İnanç kişiyi bağlarken iyi olmak toplumu bağlar |
Tolstoy, "inançlı insanı, iyi insanlardan daha değerli gösteren tüm öğretiler yanlıştır" sözüyle, inancın ahlaktan daha önemli olmadığını vurgulamak istemiştir. Ona göre, bir insanın iyi olması için inanması gerekmez. Önemli olan, kişinin doğru olanı yapmaya çalışması ve başkalarına karşı nazik ve merhametli olmasıdır.
İnançlı insan mı iyi insan mı:
Tolstoy, Hristiyan inancını ve kiliseyi eleştirmesiyle bilinir. Düşüncesine göre, Hristiyanlık asıl mesajından sapmış ve insanların gerçek ahlaki gelişmesinin önünde engel teşkil etmiştir. Gerçek Hristiyanlığın, sevgi ve merhamet ilkelerine dayanan bir yaşam tarzı olduğunu savunmuştur.
Tolstoy'un bu sözü, inanç ve ahlak arasındaki ilişkiye dair karmaşık bir soruyu gündeme getirmektedir. İnanç, ahlaki bir pusula sağlayabilir ve insanlara doğru olanı yapmaları için ilham verebilir. Ancak, inanç her zaman ahlaki davranışa yol açmaz. Tarihte, inanç adına yapılan birçok zulüm ve vahşet örneği vardır.
Öte yandan, ahlaklı olmak için inanmak da gerekli değildir. Birçok ateist ve agnostik, inançsız olmalarına rağmen son derece ahlaki bir yaşam sürmektedir. Bu kişiler, etik ve insani değerlere bağlılıkları sayesinde doğru olanı yapmayı seçmektedirler.
Tolstoy'un "İnançlı İnsanı, İyi İnsanlardan Daha Değerli Gösteren Tüm Öğretiler Yanlıştır" sözü, inanç ve ahlak arasındaki ilişkiye dair karmaşık bir bakış açısını yansıtır. Bu sözü anlamak için Tolstoy'un felsefi ve dini görüşlerini göz önünde bulundurmak önemlidir.
Tolstoy'un İnanç ve Ahlak Görüşü:
- Tolstoy, Hristiyan inancına mensuptu, ancak kilise ve ortodoks doktrinlere karşıydı.
- İsa'nın öğretilerini, sevgi, merhamet ve şiddete karşı koyma gibi ahlaki ilkelerin temelini oluşturduğunu savundu.
- Dini ritüeller ve dogmalar yerine, içten gelen bir inanç ve ahlaki yaşam tarzına önem verdi.
- Tolstoy'a göre, iyi bir insan olmak için inanmak gerekli değildi. Ahlaki davranmak, her bireyin kendi vicdanına göre yapabileceği bir şeydi.
Sözün Anlamı:
Tolstoy'un sözü, inancın ahlakın ön şartı olduğunu savunan öğretileri eleştirir. Bu öğretilere göre, inanmayan bir kişi iyi bir insan olamaz. Tolstoy ise inanç ve ahlakın ayrı kavramlar olduğunu savunur. Bir insanın inançsız olması, iyi bir insan olmasını engellemez.
Tolstoy'un bu sözüyle şunları anlatmak istediği düşünülebilir:
- İnanç ve ahlak birbirinden bağımsız kavramlardır. Bir insan inançsız da olsa iyi bir insan olabilir.
- İyi bir insan olmak için inanmak gerekli değildir. Ahlaki davranmak, vicdana dayalı bir seçimdir.
- Dini ritüeller ve dogmalar yerine, içten gelen bir inanç ve ahlaki yaşam tarzı daha önemlidir.
- İnançlı insanları, inançsız insanlardan daha değerli gösteren öğretiler, ayrımcılığa ve hoşgörüsüzlüğe yol açar.
Sonuç:
Tolstoy'un sözü, inanç ve ahlak arasındaki karmaşık ilişkiye dair önemli bir bakış açısı sunar. Bu söz, inanç ve ahlakın birbirinden bağımsız kavramlar olduğunu ve iyi bir insan olmak için inanmanın gerekli olmadığını savunur.
İnanç kişiyi bağlarken iyi olmak toplumu bağlarCennet beklentisi ve cehennem korkusu olmadan iyi ve vicdanlı olabilmektir marifet, en zoru budur ve çok az insan başarmıştır..
Yorum Gönder