-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Tek gerçek ölüm mü

Evren ve yaşam sonsuz bir döngü mü
Tek gerçek ölüm mü


Tek gerçek ölüm mü? Hayatında çok şey tecrübe ettin. Sevgiyle dolu anlar yaşadın, sevgi gördün. Nefretle karşılaştın, nefret ettin. Lezzetli yemekler yedin, içecekler içtin. Mücadele ettin, çatıştın. Düşündün, yer değiştirdin. Hem iyi hem kötü birçok anı biriktirdin, ya sonra.

Yaşamın Sonu Hepimizi Düşündüren Bir Konu, Ölüm:


Ancak sonunda her şey yok oluyor. İnsanlığın uzaya yayılması bile bir gün önemini yitirecek. Evren soğuyacak ve sadece fizik yasaları gibi temel gerçekler kalacak. 
Bu düşünce bazen rahatlatıcı olsa da hüzünlendirici de olabiliyor. 
Ölüm sonrası hiçbir şeyin anlamı kalmıyor. 
Her şey sonunda sıfırlanıyor.

Yaşam, evren ve her şey, sanki bilgisayar sistemleri gibi 1'ler ve 0'larla işleyen bir yapıya sahip. 
Hayatın döngüsü gibi nefes alıp verir, uyanır ve uyur, doğar ve ölürüz. 
Gezegenler bile oluşup ve sonra yok oluyor, yıldızlar yanıp ve sönüyor, evren genişleyip daralıyor. 
Kim bilir, belki de evren, daha büyük bir varlığın parçasıdır ve belki de bu varlık da bizim gibi 1'ler ve 0'lara ihtiyaç duyar.

Bütün dinler her şeyin bir gün yok olup gideceğini, tıpkı bir mum gibi her şeyin söneceğini ve yok olacağını düşünüyor. Büyük Çöküş veya kıyamet gibi senaryolar aklımıza geliyor.  

Evren ve yaşam sonsuz bir döngü mü:


Diğerleri ise yani Ateistler ve bir kısım Deistler sonsuz bir döngüye inanıyor. Evren genişliyor, sonra çöküyor, yeni bir patlama ile yeniden başlıyor, bu döngü sonsuza kadar devam ediyor, biz de her seferinde yeni bir versiyon olarak yeniden doğuyoruz. 

Evrende hiç bir şey aslında yoktan var olmuyor, yada var olan yok olmuyor, şekil değiştiriyor, tüm canlılar da enerji ve maddeden oluşuyor, enerji ruh, madde ise beden.
Madde ya da beden ölüyor şekil değiştiriyor, Ruh yani enerji sanki ona yeni bir şekil veriyor.

Yani her şey aslında bir bilinmezlikte gizli gibi!
Belki de yaşamın ve evrenin sonu bizim anlayışımızın çok ötesinde bir şeydir. 
Kim bilir, belki de sıfır, bu gün bildiğimiz gibi bir yokluk değil, yepyeni bir varoluşun başlangıcıdır, kim bilir ki!
Kim gitmişte dönmüş o sonsuz alemden.

Ne olursa olsun, bu gün şu an buradayız. 
Yaşamın bize sunduğu güzellikleri yaşamalı  ve gizemler mi, boş ver gitsin.. 
Yarın yok, bu gün var.
Ve bu şifreyi çözmenin mümkünatı yok.
Çözdüm diyenlere de gülün geçin.

Yaşam baştan sona bir döngü, yaşamın döngüselliğini, biyolojik ve ekolojik süreçlerde gözlemleyebilirsiniz.
Doğada, yaşam döngüleri:

  • Doğum.
  • Büyüme.
  • Üreme.
  • Ölüm.

O kadar, yaşamın döngüsü bu süreçleri içeriyor, Bu döngüler, ekosistemlerin sürdürülebilirliğini sağlıyor ve türlerin devamlılığını garanti ediyor.

Ayrıca, bazı filozoflar ve düşünürler, yaşamın ruhsal bir döngü içinde olduğunu savunur. 
Bu görüşe göre, ruhlar reenkarnasyon yoluyla farklı bedenlerde yeniden doğuyor ve bu süreç sonsuz bir döngü içinde devam edip gidiyor.

Tek gerçek ölüm' mü,  ölüm bir son mu yoksa başlangıç mı? bana göre her şey bir döngü, belki de evrenin sonu da yeni bir başlangıçtır, kim bilir?

Ölüm mü, sonsuzluk mu, bilinmezlik mi? 


Bu konuda kimse kesin bir cevap veremiyor. 
Bilim insanları, filozoflar, din adamları her biri kendi teorilerini ortaya atıyorlar ancak net bir cevap bulunmuyor.

Bilim, evrenin genişlediğini, yıldızların öldüğünü ve her şeyin bir döngü içinde olduğunu söylüyor, belki de biz de bu döngünün bir parçasıyız.
Din, ölümden sonra hayatın var olduğunu, cennetin ve cehennemin varlığını savunuyor kısacası, bu dünyanın bir sınav olduğunu düşünüyor.
Filozoflar ise herkesin kendi kafasına göre bir şeyler uydurduğunu söylüyorlar.

Benim fikrim mi? 
Vallahi ben de bilmiyorum. 
Ama şu an buradayız ve bu anın tadını çıkarmalıyız, düşünmek güzel ama kafayı takmaya gerek yok, belki de ölümden sonra hiçbir şey yok, belki de bambaşka bir macera başlıyor. Kim bilir?

Yaşamın Gizemi, Ölümün Sırrı şiiri:


Tek gerçek ölüm mü, yoksa döngü mü hayat?
Sevgi, nefret, acı, mutluluk, sanki hepsi birer sahne. 
Evren genişler, büzülür, bir sonsuz hat. 
Son nefesle biter mi ki bu uzun seyahat?
 
Evren genişler, yıldızlar söner, zaman durur, 
Fizik yasaları kalır, birer sır gibi gizli. 
Bilgisayar gibi miyiz, sıfır birler arasında, 
Yoksa bir oyunun parçası mı, bu sonsuz bir fasılda?

Kimisi panik kimisi umutla, beklerken son nefesi, 
Kimisi mal mülk, kimisi anılar biriktirir, sandık sandık.
Fizik yasaları ise, evrenin sabit sesi. 
Düdük çaldı mı bilin ki çırılçıplak kaldık.

Emir alıp İsrafil üfleyince Sur'u,
Mum söner, yıldızlar kayar, evren ise soğur.
Enerji mi ruh olur, bedenler mi enerji. 
Ne kalır geride, Ruh mu beden mi soru bu?

Ateist, deist, dinler, farklı yollar gösterir. 
Herkes kendi inancında bulur bir sığınak. 
Kim bilir, belki de ölüm, yeni  kapılar açar. 
Bilinmezlerin ötesinde, şak kadanak..

Yaşa, sev, gül, ağla, anı yaşa.. 
Yarın yok, bugün var, işte hayatın sırrı. 
Döngüler içinde kayboluyor her bir zerre, 
Ölüm son mu, başlangıç mı, Bilmiyoruz ki!

Doğum, büyüme, üreme, ölüm, neyin, yada kimin kanunu, 
Sonsuz bir döngü gibiyken eko sistem.
Ruhsal bir yolculuk mudur, yoksa sadece bir rüya, 
Kim bilir, belki de her ikisi, birden.

Ahmet ATAM


Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun