İSLAMİYET MARKSİZM VE ALİ ŞERİATİ
![]() |
İslamiyet Marksizm ve Ali Şeriati |
Ali Şeriati, İslam dünyasında modernleşme, devrim ve düşünce reformu üzerine önemli bir etki bırakmış bir entelektüeldir. Şeriati'nin fikirleri, İslam'ı sosyal bir kurtuluş ideolojisi olarak yeniden yorumlaması ve Marksizm ile İslam arasında bağlantılar kurmaya çalışması açısından dikkat çekicidir.
Ali Şeriati'nin İslamiyet Yorumu
1. Din ve Devrim: Şeriati, İslam'ı yalnızca bir inanç sistemi olarak değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve kurtuluş için bir araç olarak görmüştür.
Ona göre İslam, zulme karşı direniş ve ezilenlerin mücadelesinde aktif bir rol oynayan devrimci bir güçtür.
2. Saf ve Gerçek İslam: Şeriati, geleneksel İslam anlayışını eleştirerek "Saf İslam" anlayışını öne çıkarmıştır.
Ona göre İslam, başlangıçta eşitlikçi, özgürlükçü ve adalet odaklı bir sistemken, tarih boyunca yozlaşmış ve elitlerin elinde bir kontrol aracına dönüşmüştür.
3. İdeolojik İslam: Şeriati, İslam'ı yalnızca ritüellerden ibaret bir din olarak değil, bir yaşam felsefesi ve toplum düzenini değiştirme aracı olarak ele alır.
Hz. Ali, Hüseyin ve Kerbela olayı gibi figürler ve olaylar, Şeriati'nin devrimci İslam anlayışında önemli yer tutar.
İslam'ın özünde sosyal adalet ve eşitlik vardır.
Şeriatı, Marksizm'i sonradan icat edilen bir kavram değil, Muhammed'in Arap Yarımadası'na tanıttığı bir gerçeklik olarak görür.
İslam'ın çağdaş dünyada yeniden yorumlanması gerektiğini savunur.
Gelenekçi ve Batılılaşmış bakış açılarına karşı alternatif bir İslam düşüncesi geliştirir.
İslam'ın sosyolojik bir okumasını yapar.
Din sosyolojisi ve çağdaş İslam düşüncesi üzerine eserler verir.
Batı metodolojisini eleştirmekle birlikte yapıcı bir şekilde kullanır.
Şahlık rejimine karşı devrimci bir İslam anlayışını savunur.
Bağımsızlık mücadelelerine destek verir.
Bu yüzden şehid doktor olarak anılır.
Ehl-i Beyt sevgisini önemser.
Hz. Peygamber'in torunu Zeynep'in kabrinin yanına defnedilir.
Şeriati ve Marksizm
Ali Şeriati'nin Marksizm'le ilişkisi, onun düşünce dünyasında bir tartışma alanıdır. Şeriati, Marksist teoriden etkilenmiş ancak onu eleştirel bir süzgeçten geçirerek İslam'la bağdaştırmaya çalışmıştır:
1. Sınıf Mücadelesi ve Adalet: Marksizm'deki sınıf mücadelesi kavramı, Şeriati'nin İslam anlayışında önemli bir yer tutar.
Ona göre İslam da ezilenlerin (müstazafların) yanında yer alır ve zulme karşı mücadeleyi emreder.
2. Din ve İdeoloji: Marksizm, dini genellikle "halkın afyonu" olarak görürken, Şeriati dini toplumsal uyanışın ve direnişin merkezi bir unsuru olarak ele alır.
Marksist materyalizm yerine, İslam'ın maneviyatını koruyarak toplumsal adaleti sağlamaya çalışır.
3. Batı ve Emperyalizm Eleştirisi: Şeriati, Marksizmi Batı'nın bir ürünü olarak görse de, onun kapitalizm eleştirisini İslam dünyası için değerli bulmuştur. Ancak Batı merkezli bir düşünce sistemi olduğu için, Marksizmi körü körüne benimsemek yerine İslam'ın kendi özgün değerleriyle harmanlanması gerektiğini savunur.
4. İnsan ve Toplum: Şeriati, Marksist materyalist anlayışı yetersiz bulur ve insanın manevi boyutuna vurgu yapar. Marksizmdeki ekonomik belirleyiciliği eleştirerek, insanın özgürlüğünü ve bireysel iradesini ön planda tutar. Ona göre İslam, yalnızca sınıfsal adalet sağlamaz, aynı zamanda insanın ahlaki ve manevi boyutunu da geliştirir.
Ali Şeriati İslamiyet Yorumu Farklılıklar ve Eleştiriler
Maneviyat vs. Materyalizm: Şeriati, Marksizmin materyalist dünya görüşünü reddeder ve İslam'ın manevi değerlerinin toplumsal dönüşümde hayati önemde olduğunu savunur.
Evren ve İnsan Anlayışı: Marksizmde evrenin tamamen maddi bir yapıya sahip olduğu savunulurken, Şeriati İslam'ın ilahi yaratılış anlayışını temel alır.
Din ve Tarihsel Rolü: Marksizm, dini genelde tarihsel bir engel olarak görürken, Şeriati dini devrimci bir potansiyele sahip bir unsur olarak konumlandırır.
Sonuç
Ali Şeriati, İslam'ı devrimci bir ideoloji olarak yeniden tanımlayarak, Marksizmden esinlenen ancak onu aşan bir düşünce sistemi geliştirmiştir.
İslam'ın toplumsal adalet ve özgürlük konularındaki potansiyeline vurgu yaparken, Marksizmin sınıf analizi ve kapitalizm eleştirisini dikkate almıştır.
Ancak, İslam'ın manevi boyutunu ve evrensel mesajını merkeze alarak, Marksizmin materyalist sınırlarını aşmayı hedeflemiştir.
Bu yaklaşımı, özellikle İran İslam Devrimi'nde ve diğer İslam dünyasındaki toplumsal hareketlerde derin bir etki yaratmıştır.
Kim bilebilir ki, günün birinde kişisel inanç ile de harmanlanan bir Marksizmin, değil İslam, tüm dünyaya refah ve mutluluk getirmeyeceğini.