 |
| Sınıf ve kimlik siyaseti |
Yeni bir sınıf yeni bir kimlik siyaseti uygulayan AKP kurulduğu günden beri seçim kaybetmiyor, Tencerenin götüremeyeceği iktidar yoktur derler, AKP'yi tencerede götüremiyor artık, neden?
Sınıf siyaseti
Türkiye AKP eliyle büyük bir sosyolojik ve demagojik değişime uğratıldı son yirmi sene, adeta kurbağa testine sokuldu koca ülke, yavaş yavaş, sindire sindire
Türkiye'de iktidarın oy tabanını işçi ve köylü sınıfı oluşturuyor.
Muhalefetin oy tabanı ise küçük bir burjuva, orta sınıf ve aydın kesimken, iktidara oy verenler de işçiler ve köylüler.
Bu insanların yaşam tarzlarına baktığınızda, yüksek gelir ve adil şartlarda çalışma derdinde olmadıklarını görüyoruz.
Onların tek derdi istihdam ve İslam.
Yani, işim olsun yanında ezan bayrak bana yeter.
Son on yılda aşırı yoksullaşmalarına rağmen, işçi ve köylü sınıfının yine gidip iktidara oy vermesinin sebebi, bu insanların zaten oldum olası yoksul ve fakir olmalarıydı.
Onlara yüksek gelir dağılımı vadetmek hiç ama hiçbir işe yaramıyor, sebebi zaten bu geliri kullanabilecekleri bir alan yok.
Bu parayla ne yapacaklar?
Yurt dışını mı gezecekler?
Konsere tiyatroya mı gidecekler?
Böyle bir yaşam alışkanlıkları yaşam tarzları yok ki.
Nişan sünnet düğün.
Gidebildikleri kadar umre, o kadar.
Yoksullaşmanın işçi sınıfını etkilememesi, küresel çapta iş yapacak büyük işletmelerin yerine AKP döneminde Anadolu kaplanları adını verdikleri küçük işletmelerin sayısını arttırması
Peki bu ne anlama geliyor?
Türkiye dün de bugün de teknoloji satan ve bunun ihracatını yapan bir ülke değil.
Yani küresel çapta dev teknoloji şirketlerinin iyi şatlar sağladığı bir istihdam söz konusu değil.
Peki, onun yerine elimizde ne var?
Sırtı iktidara dayalı İşçi sömürüsüne dayalı patron işçi ilişkisinin yoğun olduğu küçük işletmeler var.
AKP yirmi yılda böyle bir ekonomi modeli yarattı.
Anlayacağınız işçi sınıfına mensup pek çok insan merdiven altı atölyelerde ve küçük işletmelerde karın tokluğuna çalışıyor ve bundan memnun.
Yani bir işim olsun yeter zihniyeti, hâkim orta sınıf oldu.
İşçi sınıfı zaten ezelden yoksuldu.
Bu durum onların standardı.
Dolayısıyla, gittikçe yoksullaşan bir Türkiye bu insanları etkilemiyor.
Orta sınıfı etkiliyor.
Orta sınıf da zaten muhalefetin seçmeni.
Sonuç olarak, aslında bu seçimde hiçbir şey değişmemiş oldu.
İşçi sınıfı yoksulluğa alışık.
Muhalefetin hak hukuk adalet, gelir dağılımı sorununa çözüm gibi söylemleri onları zerre cezbetmiyor.
Böylesi bir sömürü sisteminin içinde karın tokluğuna çalıştırılmak da onlar için dert değil.
Sonuçta AKP'nin orta sınıf haline getirdiği, altına bir 80 model şahin çekip, hafta sonu tavuk kanat yapıp tatmin olan insanlardan kimse Bir şey beklemesin
Türkiye'de kimlik siyaseti
Toplumun farklı kesimlerinin siyasi talep ve beklentilerini ifade etme biçimi olarak ortaya çıkmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinden itibaren Türkiye'de kimlik siyaseti, Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük, Kürtçülük ve Alevilik gibi farklı akımların etkisi altında şekillenmiştir.
Bu akımlar hem toplumsal hem de bireysel kimlik inşasında önemli rol oynamıştır.
Ancak kimlik siyaseti, aynı zamanda toplumsal çatışma ve kutuplaşmaya da neden olmuştur. Kimlik siyasetinin sorunlarına çözüm olarak çokkültürlülük, yani farklılıklarla birlikte yaşama anlayışı önerilmektedir.
Çokkültürlülük, kimliklerin siyasallaşmasını engelleyerek, toplumsal barış ve demokrasiyi güçlendirmeyi amaçlaması gerekirken.
Sonuç
AKP döneminde ise siyasi kimlik ümmetçilik olmuştur.
Ümmetçilik Türk halkına kimlik olarak dayatılmış hatta giydirilmiştir.
Millet ve Ulus kelimesin anlamını bilmeyen, Ümmetçilik giysisi giydirilmiş fakir ve eğitimsiz kitlelerin yönetiminde bir Türkiye vardır artık.
Miladı 28 Şubattır
Müsebbipleri; 28Şubat sürecini bir türlü anlamayan, sözüm ona çakma demokratlarındır
Geri almak çok zor ve imkansızdır artık, geçmiş olsun.
------
Ahmet Atam
Yorum Gönder