-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

DEMOKRASİDEN TEOKRASİYE TÜRKİYE

Türkiyenin rejimi Demokrasi mi Teokrasi mi
Türkiye'nin rejimi Demokrasi mi Teokrasi mi


Öncelikle cevap verilmesi gereken soru Türkiye'de Demokrasi var mıdır, Demokrasi nedir, nasıl uygulanır. Türkiye adım adım Demokrasiden Teokrasiye mi evrilmektedir?

Demokrasi nedir

Bu soruya birlikte cevap verelim, Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi ilkesine dayanan bir siyasi rejimdir. 
Demokraside, halkın iradesi seçimler yoluyla ortaya çıkar ve seçilen temsilciler halk adına karar verir. 
Demokrasinin temel özellikleri şunlardır:

- Hukukun üstünlüğü:

Demokraside, herkes kanunlar önünde eşittir ve kanunlar anayasaya uygun olmalıdır.
Türkiye'ye baktığımızda haklının değil güçlünün haklı olduğu bir durum gözlenmekte iken, kim, kanun ve hukuk önünde herkes eşittir diyebilir, 

- Temel hak ve özgürlükler:

Demokraside, herkesin yaşam, özgürlük, güvenlik, düşünce, ifade, din ve vicdan özgürlüğü gibi temel hakları vardır ve bu haklar devlet tarafından korunur.
Türkiye'ye baktığınızda, mevcut iktidarı eleştirdiğinizde illet, zillet vatan haini yaftası yapıştırılıp, İslam düşmanı ilan edilirken, kim düşünce ve ifade özgürlüğünden bahsedebilir, 

- Çoğulculuk:

Demokraside, farklı siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, medya organları ve diğer gruplar halkın çeşitli görüş ve taleplerini yansıtır ve katılımı sağlar.
İktidar yandaşlığı yapmanın haricinde hiçbir sivil toplum kuruluşunun yaşamasına imkân verilmediği, seslerinin kısıldığı, ağır yaptırımlar uygulanan bir rejime dönüştüğünde, kim çoğulculuktan bahsedebilir.

- Katılımcılık:


Demokraside, halk siyasi süreçlere aktif olarak katılır. 
Halk seçimlere katılır, referandum ve inisiyatif gibi doğrudan demokrasi araçlarını kullanır, kamuoyu oluşturur ve denetler.
Kullanılan oyların dahi sonuçlarının şaibeli olduğu bir seçimde katılımcılıktan bahsetmek, şaka gibi.

- Şeffaflık ve hesap verilebilirlik:

Demokraside, devlet işleyişi halka açıktır ve devlet yetkilileri yaptıkları işlerden halka karşı sorumludur.
Demokrasi, insan haklarına saygılı, adil ve kalkınmış bir toplum için gerekli bir koşuldur.

Son yirmi yıldır, sayıştay denetimlerinin meclis gündemine getirilmediği, hatta kaçırıldığı, yolsuzluk iddialarının ayyuka çıktığı, liderlerin hesabı, yandaşlaştırılmış havuz medyası tarafından Mankurtlaştırılan halka veririm tavrı ile meclis ve yargıya hesap vermekten kaçtığı bir ülkede kim şeffaflık ve hesap verilebilirlikte bahsedebilir ki!
  

Liderler demokrasinin kurallarını kendi siyasi ikballeri çerçevesinde kullandıklarında nasıl bir rejim ortaya çıkar?


Demokrasi sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam tarzıdır. 
Demokrasiyi yaşatmak için sadece seçim yapmak yeterli değildir. 
Seçilen liderlerin de demokratik değerlere bağlı kalması ve sadece kendi yandaşlarını değil tüm halkın çıkarlarını gözetmesi gerekir.

