Mustafa Kemal Atatürk mal varlığı ve mirası

Mustafa Kemal Atatürk mal varlığı ve mirası
Mustafa Kemal Atatürk mal varlığı ve mirası


Mustafa Kemal Atatürk mal varlığı ve mirası, Mustafa Kemal Atatürk, 5 Eylül 1938'de kaleme aldığı vasiyetnamesinde, mal varlığını Cumhuriyet Halk Partisi'ne bırakarak belirli şartlarla paylaştırmıştır. Vasiyetnamede, gelirin bir kısmının ailesine, Sabiha Gökçen'e ev alınması ve çocuklarına eğitim yardımı yapılması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kalan miktarın Türk Tarih ve Dil kurumlarına tahsis edilmesi istenmiştir.

Mustafa Kemal Atatürk ve mirası


Atatürk’ün maddi mirasının detaylı bir listesi mevcut değildir, ancak, Atatürk’ün vasiyeti  5 Eylül 1938 tarihinde kaleme alınmıştır ve bu vasiyetnamenin içeriği şudur.

  • Malik olduğum bütün nukut ve hisse senetleriyle Çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi Cumhuriyet Halk Partisi’ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum:
  • Nukut ve hisse senetleri, şimdiki gibi, İş Bankası tarafından nemalandırılacaktır.
  • Her seneki nemadan, bana nisbetleri şerefi mahfuz kaldıkça, yaşadıkları müddetçe, Makbule’ye ayda bin, Afet’e 800, Sabiha Gökçen’e 600, Ülkü’ye 200 lira ve Rukiye ile Nebile’ye şimdiki yüzer lira verilecektir.
  • Sabiha Gökçen’e bir ev de alınabilecek ayrıca para verilecektir.
  • Makbule’nin yaşadığı müddetçe Çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.
  • İsmet İnönü’nün çocuklarına yüksek tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.
  • Her sene nemadan mütebaki miktar yarı yarıya, Türk Tarih ve Dil kurumlarına tahsis edilecektir.







Atatürk mal varlığını nereden geliyor:



Atatürk’ün mal varlığının bir kısmı kendisinin ziyarete gittiği illerde hediye edilen evlerdir, bir kısmı ise kurtuluş savaşından sonra boşalan arazilerin kurtuluş savaşında yollanan yardım paralarıyla çiftliklere dönüştürülmesiyle edinilmiştir.

Kurtuluş savaşı zaferle sonuçlandığında ülkede en önemli sorunlardan biri açlıktır.
Son yüz yıldır süren savaşlar milleti yorgun düşürmüş, arazileri tahrip etmiş, çiftçiliği bitme noktasına getirmiştir.
Bu sebeple savaş sonrasında had safhada bir üretim sıkıntısını doğurmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk kurtuluş savaşının devam ettiği günlerden beri tarım üzerinde kafa yormuş çalışmıştır, Cumhuriyetin ilanından sonra ise Türk milletine tarım konusunda örnek olmak için bir örnek çiftlik kurma kararı almıştır.

Çiftlik için kaynak ise kurtuluş savaşında Hindistan’dan gelen yardım paralarından sağlanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk sahip olduğu çiftliklerin kendi ayakları üzerinde durabildiğini gördükten sonra 1933 yılında tüm çiftliklerini hazineye devretme kararı almıştır.
Lakin kanunlara göre yasal mirasçısı kız kardeşi Makbule hanım yaşadığı için mal varlığını hazineye tamamen devretmesi ise mümkün değildir.
Mustafa Kemal Atatürk ne yapıp edilip buna bir çare bulunmasını istemiş ve 12 Haziran 1933 tarihinde Atatürk’ün mal varlığını hazine bağışlayabileceği kanun meclisten geçmiştir.
Kanun şöyledir:

Atatürk'ün mal varlığını hazineye bağışladığı kanun


(Kabul Tarihi: 12.6.1933, numarası: 2307.)

Madde 1: Gazi Mustafa Kemal Hazretleri’nin, Kanunu Medeninin 452. maddesi dairesindeki tasarrufları, mahfuz hisseler hakkındaki hükümden müstesna olup, bütün mallarında muteberdir.
Madde 2: Bu kanun neşri tarihinden itibaren muteberdir.
Madde 3: Bu kanunun hükümlerini icraya, İcra Vekilleri Heyeti memurdur.12 Haziran 1933 te çıkarılan bu kanunla Atatürk mal varlığını hazineye bağışlamıştır.
Devir işlemleri 12 Haziran 1937 de tamamlanmıştır.

Mustafa Kemal Atatürk mal varlığı:


  • 582 dönüm çeşitli meyve bahçeleri. Değişik çeşitlerde 650 bin fidan.
  • 620 dönüm asma fidanlığı. 650 bin kök bağ çubuğu.
  • 370 dönüm çeşitli sebze yetiştirmeye elverişli bahçe.
  • 220 dönüm 6 bin ağaçlı zeytinlik.
  • 727 dönüm 1600 ağaçlı portakallık.
  • 15 dönüm kuşkonmazlık.
  • 100 dönüm park ve bahçe.
  • 2 bin 650 dönüm çayır ve yoncalık.
  • 1450 dönüm yeni tesis edilmiş orman.
  • 148 bin dönüm tarıma elverişli arazi ve mera.
  • 45 adet büyük ve küçük idare binası ve ikametgah (bütün mefruşat ve demirbaşları ile birlikte).
  • 7 adet 15 bin baş koyunluk ağıl.
  • 6 adet Aydos ve Toros yaylalarında tesis edilen mandıralar.
  • 8 adet at ve sığırlara özgü ahır.
  • 7 adet genel ambar.
  • 4 adet hangar ve sundurma.
  • 4 adet lokanta, gazino ve eğlence yerleri, Lunapark.
  • 2 adet fırın
  • Bira ve malt fabrikası
  • Buz fabrikası; 
  • Soda ve gazoz fabrikası : Günde 3 bin şişe soda ve gazoz üretebilecek kapasitede.
  • Deri fabrikası
  • Ziraat Aletleri ve Demir Fabrikası :
  • 2 süt fabrikası (Ankara ve Yalova’da)
  • 2 yoğurt üretimevi;
  • 1 şarap üretimevi (imalathanesi) : Yılda 80 bin litre şarap üretme kapasitesine sahip.
  • 1 değirmen
  • İstanbul’daki bir çelik fabrikasının % 40 payı.
  • Biri Ankara’da, öbürü Yalova’da kurulu iki tavuk çiftliği.
  • Yalova’daki çiftliklerde 2 özel iskele ve liman tesisi.
  • 5 mağaza (Ankara’da 3 ve İstanbul’da 2)
  • Orman Çiftliğinde; özel sulama donanımı, kanalizasyon, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler, özel yollar içme suyu dağıtımı şebekesi.
  • Yalova Çiftliğinde; özel su tesisatı, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler ve yollar.
  • Silifke Tekir Çiftliğinde; özel sulama donanımı, beton köprüler.
  • Orman Çiftliğinde kurulu Çiftlik Müzesi ve küçük ölçekte Hayvanat Bahçesi donanımı. Bunların işletme gereçleri ve bütün demirbaşları.
  • 13 bin baş koyun : Kıvırcık, Merinos, Karagül, Karaman ırklarıyla bunların melezleri.
  • 443 baş sığır, Simental, Hollanda, Kırım, Jersey, Gorensey, Halep yerli ırklarıyla bunların melezleri, yeni üretilen Orman ve Tekir cinsleri.
  • 69 baş İngiliz, Arap, Macar, yerli ve bunların melezleri koşum ve binek atları.
  • 2 bin 450 baş tavuk, Legorn, Rodayland ve yerli ırklar.
  • 16 adet Traktör, 13 adet Harman ve Biçer Döver Makinesi ve
  • tüm tarım işlerini görebilen ziraat alet ve donanımının tümü.
  • 35 tonluk bir adet deniz motoru, Yalova çiftliğinde.
  • 5 adet, çiftliklerin taşımacılık işlerinde çalıştırılan kamyon ve kamyonet.
  • 2 adet çiftliklerin genel hizmetlerinde çalıştırılan binek otomobili.
  • 19 adet, çiftliklerin genel hizmetlerinde çalıştırılan, binek ve yük arabası.

Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatı sonrası mirasçılarına kalan mal varlığı nedir?


Bu sorunun cevabı, Atatürk'ün vasiyetnamesi ve mirasçılarının yaptıkları işlemlerle ortaya çıkmaktadır.
Atatürk, 5 Nisan 1938 tarihinde bir vasiyetname hazırlamış ve mal varlığının büyük bir kısmını Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'na bağışlamıştır.

İlaveten, kız kardeşi Makbule Atadan'a, manevi kızları Afet İnan, Sabiha Gökçen, Rukiye Erkin, Ülkü Adatepe ve Fikriye Hanım'a, manevi oğlu Mustafa Kemal'in oğlu Abdurrahim Tuncak'a ve yeğeni Mehmet Rüştü Ataç'a da çeşitli oranlarda paylar vermiştir.

Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasçıları, onun vasiyetine uygun olarak mal varlığının bir kısmını kamu kurumlara devretmişler, bir kısmını da kendilerine almışlardır.
Ancak bu süreçte de bazı anlaşmazlıklar ve sorunlar da yaşanmıştır.
Örneğin, Makbule Atadan, Türkiye İş Bankası'ndaki hisselerin kendisine verilmesini istemiş lakin bu talebi reddedilmiştir.
Ayrıca, bazı gayrimenkullerin devri konusunda da gecikmeler ve zorluklar yaşanmıştır.


Mustafa Kemal Atatürk, Bursa’da bulunan köşkünü ve Çelik palas Oteli’ndeki hissesini 2 Şubat 1938’de Bursa Belediyesine hediye ettiğini duyurmuştu, ancak, Bursa’daki köşkünün ve Çelik Palas Oteli’ndeki hissesinin kanuni mirasçısı Makbule Boysan’a kaldığı anlaşılmaktadır. 
Bursa'daki köşk ve Çelik Palas otelini bağışladığını duyurmasına rağmen, Atatürk’ün, hastalığı nedeniyle bağışla ilgili resmi işlemleri gerçekleştiremeden vefat ettiği anlaşılmaktadır. 

 Mustafa Kemal Atatürk’ün, “şahsi hesabındaki” tasarrufundan Makbule Boysan’a Temmuz 1927’den itibaren her ay 200 lira ödeme yapılması, bunun dışındaki yardımları ise, şahsi harcamasının bulunmadığı “2 numaralı hesabından” kredi kullandırılması şeklinde yapması, Atatürk’ün kız kardeşine ilaveten özel bir ayrıcalık tanımadığını, aralarındaki mali ilişkilerde ise kurallı ve mesafeli davrandığını göstermektedir.

Makbule Atadan’ın, Atatürk’ün “Ne senin ve ne benim paramız olacak… Her şeyimiz, yalnız ve yalnız, bize bunları veren milletin olacaktır…” sözünü aktarmasından, Atatürk’ün bu düşüncesini benimsediği, dolayısıyla kendisinin de bir servet peşinde olmadığı anlaşılmaktadır.

Makbule Atadan’ın ekonomik konulardaki beklentisi, alıştığı yaşam standardını sürdürebilecek kadar bir gelire sahip olmaktı. 
Bu sebeple, bilinen vasiyetle kendisine bırakılanları az bulmuş ve bu vasiyete inanmamıştır. Atatürk’ten kendisi ne kalan evleri, ayrıca Atatürk’ün bazı kişisel eşyalarını satmasının nedeni de, alıştığı bu yaşam standardını sürdürme isteğidir. 

Makbule Atadan’ın talebi sonrasında, 1948 yılında kendisine devlet tarafın dan 1.000 lira maaş bağlanması, Atatürk’ten kendisine kalanları tükettiğini ve geçim sıkıntısı içine düştüğünü göstermektedir
.  

[1] Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Vefatı Sonrası Yaşananları Mutlaka Okumalısınız
https://onedio.com/haber/buyuk-onder-gazi-mustafa-kemal-ataturk-un-vefati-sonrasi-yasananlari-mutlaka-okumalisiniz-1184626
[2] MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN MAL VARLIĞI
https://belleten.gov.tr/tam-metin-pdf/211/tur
[3] Makbule Atadan’ın Mustafa Kemal Atatürk’ün Mirasına Yaklaşımı
https://atamdergi.gov.tr/tam-metin/39/tur

0 Yorumlar

Yorumlarda lütfen saygılı olun