İlahi adalet var mıdır |
İlahi adalet var mıdır yaşam ne kadar adildir?
Yaşam adil mi? Bu, insanların binlerce yıl boyunca aradığı bir cevaptır. Kimileri yaşamın adil olduğunu ve her bireyin yaptıklarının karşılığını gördüğünü savunurken, diğerleri yaşamın adaletsiz olduğunu, bazı kişilerin haksız yere acı çektiğini veya sebepsiz yere mutlu olduğunu öne sürer. Peki gerçek ne?
Hayat her zaman adil olmayabilir. Arzu etmediğimiz olaylar başımıza gelebilir, sevdiklerimizi yitirebiliriz, hastalanabiliriz ya da hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Ancak bunlar hayatın birer parçasıdır ve bizi güçlendirir, geliştirir, öğretir. Hayatta önemli olan, karşılaştığımız durumları kabul etmek ve onlarla başa çıkmak için çaba sarf etmektir. Aynı zamanda, hayatın sunduğu güzellikleri fark etmek ve onlardan keyif almak da büyük önem taşır.
Yaşam adil mi, değil mi?
Yaşamın adil olup olmadığı tamamen kişisel bakış açısına bağlıdır. Bazı insanlar, hayatın sunduğu fırsatları değerlendirir, zorluklarla savaşır, pozitif düşünür ve mutluluğu yakalar. Diğerleri ise, hayatın kendilerine karşı olduğuna, şanssız ve talihsiz olduklarına, diğerlerinin daha iyi durumda olduğuna inanır ve mutsuzluk hisseder. Burada önemli olan, yaşamın adilliği değil, bireyin hayata karşı tutumudur.Hayat her zaman adil olmayabilir. Arzu etmediğimiz olaylar başımıza gelebilir, sevdiklerimizi yitirebiliriz, hastalanabiliriz ya da hayal kırıklığına uğrayabiliriz. Ancak bunlar hayatın birer parçasıdır ve bizi güçlendirir, geliştirir, öğretir. Hayatta önemli olan, karşılaştığımız durumları kabul etmek ve onlarla başa çıkmak için çaba sarf etmektir. Aynı zamanda, hayatın sunduğu güzellikleri fark etmek ve onlardan keyif almak da büyük önem taşır.
Yaşam adil midir? Yaşam herkese eşit fırsatlar sunar mı?
Bu soruya da tek bir yanıt yoktur; her birey kendi cevabını bulmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki yaşam bizim kontrolümüzdedir ve hayatımızı istediğimiz gibi şekillendirebiliriz. Yaşam da bize aynı şekilde yanıt verecektir. İnsanlar, çevrelerine ve kendilerine baktıklarında, bazen adaletin hüküm sürdüğünü, bazen de zulmün egemen olduğunu gözlemlerler.- Bu durumda, insan Allah'ın adaletine nasıl inanabilir?
- Allah'ın adaleti, insan anlayışına göre mi değerlendirilir, yoksa Allah'ın belirlediği kurallara göre mi?
- İlahi adalet yalnızca ahirette mi tecelli eder, yoksa dünyada da belirtileri görülebilir mi?
Bu sorulara yanıt ararken, öncelikle ilahi adaletin ne anlama geldiğini ve nasıl tanımlandığını anlamak önemlidir.
Allah'ın adaleti, O'nun iradesi ve hikmeti ile ilişkilidir. Allah'ın iradesi, O'nun kudreti ve ilmi ile ilgilidir; hikmeti ise, O'nun eylemlerinin gizli nedenleridir. Allah'ın iradesi ve hikmeti, insan aklının tam olarak anlayamayacağı şeylerdir.
İlahi adalet:
Adalet, Allah'ın zatında ve fiillerinde mevcut bir sıfattır. Allah'ın zatındaki adalet, O'nun hiçbir şeye ihtiyaç duymaması, hiçbir şeye benzememesi ve hiçbir şeyin O'nu sınırlayamaması anlamına gelir. Allah'ın fiillerindeki adalet ise, yarattığı her şeye hakkını vermesi, her şeyi yerli yerinde ve ölçülü bir şekilde yaratması, her şeyi hikmetle idare etmesi anlamına gelir.Allah'ın adaleti, O'nun iradesi ve hikmeti ile ilişkilidir. Allah'ın iradesi, O'nun kudreti ve ilmi ile ilgilidir; hikmeti ise, O'nun eylemlerinin gizli nedenleridir. Allah'ın iradesi ve hikmeti, insan aklının tam olarak anlayamayacağı şeylerdir.
Bu nedenle, insanın ilahi adaleti kavrayabilmesi için Allah'a inanması, O'nun emirlerine ve yasaklarına itaat etmesi, peygamberlerine ve imamlarına uyması gerekmektedir.
İlahi adaletin bir başka yönü de ahirettedir. Ahiret, Allah'ın dünyadaki iyiliklere ve kötülüklere karşılık verdiği yerdir. Ahirette herkes yaptıklarının sonuçlarını görecek ve hak ettiği ödülü veya cezayı alacaktır. Ahirette adaletin tam anlamıyla tecelli etmesinin sebebi, Allah'ın insanlara verdiği sorumluluktur. İnsanlar, akıl ve irade sahibi olarak yaratılmış ve doğru ile yanlışı ayırt etmeleri için peygamberler gönderilmiştir. Böylece insanlar, kendi seçimleriyle iyiyi veya kötüyü tercih etmişler ve bu seçimlerin sonucunda ahirette hesap vereceklerdir.
