Atasözü, yalnızca yemekle ilgili değil, her alanda günlük yaşamda ve sosyal hayatta bazı insanların sahip olduğu hakların, herkes için geçerli olması gerektiği mesajını verir.
Toplumda eşitlik önceliklidir ve bazı kişi veya kurumlara sağlanan ayrıcalıklar diğerlerine sağlanmazsa, toplumda zamanla ciddi ayrışmalar ortaya çıkar.
Bu durum kargaşa ortamına ve toplumun bölünmesine yol açar, ki bu hiçbir ülkenin veya toplumun isteyeceği bir durum değildir.
Bir başka açıdan baktığımızda bu deyimde bir kişinin haksız yere başkasının hakkını gasp etmesi ve bu durumun sonucunda büyük bir felaketin meydana gelmesi anlatılır.
Bu deyim genellikle adaletsizlik, haksızlık ve vicdansızlık durumlarını anlatmak için kullanılır.
Bu deyimin kökeni hakkında farklı hikayeler bulunabilir, ancak genellikle insan ilişkilerindeki haksızlıklara ve adaletsizliklere dikkat çekmek amacıyla kullanılır.
''Birisi yer, birisi bakar, kıyamet ondan kopar… ''
''Birisi yer, birisi bakar, kıyamet ondan kopar… ''
Bu tam da Türkiye'nin bu günkü durumunu anlatıyor.
Bazıları zorluklarla mücadele ederken, diğerleri refah içinde yaşıyor gibi görünüyor.
Zorluk içinde çırpınan insanlar umutsuz ve mutsuz.
Birlerine bol kepçe dağıtılırken, birileri çay kaşığına razı olmaya zorlanıyor.
Hak eşitliği varmış gibi bahsediliyor ama uygulanan düzen çelişkili olduğu için toplumsal çöküşlere neden oluyor.
İnsanların beyinleri yıkanarak programlanarak, bilerek ve isteyerek hem maddi hem de manevi olarak sömürülüyor ve bu durum da inançlar kullanılarak fark ettirilmeden artarak devam ediyor.
Nereye kadar gider derseniz, iyi bir yere gitmeyeceği kesin.
Ayrımcılık, dışlama, hak kaybı, eksiklik ve yoksulluk toplumda düzensizlik ve kaosun ortaya çıkmasına, suçun artmasına neden olur.
Bu yüzden toplumun adil bir şekilde bir arada, dayanışma içinde yaşaması için bölüşümünde adil olması gerekmektedir.
Bütçede para varsa herkes için vardır, herkes için var olmalıdır, yoksa herkes için yoktur, yok olmalıdır, belli kesimlere pastanın en büyüğü ikram edilirken, siyasi ve toplumsal gücü kalmamış olan emeklileri son günlerinde çoluk çocuğuna muhtaç duruma düşürmek emeklileri asgari ücretle yaşamaya çalışan çocuklarının eline bakar hale düşürmek de hesabı mahşerde görülecek bir nevi sosyal kıyamet değil midir?
Ahmet ATAM
Yorum Gönder