KENDİME YAZILARIM
Türkiye sosyolojisi siyaset ekonomi tarih felsefe ve genel kültür düzeyinde makaleler

Ümmet ve Ulus Kavramları: Bir Karşılaştırma

Türkiye'de ümmetçilik ve Ulus kavramları arasındaki çatışmayı ele alan makaledir
Ümmet mi ulus mu


Ümmet ve Ulus Kavramları arasında bir karşılaştırma, uzlaşı mı, çatışma mı? ümmet ve ulus, insanlık tarihi boyunca toplumları bir araya getiren ve kimliklerini tanımlayan önemli kavramlar olmuştur. 

Ulus mu Ümmet mi?


Bu kavramlar, farklı zamanlarda ve farklı coğrafyalarda farklı anlam ve değer kazanmış ve toplumları siyasi, sosyal ve kültürel alanlarda etkilemiştir.

Bu yazıda, ümmet ve ulus kavramlarının tarihsel ve kavramsal çerçevesini inceleyeceğiz. Özellikle günümüz Türkiye'sinde bu kavramların nasıl yorumlandığı ve hangi siyasi ve ideolojik işlevlere sahip olduğu üzerinde duracağız.

Makalenin Amacı:

Bu makalenin amacı, Türkiye'de ümmet ve ulus kavramlarının tarihsel gelişimini ve güncel durumunu analiz etmektir. 
Bu kavramların toplumun diğer farklı siyasi ve ideolojik grupları tarafından nasıl yorumlandığını ve Türk toplumunda hangi rolü oynadığını kişisel bakış açısı ile yorumlamaya çalışacağım.

Makalenin Önemi:

Bu makale, Türkiye'deki kimlik tartışmalarına hatta arayışlarına yeni bir bakış açısı sunmayı ve ümmet ve ulus kavramlarının Türk toplumunu nasıl etkilediğini ve nereye doğru sürüklediğini daha iyi anlamamızı sağlamayı amaçlamaktadır

Ümmet ve ulus, birlikte yaşayan insan gruplarını tanımlayan iki farklı kavramdır. 
Her iki kavram da birbirinden bazı noktalarda ortak, bazı noktalarda farklı kimlik duygusu ve aidiyet duygusu içerir.
Lakin, bu kavramlar arasındaki bazı çok önemli farklılıklar da vardır.

Ümmet:
 
  • Ümmet, Arapça kökenli bir kelimedir ve "aynı inancı paylaşan insanlar" anlamına gelir.
  • Ümmet kavramı, dinsel bir temele dayanır.
  • Ümmetin üyeleri, aynı dine mensup olmalıdır.
  • Ümmetin sınırları, dinin sınırlarıyla belirlenir.
  • Ümmetin lideri, dini bir liderdir.

Ulus:

  • Ulus, Latince kökenli bir kelimedir ve "aynı dili, tarihi ve kültürü paylaşan insanlar" anlamına gelir.
  • Ulus kavramı, siyasi bir temele dayanır.
  • Ulusun üyeleri, aynı dili, tarihi ve kültürü paylaşmalıdır.
  • Ulusun sınırları, siyasi sınırlarla belirlenir.
  • Ulusun lideri, siyasi bir liderdir.

Ümmet ve ulus arasındaki bazı önemli farklılıklar şunlardır:

 
Temel: Ümmet kavramı dinsel bir temele dayanırken, ulus kavramı siyasi bir temele dayanır.
Üyelik: Ümmetin üyeleri, aynı dine mensupturlar, ulusun üyeleri ise aynı dili, tarihi ve kültürü paylaşmalıdır.
Sınırlar: Ümmetin sınırları, tüm dünya üzerinde dinin sınırlarıyla belirlenirken. ulusun sınırları ise siyasi sınırlarla belirlenir.
Liderlik: Ümmetin lideri, dini bir liderdir, ulusun lideri ise seçimle iş başına gelen siyasi bir liderdir.

Sonuç olarak, ümmet ve ulus, bir araya gelen insan topluluklarını tanımlayan iki farklı kavramdır. 
Her iki kavram da topluluklar olarak ortak bir kimlik duygusu ve aidiyet duygusu içerir. 
Lakin, bu kavramlar arasındaki bazı önemli farklılıklar da vardır.

Ümmet ve ulus kavramları arasındaki ilişki nedir?


