Emeklilere zam geldi, Milletvekili maaşı 91 bin TL'den 136 bin TL'ye, Emekli milletvekili maaşı 65 bin TL'den 97 bin TL'ye, Hem emekli hem milletvekili maaşı 233 bin TL'ye ulaştı, Bunlar milletin vekili, Peki milletin aslı SGK emeklileri ne alacak?
Vekillerimizin elbette hakkıdır bu kadar maaş almak, vekil olmak öyle kolay mı, aday olabilmek için bile önce bir daire satıp partiye vereceksin, ardından seçim çalışmaları, gitti iki daire daha, yeter mi yetmez oy alabilmek için binlerce kişinin elini sıkacaksın, yanak yanağa öpüşeceksin, temizi var pisi var, sağlıklısı var hastalıklısı var, yani ölüm tehlikesi bile var maazallah.
Hadi adaylığı geçtin seçim kazandın, mecliste iş kolay mı zannediyorsunuz, indir kaldır, indir, kaldır, adamın kolu kopacak neredeyse, gecesi yok gündüzü yok, çoğu zaman ceylan derisi koltuklarda uyumak zorunda kalıyorlar, gelen seçmenlere meclis kafesinden çay, restoranlarında devlet sırtından yemek ısmarlamakta cabası, yani zor zanaat, öyle her gelen seçmenin sakalına göre tarak vurmak, çoğu zaman seçmenlerin karşısında yalandan tek ayak durmaktan kramplar girdiği bile oluyordur bacaklarına.
Onlar bu maaşı kendilerine hak görmeyip de, işçi emeklisine mi verecek, geçiniz efendim.
Hem neden versin benim bir türlü aklım almıyor.
Emekli denilen adam zaten öğleye kadar uyuyor kardeşim, saat on da köyden getirttiği kızılcık tarhanasını höpürdete höpürdete içiyor, çıkıyor yola, belediye otobüsü bedava, keyifle kuruluyor koltuğa doğru Ulu camiye, nasılsa bir cenaze vardır Ulu camide, olmazsa dönenlerde, sevabına cenazeye katılır, aslında iç görüsü onu definden sonra löpür löpür götüreceği ucuz kıymalı pide ve ayrandadır, hani içinden de geçirmiyor değildir, bir tane fazla verirlerse de Onu'a eve götürsem diye.
Cenaze yoksa kötü, camiden çıkınca bakıyor kahvehanelere, bir tanıdığı görürse çöküyor masasına, çayı bedavaya getiriyor, baktı kimse yok mu, bu kez sevgi yolunda bir banka ilişiyor, gelen geçen hanım kızları dikizliyor, oluyor saat beş. Artık eve dönme vakti gelmiştir, kasabın şarküterinin önünden geçmiyor, neme lazım, devir iktisat devri diye.
Geldiği gibi dönerken de şoförün öfke dolu yüzüne hiç bakmadan bastırıyor beleş kartı, tutuyor evin yolunu..(Not, dikkat edin otobüse beleş binenler asla şoförle göz göze gelmezler)
Akşam evde yazdan kestikleri makarna var, üzerine döküp yoğurdu çala kaşık yumuluyor, yada çok matah gibi evde köyden gelme bir çuval ondan yaptığı etsiz kıymasız sarımsaklı cimcik aşı, yanına birde turşu varsa, sofradan kalkarken Allah devlete millete zeval vermesin duası.
Yahu bu adama ne parası vereceksin, versen yiyemez, yemesini bilmez, hayatında tatile gitmemiş, seyahat etmeyi sadece haç farizası olarak bilir, sinemaya gitmez, tiyatro bilmez, sosyal hayatı şeyhten şıhtan hurafe dinlemektir.
Ayağında Bossa kumaşından şılak bir pantolon, sırtında 20 yıllık yakası kirden yağdan görünmez bir ceket, içkiye düşman, sigara içmez, taş altında kurbağa gibi yaşar, valla para versen harcayacak yer bulamaz, varsa da elinde üç kuruş gider çeyrek altın alır evin en ücra köşesine gömer, ekonomiye dönmeyen o para da orada heba olur gider.
Hastaneye de gidemez, o her mecliste sağlık sisteminin ne kadar mükemmel olduğunu anlatsa da, devletten randevu alamaz, cepte de para yoktur, özel hastaneye gidemez, inleye inleye ölür, lakin kuru inadından ölürken bile vazgeçemez
Efeliğe de hiç toz kondurmaz ha, o ayazda bankta it gibi titreyerek otururken, dırdırından bıkmış karısının, ben eve toz alacağım sen git biraz dolaş diyerek evden dehlemesinden hiç bahsetmez, sözün ona şöyle bir dolaşmaya çıkmıştır.
Memur emeklisine sözüm yok, onların çoğunluğu yaşamayı bilen insanlardır, sözüm bankamatik ten para çekmeyi bile yirmi yılda öğrenemeyen işçi emeklilerinedir, hep düşünürüm, bunlar ne iş yaptı da maaş aldı diye.
Emekliye verilen bu parayı hiç de az bulmuyorum, , aslında çok biledir, aslına bakarsanız artık üretmeyen tüketici olmuş bu kesimin aldığı hava bile zarardır, behemehal sabun fabrikalarına gönderilmelidirler, hiç olmazsa ölüleri bir işe yarar.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder