emeklinin çilesi |
Emeklinin yoksulluğu biter mi yoksa yoksulluğa alışır mı?
Oğul babasına sormuş.
- Baba bizim yoksulluğumuz ne zaman biter?
Baba cevap vermiş.
- 40 gün sonra
Oğul tekrar soruyor.
- Baba 40 gün sonra nasıl bitecek
- Bizim yoksulluğumuz 40 günde bitmez, lakin 40 gün sonra alışırız.
Türkiye'de devlet alır devlet verir, zengini yaratan da devlettir, halkı fukaralaştıranda, lakin suçlu hep bir başkalarıdır.
Memurlara anında seyyanen artışı siz yaptınız. Hatta emekli milletvekillerine bile seyyanen artış yapıldı.
Sonra da "Seyyanen artışların emekli maaşları arasında adaletsizlik yarattığının farkındayız" diyorsunuz.
Düzeltin öyleyse.
Senin memurun, vatan evladı da, bağ-kur sigorta emeklisi üvey evlat mı bu ülkede?
Senin memurun, vatan evladı da, bağ-kur sigorta emeklisi üvey evlat mı bu ülkede?
SGK'nın gelirleri ile giderlerini karşılama oranları yıllara göre şu şekildedir:
- 2002 %71.5,
- 2008 %72.2,
- 2010 %78.1,
- 2015 %95.1,
- 2020 %87.5 ve
- 2023 %97.9.
Bütçeden SGK'ya aktarılan payın GSYH'ya oranı ise şu şekildedir:
- 2008 %3.49
- 2010 %4.73
- 2015 %3.36
- 2020 %4.93 ve
- 2022 %2.59.
Bütçeden SGK'ya aktarılan pay azalırken, SGK'nın gelir gider dengesi düzeliyor, bu nasıl mümkün oldu!
Emekli aylıkları düşürülerek!
Emekli bütçeye yüktür sözü koca bir yalandan ibarettir.
Emekli maaşlarına belirli bir oranda zam yapılabilir.
SGK'nın gelir gider dengesizliğini düzeltmek elbette olumlu bir adımdır.
Emekli bütçeye yüktür sözü koca bir yalandan ibarettir.
Emekli maaşlarına belirli bir oranda zam yapılabilir.
SGK'nın gelir gider dengesizliğini düzeltmek elbette olumlu bir adımdır.
Ancak bu, sigortalı sayısını artırarak daha fazla prim ve vergi toplamak yerine mevcut kaynakları tüketerek yapılırsa sonuç böyle olur.
Hiç de naif olmak zorunda değiliz. Hükümet emeklilerin maaşını gasp etti. topladığı primleri çarçur etti, Geriye sadece emekliye verilen sadaka gibi maaşlar kaldı!
Bu durumda emeklileri açlık sınırında bırakırsınız.
İktidar, Tüm parayı buraya aktarsak bile yeterli olmayacağını söyleyip insanları kandırıyor.
Ne yazık ki inanan ve yiyen bir kitle var.
Siyasal İslam'ın yıkıcı sonuçlarından biri de budur.
Emeklinin çilesi ölünce biter
Hiç de naif olmak zorunda değiliz. Hükümet emeklilerin maaşını gasp etti. topladığı primleri çarçur etti, Geriye sadece emekliye verilen sadaka gibi maaşlar kaldı!
Dindar emeklinin önüne konulan şükür daha ne kadar karın doyuracak dersiniz.
Emekliyi açlığa yoksulluğa alıştıracağım derken emekli nalları dikecek umurunda değil, Nasıl olsa sayısız gassal yetiştirdim, cenaze hizmetleri de bedava, yıkar kefenler gömeriz diye düşünüyor herhalde.
Emeklinin feryadı şiiri
Tencerede taş kaynıyor, ne et, ne yağ.
Emeklinin sofrasında hüzün var.
Bir ömür verdik helal rızk için,
Nedir bu reva bu yoksulluk niçin.
Saraylar kurulur altın ışıkla.
Emekli mumla oturur karanlıkta.
Sözler verdiniz doldu meydanlar,
Nerde kaldı vaatler yalanmaydı bunlar.
El emeği, göz nuru, bir ömür çalıştık
Gençliğimiz geçti, saçlarımız ağardı
Bir zamanlar hayallerle doluyduk
Şimdi cebimiz boş, umudumuz kalmadı.
Emekli maaşı yetmiyor ki geçinmeye.
Faturalar üst üste, yük oldu omuzlar.
Enflasyon canavar gibi kapımızı çalıyor,
Alım gücümüz eriyor, cebimiz boşalıyor.
Bizler bu ülke için ter döktük, savaştık
Hakkımız değil mi son demde iyi günler yaşamak
Kim kaderimizi böyle yazdı bilmem,
Bu zorlu günler ne zaman son bulacak.
Ama unutma hesap günü gelir,
Halk terazisi şaşmaz gönüller delirir.
Emeklinin ahı var çıkmaz kolay.
Bir gün döner devran, biter olay..
Ahmet ATAM
Yorum Gönder