-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Bireysel düşüncenin toplumların çöküşünde etkisi

Bireysellik ve Bireysel Düşünce Toplumları Nasıl Çökertebilir?
Bireysel düşüncenin toplumların çöküşünde etkisi
 

Bireysellik ve Bireysel Düşünce Toplumları Nasıl Çökertebilir?


Meşhur bir söz vardır Türçe'miz de, gemisini kurtaran kaptandır, acaba öyle midir? Toplumlar, bireyler ve toplumsallık arasında karmaşık ve dinamik bir dengedir. 
Bireysellik, bireysel düşünce ve bireysel yaşam, bu dengeyi bozarak toplumu çöküşe sürükleyebilir.  

Bireysellik ve Bireysel Düşünenin Artışı:

Sözüm ona modern toplumlar, geçmişte olduğundan daha fazla bireyselliğe ve bireysel düşünceye önem vermeye başlamıştır. 
Bu tür kişisel özgürlük ve kendini ifade etme arzusunun artmasıyla birlikte, geleneksel değerler ve normların zayıflamasıyla bağlantılıdır. 
Bireyler, kendi ihtiyaçlarını ve arzularını toplumun ihtiyaçlarının önüne koymaya teşvik edilmektedir.

Toplumsal Bağların Zayıflaması:

Günümüzde herkes ben merkezci olmaya başladı, benim diyor, başka bir şey demiyor, bireysellik ve bireysel düşüncenin artması, toplumsal bağların zayıflamasına yol açıyor. 
Bireyler, ortak bir kimlik ve amaç duygusu yerine, kişisel çıkarlarına odaklanıyorlar. 
Böyle bir durum ise, dayanışma ve işbirliğinin azalmasına ve toplumda kutuplaşmaya yol açıyor.
Bu tür kutuplaşmaya ise günümüzde en çok politikacılar sebep oluyor.
Bireylerin politikacıların söylemleri üzerinde kutuplaşması da iç çatışmaları körüklüyor.

Toplumsal Kurumların Çöküşü:

Bireysellik ve bireysel düşüncenin artması, aile, din ve eğitim gibi geleneksel toplumsal kurumların zayıflamasında başat aktör olabiliyor. 
Aile, inanç, çevre baskısı ve eğitim gibi kurumlar, bireylere kimlik duygusu ve ahlaki değerler aşılar ve toplumu bir arada tutmada önemli bir rol oynarlar, zayıfladıklarında, toplumda kaos ve düzensizlik artar.

Kısaca:

Bireysellik ve bireysel düşüncenin artması, bir ölçüde toplumda faydalı olabilir. 
Lakin, bireysellik aşırıya kaçtığında:
  • Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.
  • Benden sonrası tufan.
  • Rabbena hep bana.
Gibi söylemler, toplumsal bağların zayıflamasına, toplumsal kurumların çökmesine ve nihayetinde toplumun çöküşüne yol açabilir. 
Bu sebeple, bireysellik ve toplumsallık arasında bir denge bulmak önemlidir.

Ek Hususlar:

Bireysellik ve bireysel düşüncenin bazı olumlu yönleri de vardır, örnek vermek gerekirse:

  • Bireysellik, toplumu meydana getiren değerlere zarar vermediği müddetçe yeniliğe ve ilerlemeye yol açabilirler.
  • Bireysellik ve toplumsallık arasındaki dengeyi bulmak, eğitim ve kültür açısından her toplum için farklı olabilir.
  • Toplumun çöküşüne yol açabilecek tek faktör bireysellik ve bireysel düşünce değildir, diğer faktörler de rol oynayabilir.

Sonuç:

Devletler toplumsal hafızalarını yitirdiklerinde,  yönetenler bireysel çıkarlarını ön planda tutmaya başladıklarında ve o toplumda bireysellik ve bireysel düşüncenin artması, toplumda   olumsuz sonuçlara yol açabilir. 
Bu olgunun etkilerini anlamak ve toplumu çöküşten korumak için bireysellik ve toplumsallık arasında bir denge bulmak önemlidir.

Ekonomi düzeltilebilinir, kaybedilen savaşlar yeniden kazanılabilinir, lakin milli ve ahlaki yönden toplumsal çöküşler ulusları da çöküşe götürür.

Benliğe gömülmüş, topluma yabancı, 
Herkes kendi bildiğini savunur. 
Birlik, beraberlik yitip giderken, 
Toplumlar çöker, herkes bir yana savrulur.

Toplum sürüklenirken karanlığa,
Mal mülk şan şeref hep sana.
Gün gelir senin de söner ışığın.
Zannetme kar kalır yanına yaptığın.
 
Ahmet ATAM 
 
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun