-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Pisliğin Toplumsal Algısı: Bulunmaması Gereken Yerdeki Nesnelerin Etkisi

Pisliğin Toplumsal Algısı


Bir kimsenin bulunmaması gereken bir yerde ya da makamda bulunmasına toplumsal bakış açısı nedir, ne olmalıdır? 

Pisliğin Toplumsal Algısı, Bu soru, günümüzde pek çok tartışmaya konu olan bir konudur. 
Bazı insanlar, herkesin eşit haklara ve fırsatlara sahip olduğunu, dolayısıyla istediği yere veya makama ulaşabileceğini savunurken, bazıları ise toplumun belirli normlara, geleneklere ve değerlere göre hareket etmesi gerektiğini, aksi takdirde kaos ve çatışma çıkacağını iddia eder. Peki, gerçekten de bir kimsenin bulunmaması gereken bir yer veya makam var mıdır? 
Bu sorunun cevabı, aslında toplumun nasıl tanımlandığına ve nasıl işlediğine bağlıdır.

Toplum, genel olarak bir arada yaşayan, ortak bir kültürü, dili, tarihi ve coğrafyayı paylaşan insanların oluşturduğu bir sosyal sistemdir. 
Toplumun içinde ise çeşitli alt gruplar, sınıflar, katmanlar ve roller bulunur. 
Bu gruplar ve roller, toplumun işleyişini sağlamak için belirli kurallar, normlar ve beklentiler içerir. 
Örneğin, bir doktorun hastalarına nasıl davranması gerektiği, bir öğrencinin nasıl çalışması gerektiği, bir anne veya babanın çocuklarına nasıl bakması gerektiği gibi. 
Bu kurallar ve normlar, toplumun değer yargılarına, inançlarına ve ideolojilerine dayanır. 
Bu değer yargıları ve ideolojiler ise tarihsel, kültürel ve siyasal süreçlerle şekillenir.

Bu bağlamda, bir kimsenin bulunmaması gereken bir yer veya makamdan söz edebilmek için, o yer veya makamın toplum tarafından nasıl tanımlandığını ve hangi kurallar ve normlarla ilişkilendirildiğini bilmek gerekir. 
Örneğin, bazı toplumlarda kadınların siyasete girmesi veya asker olması uygun görülmezken, bazı toplumlarda bu durum normal karşılanır. 
Bazı toplumlarda ise cinsiyet ayrımı yapmadan herkesin istediği yere veya makama ulaşabilmesi desteklenir. 
Bu durumda, toplumsal bakış açısının değişkenlik gösterdiği görülür.

Bu değişkenlikten yola çıkarak, bir kimsenin bulunmaması gereken bir yer veya makamın mutlak bir gerçeklik olmadığını, ancak toplumsal bir inşa olduğunu söyleyebiliriz. 
Yani, bu sorunun cevabı tamamen subjektiftir ve toplumdan topluma değişir. 
Ancak bu durum, herkesin her yere veya makama ulaşabileceği anlamına gelmez. 
Çünkü toplum içinde bireyler arasında eşitsizlikler vardır. 
Bu eşitsizlikler ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal faktörlere bağlıdır. 
Örneğin, yoksul bir aileden gelen bir çocuğun zengin bir aileden gelen bir çocuğa göre eğitim alması veya iş bulması daha zordur. 
Ya da etnik kökeni veya cinsel yönelimi nedeniyle ayrımcılığa uğrayan bir kişinin toplumda kabul görmesi veya saygın bir konuma gelmesi daha zordur.

Pisliğin Toplumsal Algısına bireysel bakış


Bu nedenle, toplumsal bakış açısının yanında bireysel bakış açısının da önemli olduğunu belirtmek gerekir. 
Bireyler, kendi yeteneklerine, ilgilerine, hedeflerine ve değerlerine göre bir yer veya makam arayışı içinde olmalıdır. 
Ancak bu arayış, toplumun kurallarını, normlarını ve beklentilerini de göz önünde bulundurmalıdır. 
Çünkü bireyler toplumun bir parçasıdır ve toplumla etkileşim halindedir. 
Bu etkileşim hem bireyleri hem de toplumu etkiler. 
Bireyler, toplumun değer yargılarını ve ideolojilerini benimserken, aynı zamanda onlara meydan okuyabilir veya değiştirebilir. 
Toplum da bireylerin davranışlarını ödüllendirir veya cezalandırırken, aynı zamanda onlara uyum sağlayabilir veya değişebilir.

Sonuç olarak, bir kimsenin bulunmaması gereken bir yer veya makam sorusunun cevabı hem toplumsal hem de bireysel bakış açısına bağlıdır. 
Bu cevap, toplumun tarihsel, kültürel ve siyasal koşullarına ve bireylerin ekonomik, sosyal ve kültürel durumlarına göre değişir. 
Bu nedenle, bu soruya kesin ve evrensel bir cevap vermek mümkün değildir. 
Ancak bu soruyu tartışmak hem bireylerin hem de toplumun kendini tanımasına ve geliştirmesine katkı sağlayabilir.
 
Bazı insanlar, herkesin eşit haklara ve fırsatlara sahip olması gerektiğini, kişilerin bulunmaması gereken bir yerde ya da makamda bulunmasının doğal ve normal olduğunu savunur.
Diğer bazı insanlar ise, toplumun geleneklerine, değerlerine ve normlarına uygun olmayan kişilerin bulunmaması gereken yerlerde ya da makamlarda bulunmasının yanlış ve zararlı olduğunu düşünür.
Bu iki görüş arasında bir uzlaşma sağlamak zor görünmektedir.

Olmaması gereken yeri işgal edenlere toplumun verdiği isim pislik midir?


Pislik deyince emen aklımıza necaset gelmesin,
Pislik nedir neye denir misaller ile anlatalım.
Sorsanız çevrenize pislik nedir pisliğin tarifini yapar mısınız? Diye.
Hemen çer çöpten idrar ve dışkı dan bahsederler
Acaba öyle midir?
Pislik nedir bilir misiniz?
Pislik, bulunmaması yerde bulunan şey veya kişidir!
Nasıl yani?
Çok basit.
Misal annenizin saçını öper koklarsınız.
Ama o saçın bir telini dâhi yemek tabağınızda görseniz iğrenirsiniz ve o saç pislik olur.
Yine tabağınızdaki yemeğin yağına ekmek banarak yersiniz ama o yağın bir damlası bile elbisenizin üzerine damlasa o yağ artık bir pislik olur sizin için.
Sonuç olarak:


Bir kimse veya bir şey bulunmaması gereken bir yerde ya da makamda bulunuyorsa, unutmayın ki, o da bir pisliktir.





Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun