Osmanlı neden yıkıldı? |
Osmanlının çöküşü
Kanuni ile gücünün zirvesine ulaşan Osmanlı Ebussud efendi ile beraber Selim ile duraklama , akabinde önlenemez bir gerileme ile tarih sahnesinden çekilmiştir .
Siyasi olarak yıkım balkanlardan başlamış
Ekonomik olarak dış borçlar
Sosyal olaraktan Osmanlı toplumunun gelişmelere yabancı kalması
Avrupa'daki Rönesansı görmemesi sanayi devrimini ıskalaması Osmanlının sonunu getirmiştir.
Devletin en üst kademelerine hep devşirmeler getirilerek asıl kurucu Türk tebaa dışlandı
Baş kaldıranlar ise Celali sayılıp kafaları kesildi kuyulara dolduruldu .
Osmanlının Timur'a yenilmesinde bile asıl gerçek budur , Anadolu Türkleri Yıldırıma değil Timur'a destek vermiştir.
Sanayi devrimini ıskalayan Osmanlı:
Sanayi devrimini ıskalayan Osmanlı bir tarım devleti idi , lakin tarımı da geliştiremedi , toprak reformu yapamadıOsmanlıda tüm topraklar padişahın , halk ise reaya idi , padişahın kulları idi ve sultanın topraklarını öşür adlı vergi karşılığı işlerlerdi
Osmanlı Devleti'nin, toprak kullanım yapısının modern çağa uyum sağlayamamış olması belki de en büyük nedendir.
Bilindiği üzere Osmanlı Devleti'nde toprak Sultana aittir ve tebaaya toprağı işleme görevi ve yetkisi verilir.
Tebaa kendisine verilen toprağı işler ve vergisini devlete verir, bu durum Avrupa'daki feodal yapıyla uyuşmazlık içinde zira Avrupa'da derebeylikler kendi topraklarına sahip olup, üretim artığını devlete vergi olarak vermek yerine saklayarak sermaye birikimini sağladılar ve kapitalizmin gelişmesi sağlanmış oldu böylece.
Osmanlı topraklarında ise 15-16.yy'larda önemi oldukça fazla olan tımar sistemi hem orduya, sipahi desteği veriyor hem de devlete vergi olarak geri dönüyordu.
Bu sayede Osmanlı aldığı vergilerle hem halk için çeşitli yatırımlarda bulunurken hem de tımar sisteminden, fetihler için gerekli olan askeri sağlıyordu,
Bu sistem iyi gibi görünüyordu ama Osmanlı'da sermaye birikmesine engeldi.
Fakat tımar sistemi ateşli silahların yaygınlaşmasıyla bozulmaya uğradı, ateşli silahların yaygınlaşması sonucunda süvarilerin değeri azalırken bu tip silahlarla donatılan yeniçerileri daha değerli kılmıştı.
Tımar sisteminde devlet herhangi bir altın harcamadan asker yetiştirirken ve yanında vergi alırken bunun yerine değer kazanan yeniçeriler maaşlarını doğrudan hazineden aldığı için bu durum Osmanlı ekonomisine darbe indirmiş oldu.
Osmanlı devleti gibi askeri bir devletin bir önemli gelir kaynağı da güçlü ordusuyla elde ettiği ganimetler ve diz çöktürüp vergiye bağladığı devletlerdi.
Tımar sisteminin önemini yitirmesi ve yeniçerilere verilen önem, artan giderleri karşılamak için devleti iltizam sistemine yöneltti.
İltizam sisteminde mültezim olarak anılan kişiler vergi toplama karşılığı devlete belirli bir bedel öderlerdi.
Böylece benzetme yaparsak feodal beylerin mülk sahibi olmadığı fakat üretim fazlasına sahip oldukları bir sistem yerleşmiş oldu.
Bu sistemle devlete vermesi gereken bedel ve toplaması gereken vergiden kar sağlamaya çalışan mültezimler, keyfi vergi toplamalarına giriştiler .
Ve bu osmanlı halkı açısında sıkıntı verici bir durum yarattı.
Öte yandan yeniçerilerin isyanları da devletin ekonomik yönünü zorlamaktaydı bunların yanında askeri anlamda büyük bir zafer kazanılamayışı eklenince Osmanlı ekonomisi ciddi anlamda sorunlar yaşamaya başladı.
Bir yandan da en başta bir kurnazlık olarak başlayan kapitülasyon fırtınası, Osmanlı'yı baştan başa sarmaya başlamıştı!
Osmanlı kendi ticaretini kendisi denetleyemez olmuştu ve Osmanlı'ya ticaret yoluyla gelen ürünler küçük esnafı ve üreticileri de öldürdü .(Türkiye cumhuriyeti de bu gün aynı sorun ile yüz yüzedir )
Böylece bir vergi, gelir kapısı daha kapanmış oldu.
Üstelik kapitülasyonlar nedeniyle yabancı tüccarlardan alınmayan vergiler Avrupa'dakine benzer bir tüccar sınıfı Osmanlı'da yetişmesine mani oldu ve nihayetinde üretimin ve ticaretin gelişemediği Osmanlı devleti, kapitalist bir devlet olamadı.
Eş zamanlı gelişen süreçte ise Avrupa'da gelişen sermaye birikimi ve coğrafi keşiflerle zenginleyen devletler, üretimi artırmak için sanayinin kurulmasıyla artık birer kapitalist sömürge devletleri\imparatorlukları olmaya başlamışlardı.