Ne yazık ki bazı liderler demokrasinin kurallarını kendi siyasi ikballeri çerçevesinde kullandıklarında demokrasi zarar görür. 
Bu liderler halkın desteğini almak için;

  • Popülist söylemler kullanır.
  • Muhalifleri baskılar
  • Medyayı kontrol altına alır.
  • Yargıyı etkiler
  • Kurumları zayıflatır ve kuvvetler ayrılığı ilkesini ihlal eder. 
Böylece demokratik meşruiyetlerini kaybeder ve otoriterleşirler. 
Bu durumda ortaya çıkan rejim, demokrasi adına demokrasiyi yok eden bir rejimdir.
Türkiye'de demokrasi var mıdır sorusunun cevabı da budur.

Erdoğan gibi liderlerin demokratik değerleri göz ardı etmesinin sebepleri nelerdir, nasıl bir Türkiye inşa etmeyi düşünmektedirler?


Erdoğan gibi liderlerin demokratik değerleri göz ardı etmesinin sebepleri çok boyutlu ve karmaşıktır. 
Bu liderlerin ortak özellikleri arasında;
  • Otoriterlik
  • Milliyetçilik
  • Popülizm ve karizma sayılabilir. 
Bu özellikler, bu liderleri demokratik değerlere karşı duyarsız ve hatta düşman kılmaktadır. 
Bu liderler, kendilerini halkın tek temsilcisi ve koruyucusu olarak görmekte ve muhalif sesleri bastırmaya çalışmaktadır. 
Ayrıca, bu liderler, ulusal çıkarları kendi çıkarlarıyla özdeşleştirmekte ve uluslararası kurum ve normlara karşı çıkmaktadır. 
Bu liderlerin nasıl bir Türkiye inşa etmeyi düşündükleri ise gizli gündemlerinde saklıdır. 
Ancak, genel olarak, bu liderlerin vizyonu, demokratik hak ve özgürlüklerin kısıtlandığı, tek sesli ve tek tip bir toplum yaratmaktır. 

Bu toplumda, eleştiriye yer yoktur.
İtaat esastır ve farklılıklar tehdit olarak algılanmaktadır. 

Bu vizyonun Türkiye'nin geleceği için ne gibi sonuçlar doğuracağı ise tartışmalıdır. 
Türk halkı bu konuda tam orta yerinden ikiye ayrılmıştır.
Bazıları, bu vizyonun Türkiye'yi güçlü ve bağımsız kılacağını savunurken, bazıları da bu vizyonun Türkiye'yi izole ve geri bırakacağını hatta felakete götüreceğini iddia etmektedir.
Bahsedilen gizli gündem ise Erdoğan'ın yarı teokratik bir ülke yaratma çabası ile, demokrasiyi kullanarak, demokrasiyi askıya alıp, yarı teokratik bir rejim yaratma çabası olarak görülebilir.

Türkiye gibi ülkelerde dini söylemler ağırlıkta olduğu için bu rejime yarı teokrasi denebilir.

Yarı Teokratik rejimin özellikleri nelerdir?

Yarı Teokratik rejim, devletin ve hukukun dini temellere dayandırıldığı, ya da dayandırılmaya çalışıldığı bir yönetim biçimidir. 
Yarı Teokratik rejimde, devleti yönetenler ve hukuk kuralları meşruiyetini dinden ve ulemadan alır. 
Yarı Teokratik rejimde, din kuralları hukuku büyük ölçüde etkiler. 
Yarı Teokratik rejimde, toplumsal yapı, eğitim, hak ve özgürlükler dini kurallara göre düzenlenmeye çalışılır
Bu kelime bir anlamda "tanrı düzeni" anlamına gelir. 
Yarı Teokrasinin birçok özelliği bugün Türk devlet yapısında monte edilmiş durumdadır.

Sonuç olarak Türkiye'de demokrasi aslıya alınmış olup, teokratik rejime geçilmesinin son oylaması da yeterli bilgi ve bilinç düzeyinde olmayan halka yaptırılmak üzeredir.

Ahmet Atam

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun