OSMANLI BİZANSIN DEVAMI MIDIR - Kendime Yazılarım

OSMANLI BİZANSIN DEVAMI MIDIR

Osmanlı Bizans'ın devamı mıdır?
Osmanlı Bizans'ın devamı mıdır?



Osmanlı Bizans'ın devamı mıdır? Bu soru, tarihçiler, siyasetçiler ve halk arasında uzun zamandır tartışılan bir konudur.

Osmanlı ve Bizans

Bazıları, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu'nun siyasi, kültürel ve dini mirasını devraldığını ve bu yüzden Bizans'ın devamı olarak görülebileceğini savunur. 
Diğerleri ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu'ndan tamamen farklı bir kimlik, ideoloji ve yönetim biçimi geliştirdiğini ve bu yüzden Bizans'ın devamı olmadığını iddia eder.

Bu yazıda, bu soruya objektif bir şekilde cevap vermeye çalışacağız. 
Bunun için, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu ile olan ilişkilerini tarihsel bir perspektiften inceleyeceğiz. 
Ayrıca, Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisini nasıl tanımladığına ve Bizans İmparatorluğu'na nasıl baktığına da bakacağız.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu ile olan ilişkileri

Osmanlı İmparatorluğu, 13. yüzyılın sonlarında Anadolu'da kurulan bir Türk beyliği olarak ortaya çıktı. 
O dönemde, Anadolu, Bizans İmparatorluğu'nun parçalanmış ve zayıflamış topraklarıydı. Osmanlılar, Bizans'ın rakibi olan Selçukluların himayesinde, Bizans topraklarını fethetmeye başladılar. 
14. yüzyılın sonunda, Osmanlılar, Balkanlar'a geçerek Bizans'ın Avrupa'daki topraklarını da ele geçirdiler. 
1453 yılında, Osmanlı Sultanı II. Mehmed, Bizans'ın başkenti Konstantinopolis'i (İstanbul) kuşatarak şehri aldı ve Bizans İmparatorluğu'nu sona erdirdi.


Osmanlılar, Bizans topraklarını fethettikleri zaman, Bizans kültürüne ve halkına karşı toleranslı bir tutum sergilediler. 
Bizans kilisesine ve Ortodoks Hristiyanlara özerklik tanıdılar. 
Ayrıca, Bizans sanatına, mimarisine ve bilimine saygı gösterdiler. 
Bazı Osmanlı padişahları ve vezirleri, Bizans eserlerini korumak ve restore etmek için çaba gösterdiler. 
Örneğin, II. Mehmed, Ayasofya'yı camiye çevirdikten sonra, Bizans mozaiklerini kapatmak yerine korudu. 
Ayrıca, Konstantinopolis'in surlarını onardı ve şehri yeniden imar etti.

Osmanlılar, aynı zamanda, Bizans'tan bazı unsurları kendi kültürlerine ve yönetimlerine de aktardılar. 
Örneğin, Osmanlı sarayında kullanılan bazı unvanlar (padişah, vezir) ve protokoller (divan) Bizans kökenlidir. 
Ayrıca, Osmanlı hukuk sisteminde de Bizans kanunlarından yararlanıldığı bilinmektedir. Osmanlı sanatında da Bizans etkisi görülmektedir. 
Örneğin, Osmanlı minyatür sanatında kullanılan perspektif tekniği ve renk paleti Bizans resim sanatından alınmıştır.

Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisini nasıl tanımladığı

Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisini nasıl tanımladığı sorusuna cevap vermek için, Osmanlı tarih yazımına ve ideolojisine bakmak gerekir. 
Osmanlı tarih yazımı, Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşunu ve gelişimini anlatan resmi bir metinler dizisidir. 
Bu metinler, Osmanlı padişahlarının ve devlet adamlarının emriyle kaleme alınmıştır. 
Osmanlı ideolojisi ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun kendisine ve dünyaya bakışını yansıtan bir düşünce sistemidir. 
Bu düşünce sistemi, Osmanlı tarih yazımından ve İslam dininden beslenmiştir.

Osmanlı tarih yazımı ve ideolojisi, Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu'nun devamı olduğunu iddia etmemiştir. 
Aksine, Osmanlı İmparatorluğu'nun kendine özgü bir kimlik ve misyonu olduğunu vurgulamıştır. 
Osmanlı tarih yazımı, Osmanlı İmparatorluğu'nun kurucusu olan Osman Bey'in soyunu, Oğuz Türklerinin efsanevi atası Oğuz Han'a dayandırmıştır. 

Böylece, Osmanlı İmparatorluğu'nun Türk kökenli olduğunu belirtmiştir. 
Ayrıca, Osman Bey'in rüyasında gördüğü ağacın sembolizmini kullanarak, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüyecek ve dünyaya hükmedecek bir devlet olduğunu işaret etmiştir.

Osmanlı ideolojisi ise, Osmanlı İmparatorluğu'nun İslam'ın bayraktarı olduğunu ileri sürmüştür. Buna göre, Osmanlı padişahları hem Türk hem de Müslüman oldukları için hem Türklerin hem de Müslümanların lideri konumundaydılar. 
Ayrıca, Osmanlı padişahları, halife unvanını da taşıyarak, bütün Müslümanların dini otoritesi olduklarını iddia ettiler. 
Bu şekilde, Osmanlı İmparatorluğu'nun hem Türk hem de İslam medeniyetinin temsilcisi olduğunu gösterdiler.

Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu'na bakışı

Osmanlı İmparatorluğu'nun Bizans İmparatorluğu'na bakışı da kendisini Bizans'ın devamı olarak görmediğini ortaya koymaktadır. 
Osmanlılar, Bizans İmparatorluğu'nu bir rakip olarak değil, bir fetih hedefi olarak görmüşlerdir. Bizans'ın topraklarını fethetmek hem siyasi hem de dini bir amaçtı. 
Siyasi olarak, Bizans toprakları, Osmanlıların genişlemesine ve güçlenmesine imkân sağladı. Dini olarak, Bizans toprakları, Hristiyanlıkla mücadele etmek ve İslam'ı yaymak için bir fırsat sundu.

Osmanlılar, Bizans İmparatorluğu'nu kültürel olarak da kendilerinden farklı görmüşlerdir. Bizans kültürünü takdir etmekle birlikte, kendi kültürlerinin üstün olduğunu düşünmüşlerdir. Örneğin, Osmanlılar, Bizans mimarisini beğenmiş ancak kendi mimari tarzlarını geliştirmişlerdir. 
Ayrıca, Osmanlılar, Bizans sanatını örnek almış ancak kendi sanat anlayışlarını yaratmışlardır.

Osmanlı Bizans'ın devamı mıdır?
Bu soru tarihi bir tartışmanın konusudur. 
Bazı tarihçiler Osmanlı'nın Bizans'ın siyasi, kültürel ve dini mirasını devraldığını savunurken, bazıları ise Osmanlı'nın Bizans'la çok az ortak noktası olduğunu iddia ederler. 
 

Osmanlı'nın Bizans'ın devamı olduğunu savunanlar şu noktalara dikkat çekerler:


- Osmanlı, Bizans'ın başkenti olan Konstantinopolis'i (İstanbul) fethetti ve burayı kendi başkenti yaptı. 
Böylece Bizans'ın siyasi merkezini devraldı.

- Osmanlı, Bizans'ın yönetim sistemi, hukuk sistemi ve bürokrasisinden etkilendi. 
Örneğin, Osmanlı'da padişahın mutlak yetkisi Bizans imparatorlarınınkine benzerdi. 
Ayrıca, Osmanlı'da Rumeli Beylerbeyliği gibi eyaletlerin yönetimi Bizans tebaalarına dayanıyordu.

- Osmanlı, Bizans'ın kültürel ve sanatsal mirasını da sürdürdü. 
Örneğin, Osmanlı mimarisi Bizans mimarisinden esinlenmişti. 
Ayrıca, Osmanlı edebiyatı, müziği ve resmi Bizans etkisini taşıyordu.

- Osmanlı, Bizans'ın dini çeşitliliğini de korudu. 
Örneğin, Osmanlı'da Ortodoks Hristiyanlar, Yahudiler ve diğer inanç gruplarına hoşgörü gösterildi. 
Ayrıca, Osmanlı'da Patrikhane gibi dini kurumlar Bizans'tan devralındı.

Osmanlı'nın Bizans'la çok az ortak noktası olduğunu savunanlar ise şu noktalara işaret ederler:


- Osmanlı, Bizans'tan çok daha geniş bir coğrafyaya yayıldı ve farklı milletlerden ve kültürlerden insanları içine aldı. 
Böylece Osmanlı'nın kimliği Bizans'tan çok daha farklılaştı.

- Osmanlı, Bizans'tan farklı bir dini inanca sahipti. 
Osmanlı İslam dinini benimserken, Bizans Ortodoks Hristiyanlık dinini sürdürdü. 
Bu da Osmanlı'nın dini ritüelleri, değerleri ve dünya görüşünü Bizans'tan ayırdı.

- Osmanlı, Bizans'tan farklı bir dil kullandı. 
Osmanlı Türkçe konuşurken, Bizans Yunanca konuşuyordu. 
Bu da Osmanlı'nın iletişim biçimini, edebiyatını ve kültürünü Bizans'tan farklı kıldı.

- Osmanlı, Bizans'tan farklı bir tarihsel süreçten geçti. 
Osmanlı Selçuklu, Moğol, Timur gibi farklı devletlerle ilişki kurarken, Bizans Roma, Pers, Arap gibi farklı devletlerle etkileşimde bulundu. 
Bu da Osmanlı'nın siyasi, ekonomik ve sosyal gelişimini Bizans'tan farklı yönlendirdi.

Bizans'ın yıkılışından sonra Osmanlı'nın devam ettirdiği Bizans kanunları var mıdır?


Bildiğiniz gibi, Bizans İmparatorluğu 1453 yılında İstanbul'un fethiyle son buldu. 
Ancak bu, Bizans'ın kültürel, dini ve hukuki mirasının tamamen yok olduğu anlamına gelmiyor. Aksine, Osmanlı İmparatorluğu, Bizans'ın bazı kanunlarını devraldı ve kendi hukuk sistemine adapte etti. 
Peki, hangi kanunlar bunlar ve nasıl uygulandılar? 
Bu soruların cevabını aramak için, öncelikle Bizans ve Osmanlı arasındaki savaşların sebeplerine ve sonuçlarına bakalım.

Bizans-Osmanlı savaşları, 13. Yüzyılın sonundan 15. Yüzyılın ortasına kadar süren bir dizi karmaşık savaştan oluşuyor. 
Bu savaşların temel nedeni, Anadolu'da Türklerin yayılması ve Bizans'ın toprak kaybetmesiydi. Osmanlı Beyliği, Anadolu Selçuklu Devleti'nin parçalanmasından sonra kuruldu ve kısa sürede komşu beylikleri ele geçirerek güçlendi. 

Bizans ise, Haçlı Seferleri, Bulgaristan, Sırbistan ve diğer Balkan devletleriyle olan çatışmaları nedeniyle zayıfladı ve Anadolu'daki topraklarını kaybetti. 
Osmanlılar, 14. Yüzyılın ortasında Trakya'ya geçtiler ve Edirne'yi başkent yaptılar. 15. Yüzyılın başında ise, Bizans'ın elinde sadece İstanbul, Mora Yarımadası, Selanik ve Ege'deki birkaç ada kaldı. 
1453 yılında II. Mehmed'in İstanbul'u fethetmesiyle, Bizans İmparatorluğu tarihe karıştı.