İlahi adaletin bir başka yönü de ahirettedir. Ahiret, Allah'ın dünyadaki iyiliklere ve kötülüklere karşılık verdiği yerdir. Ahirette herkes yaptıklarının sonuçlarını görecek ve hak ettiği ödülü veya cezayı alacaktır. Ahirette adaletin tam anlamıyla tecelli etmesinin sebebi, Allah'ın insanlara verdiği sorumluluktur. İnsanlar, akıl ve irade sahibi olarak yaratılmış ve doğru ile yanlışı ayırt etmeleri için peygamberler gönderilmiştir. Böylece insanlar, kendi seçimleriyle iyiyi veya kötüyü tercih etmişler ve bu seçimlerin sonucunda ahirette hesap vereceklerdir.
İlahi adaletin dünyada izleri var mıdır? Din alimleri bu konuda ne diyor.
Dünyada, Allah tarafından belirlenen kurallar geçerlidir. Bunlar hem fiziksel hem de ahlaki yasalardır. Fiziksel yasalar, evrenin düzenini sağlayan kurallardır. Ahlaki yasalar ise, insanların davranışlarını düzenleyen prensiplerdir.Fiziksel yasalara uyulduğunda, yaşam kolaylaşır; aksi takdirde güçleşir.
Ahlaki yasalara uyulduğunda ise toplum huzur bulur, aksi halde düzensizlik artar.
Böylece Allah'ın adaleti dünyada da izleri olduğu söylenebilir..
Bu nedenle, ilahi adaletin varlığına dair soruya 'evet' yanıtı verilebilir. Ancak bu yanıtı verebilmek için ilahi adaletin ne anlama geldiğini ve nasıl tanımlandığını anlamak önemlidir.
Bu nedenle, ilahi adaletin varlığına dair soruya 'evet' yanıtı verilebilir. Ancak bu yanıtı verebilmek için ilahi adaletin ne anlama geldiğini ve nasıl tanımlandığını anlamak önemlidir.
İlahi adalet, Allah'ın özünde ve eylemlerinde mevcut olan bir niteliktir.
Allah'ın özündeki adalet, O'nun hiçbir şeye ihtiyaç duymaması, benzersiz olması ve sınırlanamaması anlamına gelir.
Allah'ın eylemlerindeki adalet, yarattığı her şeye hak ettiği değeri vermesi, her şeyi doğru yerde ve ölçüde yaratması, her şeyi bilgece yönetmesi anlamına gelir. İlahi adalet, ahirette tam anlamıyla tecelli ederken, dünyada da belli belirsiz izlerini bırakır.
Allah'ın eylemlerindeki adalet, yarattığı her şeye hak ettiği değeri vermesi, her şeyi doğru yerde ve ölçüde yaratması, her şeyi bilgece yönetmesi anlamına gelir. İlahi adalet, ahirette tam anlamıyla tecelli ederken, dünyada da belli belirsiz izlerini bırakır.
Adalet şiiri:
Adalet derler, fakat nerde bu nizam?
Zalim güler, mazlum kahır çeker her zaman.
Kader diye bir oyun sahnelemişler meğer,
Kimisi köle, kimisi de her daim sultan,
İlahi adaletin hükmü var mı sorarsın,
Yaşamın adil olup olmadığını ararsın.
Herkesin kaderinde farklı bir yol varken,
Adaletin terazisi herkese eşit mi sanırsın.
Bir yanda saraylar, öte yanda kulübeler,
Zengin sofralarında ne menüler, ne şölenler.
Fakirin ekmeği bile hayal olurken,
Adalet mi dedin, bak bi çevrene, hani neredeler?
Dünya dönüyor, herkes kendi derdinde,
Kimisi ağlıyor, kimisi gülüyor kaderine.
Adaletin gözü bağlı, ama herkesin dilinde,
Merhamet, vicdan, hatta sevgi, hani nerede.
İlahi adalet belki de bir umut, bir rüya,
Hayatın adil olmadığını gösterirken dünya.
Ama unutma ki her şeyin bir hesabı var bir gün,
Yaşattığını yaşamadan mı gideceksin, hadi ya.
İlahi adalet var mı, sorusuna cevap ararken,
Gülümsemek lazım, yaşama, belki de en büyük cevap bu.
Herkes için aynı güneş doğuyor, aynı ay parlıyor,
Lakin adalet, hep ruz-ı mahşere kalıyor.
Zalim güler, mazlum kahır çeker her zaman.
Kader diye bir oyun sahnelemişler meğer,
Kimisi köle, kimisi de her daim sultan,
İlahi adaletin hükmü var mı sorarsın,
Yaşamın adil olup olmadığını ararsın.
Herkesin kaderinde farklı bir yol varken,
Adaletin terazisi herkese eşit mi sanırsın.
Bir yanda saraylar, öte yanda kulübeler,
Zengin sofralarında ne menüler, ne şölenler.
Fakirin ekmeği bile hayal olurken,
Adalet mi dedin, bak bi çevrene, hani neredeler?
Dünya dönüyor, herkes kendi derdinde,
Kimisi ağlıyor, kimisi gülüyor kaderine.
Adaletin gözü bağlı, ama herkesin dilinde,
Merhamet, vicdan, hatta sevgi, hani nerede.
İlahi adalet belki de bir umut, bir rüya,
Hayatın adil olmadığını gösterirken dünya.
Ama unutma ki her şeyin bir hesabı var bir gün,
Yaşattığını yaşamadan mı gideceksin, hadi ya.
İlahi adalet var mı, sorusuna cevap ararken,
Gülümsemek lazım, yaşama, belki de en büyük cevap bu.
Herkes için aynı güneş doğuyor, aynı ay parlıyor,
Lakin adalet, hep ruz-ı mahşere kalıyor.
Şiir: Ahmet ATAM
Yorum Gönder