Avrupa devletleri, osmanlı'dan daha ileri bir teknolojiye ve gelire sahip oldular ve coğrafi olarak büyük olan osmanlı devletinin dolaylı yolla sömürülen topraklarına göz diktiler.
Böylece yavaş yavaş parçalanan osmanlı, devletler arasında pay edildi ve birinci dünya ya da başka bir deyişle birinci paylaşım savaşıyla da osmanlı'nın ilhakı tamamlanmış oldu .
Osmanlı yerine ise daha akılcı davranan ve kapitalizm yolunda adım atan kemalist cumhuriyet kuruldu, o başka bir yazı konusu olur.
Kısaca:
- Osmanlı'da toprak yapısı yüzünden birikmeyen sermaye
- Gelişmeyen el işçiliğine dayanan sanayi-daha doğru tabir ile zanaatkarlık ve üretilen malların -mal değil de hammadde, ticaret yoluyla da satılamaması.
- Büyük zafersiz geçen yıllar içinde bozulan askeri sistemin çürük yanı.
- Yeniçerilerin isyanları.
- Osmanlının bir sömürge devleti, imparatorluk olmadan çökmesini sağladı
Osmanlı yıkılırken sosyal durum:
- 1600’lü yıllarda Osmanlı medresesinde fen bilimleri ve matematik öğretiminin meşru olup olmadığı tartışılıyordu, Avrupa’da Harvey kan dolaşımını, Toriçelli, cıvalı barometreyi buldu.
- 1600’lü yıllara gelmeden Takiyüddin’in yaptığı ve Avrupa’da benzeri olmayan gözlemevi Kadızadelerin “Uğursuzluk getirir, yıkılmalıdır.” şeklindeki kışkırtmalarıyla yıkıldı, Alman Kepler güneş sistemi yasalarını keşfetmişti.
- 1600’lü yıllarda Osmanlıda Hızır peygamberin sağ olup olmadığı tartışılıyordu, Avrupa’da Gueriche ilk jeneratörü; Thomas Savery de ilk buharlı makineyi yaptı.
- 1600’lü yıllarda Osmanlıda Hazreti Peygambere saygı olsun diye “Sallallahu aleyhi vesellem” demenin gerekip gerekmediği tartışılıyordu, Avrupa’da Pascal, ilk hesap makinesini; Newton, yerçekimi yasasını buldu.
- 1700’lü yıllarda Osmanlıda Hz. peygamberin anne ve babasının mümin kabul edilip edilmeyeceği tartışılıyordu, Avrupa’da Newton, ”Optik” adlı kitabını yayımladı, Volta, ilk elektrik bataryasını yaptı.
- 1700’lü yıllarda Osmanlıda firavunun imanla ölüp ölmediği tartışılıyordu, Avrupa’da J.Watt, uzun süreli çalışan buharlı makineyi yaptı, Montgolfier kardeşler ilk uçan balon yolculuğunu gerçekleştirdiler.
- Osmanlı bu yüzyıllarda Muhyiddin Arabî’nin Şeyh-i Ekber (Büyük Şeyh) kabul edilip edilmeyeceğini tartışırken, Avrupa’da Trevithick, ray üzerinde giden ilk treni (1804) yaptı.
- Bu yüzyıllarda Osmanlı kahve ve tütünün haram olup olmadığını tartışırken, Avrupalı stetoskobu ( Kalp ve akciğer dinleme cihazı,1816) bulmuş, Ampere, elektrik akımını ölçen ampermetreyi yapmış, Faraday, elektromanyetik kuramları geliştirmişti.
- Bu yüzyıllarda Osmanlı ezanı güzel sesle okumanın gerekli olup olmadığını tartışırken, Avrupalı Londra’da ilk yer altı trenini (metro) (1863) yapmış, Plante, kurşunlu akümülatörü(1859) , Graves Otis ise asansörü bulmuştu.
- Bu yüzyıllarda Osmanlı medresesi Yezit’e lanet etmenin gerekip gerekmediğini tartışırken
- ,Batı’da Cooke ve Wheatstone ilk elektrikli telgrafı buldu.
- Kanuni’den sonra yozlaşmaya başlayan Osmanlı medresesi türbelerin ziyaret edilip edilmeyeceğini tartışırken, batı’da Lavoisier (1781) kimyaya nicel yöntemleri yerleştiriyor, kütlenin korunumu yasasını buluyordu.
- Bu tarihlerde Osmanlı medresesi, kandillerde toplu olarak namaz kılınıp kılınamayacağını tartışırken, batı’da Avogadro Birleşen Hacim Oranları Yasası’nı buluyor (1811) ve kimyada yeni bir çığır açıyordu.
- Yozlaşan ve gittikçe geriye giden medrese “Selamlaşırken eğilmeli mi?” gibi çok önemli bir soruya yanıt ararken, atı’da J.J.Thomson atomun yapısındaki elektronları keşfediyordu.
Osmanlı okyanuslara dayanıklı gemi yapamadı; ikincisi yobazlığa dayanıklı bir kafa yapısı geliştirecek felsefeyi oluşturamadı.
Bu gün genç Türkiye Cumhuriyet de hala bu sorunların üzerinden gelmekte zorlanmaktadır
Yani Osmanlıyı her şeyden önce, ama her şeyden önce ne yıktı derseniz
Osmanlıyı bilimden ve felsefeden uzak olmak tasavvuf ve tarikatlara saplanmak yıktı.
Alıntı:
Ahmet ATAM
Fotoğraf: yapay zeka
Yorum Gönder