Osmanlılar, Bizans'ı yendikten sonra, onun eski topraklarında yaşayan halklara karşı hoşgörülü bir tutum sergilediler. 
Özellikle Rum Ortodoks cemaatine verilen özerklik ve vergi muafiyeti gibi ayrıcalıklar sayesinde, Bizans kültürü ve dini Osmanlı topraklarında varlığını sürdürdü. 
Aynı şekilde, Osmanlı hukuk sistemi de Bizans kanunlarından etkilendi. Örneğin:

- Osmanlılar, Bizans'tan devraldıkları tapu sicillerini kullanarak arazi mülkiyetini belirlediler. Ayrıca, Bizans'ta uygulanan vakıf kurumu da Osmanlılarda geliştirildi.
- Osmanlılar, Bizans'ta var olan eyaletlerin idari yapısını korudular ve onlara sancak adını verdiler. 
Sancakların başında bulunan beylerbeyleri de Bizans'ta kullanılan dux (duke) unvanını aldılar.
- Osmanlılar, Bizans'ta uygulanan ceza kanunlarını da kendi kanunnamelerine dahil ettiler. Örneğin, hırsızlık suçunun cezası olarak el kesme cezası Bizans'tan alınmıştır.
- Osmanlılar, Bizans'ta gelişmiş olan deniz hukuku ve ticaret hukuku kurallarını da benimsediler. 
Özellikle, Venedik, Ceneviz ve diğer İtalyan şehir devletleriyle olan ilişkilerinde Bizans kanunlarından yararlandılar.

Bu örnekler, Osmanlıların Bizans kanunlarını devam ettirdiklerini gösteriyor. 
Ancak, bu kanunların hepsi aynen uygulanmadı. 
Osmanlılar, kendi ihtiyaçlarına ve İslami prensiplere göre bazı değişiklikler yaptılar. 
Örneğin:

- Osmanlılar, Bizans'ta uygulanan vergi sisteminde reform yaptılar. 
Özellikle, Bizans'ta var olan toprak vergisi olan haraç yerine, kişi başına vergi olan cizye getirdiler. 
Ayrıca, Bizans'ta uygulanan askerlik hizmeti yerine, yeniçeri adı verilen profesyonel bir ordu oluşturdular.
- Osmanlılar, Bizans'ta var olan kilise mahkemelerinin yetkilerini sınırladılar. 
Özellikle, Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin sadece dini konularda hüküm vermesine izin verdiler. 
Aile hukuku, miras hukuku ve ticaret hukuku gibi konularda ise, Osmanlı şeriat mahkemeleri yetkili oldu.
- Osmanlılar, Bizans'ta var olan asilzade sınıfını ortadan kaldırdılar. 
Özellikle, Bizans'ta kullanılan soyluluk unvanları olan sebastokrator (augustus), despotes (despot), megas dux (grand duke) gibi unvanları kaldırdılar. 
Bunun yerine, Osmanlılarda sadrazam, vezir, paşa gibi unvanlar kullanıldı.

Bu örnekler, Osmanlıların Bizans kanunlarını değiştirdiklerini gösteriyor. 
Dolayısıyla, Osmanlı hukuk sistemi hem Bizans hem de İslam hukukundan etkilenmiş bir karma sistemdir. 
Bu sistem, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli milletlerden oluşan bir imparatorluk olmasına uygun bir şekilde geliştirilmiştir.

Sonuç olarak, Osmanlı'nın Bizans'ın devamı mı yoksa değil mi olduğu sorusu kesin bir cevap verilemeyecek bir sorudur. 
Her iki görüşün de haklı olduğu yönleri vardır. 
Ancak şunu söyleyebiliriz ki, Osmanlı ve Bizans arasında hem benzerlikler hem de farklılıklar bulunmaktadır. 
Bu da onların tarihin en ilginç ve zengin medeniyetleri olduğunu göstermektedir.

Osmanlının Bizans'tan etkilendiği bir anlamda doğrudur, lakin kuruluşundan yıkılışına Osmanlı bir Türk ve Müslüman devletidir
----
A.Atam.


Kaynakça:

- https://tr.wikipedia.org/wiki/Bizans-Osmanl%C4%B1_Sava%C5%9Flar%C4%B1
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1_%C4%B0mparatorlu%C4%9Fu
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%C4%B1-Bizans_Sava%C5%9F%C4%B1_%281366-1372%29

0 تعليقات

Yorumlarda lütfen saygılı olun