Bu yaklaşık Türkiye'ye özgü, batıda konum fifti, fifti.
Önce erkek kısmı ölür
Bir deyim vardır bilir mısınız "kadının yaşamı evlendirilmiş olduğu gün başlar, erkeğin hayatı da nikâh defterine imza attığı an sona erer, adam bitkisel hayata girmiştir artık.
Kadınlar önce başının etini yemekle başlar işe.
Sonra adamın tüm vücudunun hücrelerini birer birer kemirmeye adım atar, erkek çareyi sadece imamın kayığına binmekte bulur, bir anlamda tüyer.
Sakın ha, asla kimse benim karım o şekilde değil diye düşünmesin, bu düşüncede olanlar da başına ne geldiğini anlamakta güçlük çeken adam tayfasıdır.
Öncü sarsıntıları iyi görüp erken teşhis etmek bir anlamda yararlı olabilir.
Eğer ki hanım kocasını bir toplum ilçesinde iken eleştiriyorsa, süreç adım atmıştır.
- Bizimki oldukça halim selim.
- Yumuşak başlı
- Hiç hakkını aramaz.
Gibi kolay ve iyi niyetli eleştiriler meselâ.
Aslında adam anlamaz da resmen lâf sokmadır vallahi
İşin başlarında nü tür eleştirilerin dozu hafiftir, ne de olsa canım cicim yılları
Ardından tempo yavaş yavaş yükselir
Benim kocam alışveriş bilmez hemencecik ilk gördüğünü alır.
Bizimki oldukça rahat, biraz da çocuklar ile bir gün olsa o ilgilense ya
Eşim hep anasının ağzının içine bakar.
Bakıyor erkekten ses seda yok
Her geçen gün eleştirinin dozunu artırır
Gün gelir senin için saçımı süpürge ettim demeye başlarsa
O sözün muhatabı erkek artık yavaştan yavaşa erken gidicidir.
Evliliklerde elbette kavgalar da olur, erkekse sınır ile bazı sözleri ağzından kaçırabilir, lâkin adamın sözleri temmuz ayında kar yağması gibidir, konmaz, yapışmaz, daha yere düşmeden erir.
Başlangıçta tahribatın farkına varamasa da erkekler kadınların her saldırısında bedenindeki hücrelerden binlercesini kaybeder
Orta yaşlarda bir erkek için, günlük hücre kaybı 150 000 ise eşinin ısrarlı ve sistemli saldırıları yardımıyla bu hücre kayıpları 250 000 ortalamasını bulur.
İşte istatistiklere yansıyan adamların eşlerinden ortalama on yıl önceden dünya değiştirmelerinin sebebi bu tür hücre kayıplarıdır.
Bir ara evlilik programları oldukça moda idi televizyonlarda
Kadın elli, elli beş yaşlarında kocasını uğurlamış yeni koca arayışında Birde erkeklere bakın
Büyük çoğunluğu boşanmış da gelmiştir, uğurlayan sayısı azdır.
Kocası ölen kadınların birçok bir kez daha evlenmez de!
Evlenmeye kalkanlardan ise kaçın derim.
Virüs bulanmış hanıma Beynini yiyecek yeni koca aramadır bu;
Kadının dırdırı bir virüs gibidir
Erkeği erken yolcu eden, yolcu edemese de sersemleten, sersemse, sersemliğini üçe beşe katlayan
Bazı erkekler hani kendini şanslı ve de mutlu hissederler ya.
Vallahi sersemliğindendir., o dırdır virüsü var ya aynı vakit da 70'lik rakı içmiş şeklinde kafada yapar da ondan
Dedik ya evlilikte kavga da olur hır gür de
Eğer ki adam şaşkın ördek şeklinde bu tartışmalara dalarsa, bedenindeki hücre kaybı dahada fazlaca olur.
Kadınlarla kavgada haklı olup olmamak da asla hiç mühim değildir.
Bakın İşin kısacası şudur:
Kavgada adam hatalıysa.
- Hiç lâfı eveleyip gevelemeden bunu itiraf etmelidir.
- Eğer ki hanım hatalıysa.
- Erkek gıkını çıkarmamalı, susmalıdır.
Tek çözüm budur
Evlilik ilişkilerinde erkek ile hanım, tavuk ve solucan gibidirler
Kadınlar tavuk, erkekler solucandır, tavuk ile tartışan solucan her daim kaybeder
Erkek milleti sözüm size, uzun bir ömür mü istiyorsunuz, çenenizi kapatın, susun oturun oturduğunuz yerde
Erkekler için umut yok mudur?
Umut var elbette doğal olarak
Lâkin şarta bağlı
Çinli bir filozof evlenmeye niyetlenen erkeğe beş önemli tavsiyede bulunur.
- Bulacağın hanım hem evde marifetli olsun bununla birlikte sana kendi işinde yardım edebilsin, bununla birlikte kendisi de zengin olsun.
- Bulacağın kadın esprili, nüktedan, gülmeyi ve güldürmeyi bilen biri olsun.
- Bulacağın kadın emin olmalı ve yalan söylememeli.
- Bulacağın kadın yatakta da iyi olmalı.
- Bulacağın bu dört kadın birbirini tanımamalı.
Peki ne öğrendik şu anada kadar?
Biiir.
Ya doğru seçimler yapıp, seçtiğin kadınları karşı karşıya getirmeyeceksin.
İkiii..
İmkânsızlıktan ya da yeteneksizlikten tek seçenekte kalmışsan, tartışmayacaksın.
Kadınların tartışma kapasitesi yüksektir
Erkeğin hanımla münakaşa kapasitesi sınırlı olduğundan bu tür zorlamalar aşırı hücre kaybına sebep olur.
Kadında ise bu yetenek sınırsızdır.
Çünkü kadının basen dediğimiz nahiyesi erkeğinkinden daha yağlıdır.
Burada “Steatopoji” dedikleri kıç hasım bulunur.
Aynı yağ devenin hörgücünde de vardır.
Develer bu nedenle on dokuz gün su içmeden çölde yürüyebilir.
Kadın da o yağ yardımıyla çıkan bir kavgayı, asla yorulmadan, o yağdan beslenerek günlerce sürdürebilir.
Anladınız mı şimdi?
Haaa!
Benim popom da fena değildir.
Kavgadan, tartışmadan kaçmam diyorsanız o başka.
Götüne güvenen borazancıbaşı demişler.
Alıntıdır; Selahattin Duman yazısı
Yorum Gönder