gençlerinden oluşan gönüllü bir birlik kurdu.
Eylül 1920’de Ermeni Harekatı’nı bastırmak üzere Kazım Karabekir'in 15. Kolordusu emrine gönüllü taburu gönderdi.
Tabur, dört ay boyunca Karabekir’in komutasında kaldı.
Topal Osman, millî mücadelenin önderi olan Mustafa Kemal Paşa'nın daveti üzerine 12 Kasım 1920'de yakın adamları ile birlikte Ankara'ya geldi.
Başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Çankaya'yı ve Büyük Millet Meclisi adıyla kurulan Türk parlamentosunu korumakla görevlendirildi.
Komutanlığını üstlendiği muhafız birliğine meclise silah ve mühimmatlarıyla birlikte girme ve oturumları dinleme ayrıcalığı verildi.
Tamamı Giresunlular'dan oluşan 10 kişilik birliğin sayısı zamanla 250’ye kadar yükseldi.
Bu birliğe Giresun Gönüllü Maiyet Müfrezesi adı verilmiştir.
Topal Osman, Ankara’dan aldığı emir üzerine 1921’de muhafız birliğinin komutasını Gümüşreisoğlu Mustafa Kaptan’a bırakarak Giresun’a gitti; gönüllülerden oluşan 42. ve 47. Alayı meydana getirdi.
Gönüllüler Mart 1921’de Koçgiri İsyanı’nın bastırılmasında da görev aldı.
Sakarya Savaşı sırasında 47. Alayı komuta etti.
Savaşta, 2000 kişiden oluşan ve Hüseyin Avni Bey tarafından komuta edilen 42. Alay’ın tamamına yakını hayatını kaybetti;
47. Alay’dan ise 285 kişi sağ kaldı.
Topal Osman Ağa, Sakarya Savaşı’ndan sonra mevcudu takviye edilen 47. Alay’ın komutanı olarak Büyük Taarruz’a katıldı.
Zaferden sonra yarbay rütbesi ve İstiklal Madalyası ile onurlandırıldı.
21 Aralık 1922’de döndüğü memleketi Giresun’da büyük bir coşku ile karşılandı.
Büyük Zafer’den sonra Ankara’da Ayrancı civarında kendisine tahsis edilen “Papaz'ın Bağı” denilen yerde yaşamını sürdürdü.
Özel Muhafız Alayı'nın komutanı olarak görevine devam etti.
Ali Şükrü Bey cinayeti
Topal Osman, 27 Mart 1923 tarihinde Ankara’da aniden ortadan kaybolan milletvekili Ali Şükrü Bey'in öldürülmesinden sorumlu tutuldu.Yardımcısı Mustafa Kaptan, Ali Şükrü Bey’in yemek bahanesiyle Topal Osman’ın Samanpazarı’ndaki evine götürüldüğünü; burada Topal Osman ve sekiz adamı tarafından kementle boğulduğunu itiraf etti.
Ceset, 1 Nisan’da Çankaya sırtlarında Mühye Köyü civarında bulunduktan sonra hakkında yakalama emri çıkarıldı.
Adamları ile Çankaya Köşkü'ne sığınmak isteyen Topal Osman, bir saldırı geleceği öngörüsüyle köşkten ayrılıp başbakan Rauf Bey’in dairesine geçmiş olan Mustafa Kemal’i köşkte bulamadı .
Topal Osman’ın öfke ile kapıyı kırıp içeri girmesi ve önüne geleni parçalaması olayı tarihe “Çankaya Köşkü baskını” olarak geçti.
Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papazın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştı.
Topal Osman, yaralı olarak ele geçirildi .
Topla Osman Ağanın Ölümü
Papazın Bağı'ndaki baskından yaralı ele geçirilen Topal Osman Ağa hastaneye kaldırılırken İsmail Hakkı Tekçe’nin emri ile kafası kurşun yağmuruna tutularak öldürüldü ve bilahare Çankaya yakınlarına gömüldü.Meclis’te Ali Şükrü Bey’in katilinin yakalanarak Ulus Meydanı’nda idam edilmesi kararı oy birliği ile alınınca, başından asılması mümkün olamayınca ceset mezardan çıkarılmış, Meclis’in kapısında, ayağından asılmıştır.
Cenazesi, daha sonra kardeşlerinin Atatürk’ten ricası üzerine Giresun’a nakledildi ve Kurban Dede mezarının yanında Giresun Kalesi’ne defnedildi.
Naaşı, Atatürk’ün Giresun’u ziyaretinde verdiği emir üzerine 1925 yılında kalenin en yüksek tepesinde yaptırılan anıt mezara nakledilmiştir.
Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna gönüllü olarak katıldı;
Çatalca cephesinde savaştı.
Bu savaş sırasında sağ diz kapağından yaralandı; topal kaldı ve “Topal” lakabını böylece edinmiştir.
Gerçekleştirmek istediği hac ziyaretini yapamadan öldüğü için, kendisine bedel, silah arkadaşı Kurtoğlu Hacı Hafız Mustafa hacca gönderilmiş; böylece “Hacı Osman Ağa” sıfatını almıştır .
Ruhu şad mekanı cennet olsun
Yorum Gönder