Ümmet ve ulus kavramları, tarih boyunca ve günümüzde de karmaşık ve değişken bir ilişki içerisinde olmuştur. 
Her iki kavram da bir topluluk bilincini ve aidiyet duygusunu ifade etse de, bunu farklı temeller üzerine inşa ederler.

Ümmet:

Dinsel bir temele dayanır.
Ortak bir inanç ve değer sistemi etrafında bir araya gelen insanları kapsar.
Siyasi sınırlar ile sınırlı değildir.
Tarihsel olarak farklı coğrafyalarda ve dönemlerde farklı ümmetler var olmuştur.

Ulus:

Siyasi bir temele dayanır.
Ortak bir dil, tarih, kültür ve siyasi kimlik etrafında bir araya gelen insanları kapsar.
Belirli bir coğrafi bölgeyle sınırlıdır.
Ümmetçiliğe göre daha yeni bir kavramdır ve 18. yüzyılda Avrupa'da ortaya çıkmıştır.

Ümmet ve ulus arasındaki ilişkiyi etkileyen bazı faktörler:


  • Din ve etnik köken: Bir toplumda din ve etnik köken homojen ise ümmet ve ulus kavramları örtüşebilir. Lakin farklı din ve etnik gruplar bir arada yaşıyorsa, bu kavramlar arasında gerilim oluşabilir.
  • Siyasi ideolojiler: Milliyetçilik gibi ideolojiler, ulus kavramını daha ön plana çıkarırken, ümmet kavramını geri plana iter.
  • Küreselleşme: Küreselleşme, farklı ümmet ve uluslardan insanların birbirleriyle daha fazla etkileşime girmesine yol açarken, bu kavramlar arasındaki ilişkiyi daha karmaşık hale getirir.

Bazı örnekler:

Osmanlı'da, padişah aynı zamanda halife idi ve imparatorluk topraklarındaki tüm Müslümanlar ise tek bir ümmet olarak görülüyordu.
Modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda ise ulus inşa etme projesi ön plana çıkmış ve ümmet kavramı geri planda kalmıştır.
Günümüzde bazı İslamcı siyasi hareketler, yani siyasal İslamcılar ümmet kavramını kullanarak siyasi bir birlik oluşturmaya çalışmaktadır.

Sonuç olarak:

Ümmet ve ulus bilici arasındaki ilişki, tarihsel ve siyasi koşullara göre değişkenlik göstermektedir. 
Bu kavramların birbiriyle uyumlu veya çatışmasız bir şekilde var olabileceğini söylemek de pek mümkün değil gibi görünüyor. 
Her iki bilincin de farklı tarihsel ve sosyolojik arka planları olduğunu ve günümüzde ise çok daha farklı anlamlar taşıdığını unutmamak önemlidir.
Her iki kavram da kendilerine ikbal arayan siyasiler tarafından maalesef bilinçli olarak sömürülmektedir.

Ümmet ve ulus kavramları, günümüzde hala geçerli midir?


Ümmet ve ulus kavramları, günümüzde de hala hem geçerliliğini hem de varlığını korumaktadır. 
Her iki kavram da farklı toplulukların kimliklerini ve aidiyet duygularını tanımlamak için kullanılmaktadır.
Günümüz Türkiye'sinde ümmet ve ulus kavramlarının geçerliliğini gösteren bazı örnekler:

Dinî cemaatler: 

Totaliter rejimlerle yönetilen ülkelerde yaşayan Müslümanlar, Hristiyanlar, Yahudiler ve diğer din mensupları ümmet bilinciyle hareket etmektedir.
Bu tür cemaat ve tarikatlar elde ettikleri ekonomik gücü, siyasi güce evirerek ülke yönetimlerinde ve ülkenin geleceği hakkında karar verir güce evrimleştirmişlerdir..

Küresel siyasi hareketler: 

Başta Siyonizm olmak üzere siyasal İslamcılık gibi bazı siyasi hareketler ümmet kavramını kullanarak küresel bir siyasi güç oluşturmaya çalışmaktadır.
Siyonizm, basın sektörü, ekonomi para gücünü kullanırken, İslam devletleri ise El kaide ,Işid Boko Haram gibi gibi oluşumlara arka çıkmakta hatta destek vermektedir.

Ulus devletler: 

Milliyetçilik ideolojisinin etkisiyle kurulmuş olan ulus devletler ise, ulus kavramını temel kimlik öğesi olarak kabul etmektedir.
Lakin, bu kavramların günümüzdeki geçerliliği uluslararası mülteci akınları ve göçler gibi nedenlerle zayıflamaktadır, mülteciler ulus devletlerin temellerinde bire dinamit haline gelmektedir.

Küreselleşme: 

Günümüz dünyasında bir çok farklı ülkelerden insanların birbiriyle daha fazla etkileşime girmesi, ümmet ve ulus kavramlarının sınırlarını aşındırmaktadır.

Bireysellik: 

Toplumlarda bireysel hak ve özgürlüklerin daha ön plana çıkması ve öneminin artması, geleneksel topluluk kimliklerine olan bağlılığı zayıflatmaktadır.

Çok kültürlülük: 

Türkiye gibi farklı din, dil ve etnik kökenlerden insanların bir arada yaşadığı toplumlarda, tek bir ümmet veya ulus kimliği altında birleşmek de her geçen gün zorlaşmaktadır.

Sonuç olarak:

Başta Türkiye olarak ümmet ve ulus kavramları, günümüzde hala geçerliliğini korumaktadır. Fakat küreselleşme, bireysellik ve çok kültürlülük gibi faktörler, bu kavramların anlamını ve önemini de her geçen gün ilticalar, istilalar, ve mülteciler nedeniyle dönüştürmektedir. 

Gelecekte bu kavramların nasıl bir şekilde var olacağını ve toplumlarda hangi rolü oynayacağını bu günden belirsizdir.
.

Ümmet ve ulus kavramları, Türkiye'de nasıl yorumlanmaktadır?


Türkiye'de ümmet ve ulus kavramları, geriye dönüp de baktığımızda tarihsel ve siyasi koşullara bağlı olarak farklı dönemlerde farklı şekillerde yorumlanmıştır.

Osmanlı Dönemi:

Ümmet kavramı, Osmanlı İmparatorluğu'nun resmi ideolojisi idi, sultan, aynı zamanda halife olarak da kabul edilirdi ve imparatorluk topraklarındaki tüm Müslümanlar tek bir ümmet olarak görülüyordu, ümmet aynı zamanda sultanın kulu idi
Ulus kavramı ise bu dönemde çok yaygın değildi.

Cumhuriyet Dönemi:

Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte ulus kavramı ön plana çıkmış olup, Milliyetçilik ideolojisi, Türk ulusunun birliğini ve bütünlüğünü vurgulamış, ümmet kavramı ise geri plana itilmiştir.

Günümüz:

Günümüzde Türkiye'de siyasal İslamcıların güç kazanması ile ümmet ve ulus kavramları bir arada varlığını sürdürmektedir.
Ümmetçilik milliyetçiliği, Milliyetçilik ise ümmetçiliği temelde kökten reddederken:
Bazılarına göre bu iki kavram birbirini tamamlar ve güçlendirir.
Diğerlerine göre ise bu iki kavram arasında bir çelişki vardır.

Farklı yorumlar:

İslamcılar: Ümmet kavramına çok daha fazla önem verirler ve İslam birliği fikrini savunurlar.
Milliyetçiler: Ulus kavramına daha fazla önem verirler ve Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü savunurlar.
Laikler: Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğini savunur ve her iki kavrama da mesafelidirler.

Sonuç olarak:

Türkiye'de ümmet ve ulus kavramları, siyasal İslamcılar ve ideolojik gruplar tarafından farklı şekillerde yorumlanmaktadır. 
Bu gün için aralarında zımni bir uzlaşma varmış gibi görünse de:
Hem ümmetçi hem de milliyetçi olunmaz.
 
Bu kavramların gelecekte nasıl bir şekilde var olacağını ve Türk toplumunda hangi rolü oynayacağı final sahnesine yaklaşmış olma nedeni ile çok yazın zamanda hep birlikte göreceğiz.
Türk toplumu kifayetsiz muhterisler eli ile bilhassa son dönemde öylesine kutuplaştırıldı ki,, kısa ve orta vadede demokrasi içerisinde çözmek imkansız hale geldi.

Bu dönüşüm her iki taraf içinde Necmettin Erbakan'ın bir dönem bahsettiği gibi ''Kanlı mı olacak, kansız mı' final sahnesi ile sonuçlanacak gibi görünüyor.