-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Kütahya Kültür varlığı

Kütahya Kültür varlığı
Kütahya Kültür varlığı 

Kütahya'da bir yapının veya konutun kültür varlığı sayılması için taşıması gereken özellikler:


Kütahya'nın şehircilik ve kentsel dönüşüm çabalarında en büyük sorundur metruk binalar ve geniş çaplı sit alanı uygulaması, malı olan malım var diyemiyor, her metruk binanın elli mirasçısı var bir araya gelip anlaşamıyor, restorasyon yapılan binalar ekonomik olarak bir gelir getirmiyor hatta kapanın elinde kalıyor, yağmur yağıyor, geren toprağı ve ahşap ile yapılan binaların çamurları şehrin ana caddelerine akıyor, bu tür binalar yıkılamadığı için yeni yollar açılamıyor, trafik kesmekeş, Atakent ve Toki gibi yeni mahalleler Paris, Zeryan, maltepe, yenimahalle, hisaraltları Kabil.Peşaver.

Kütahya'da korunması gereken yapılarda aranması gereken özellikler neler olmalı?

1, Tarihi önemi: Binanın geçmişe ait önemli olaylara, kişilere veya dönemlere tanıklık etmesi.
2. Mimari değeri: Yapının mimari tarzı, kullanılan malzemeler, inşaat teknikleri ve estetik özellikleriyle döneminin özelliklerini yansıtması.
3. Sanatsal değeri: Yapının üzerindeki süslemeler, kabartmalar, resimler gibi sanat eserlerinin bulunması veya sanatçılar tarafından yapılmış olması.
4. Sosyal ve kültürel önemi: Yapının bir toplumun yaşam tarzı, inançları, gelenekleri veya sosyal yapısı hakkında bilgi vermesi.
5. Teknolojik önemi: Yapının inşa edildiği dönemde kullanılan teknolojilerin bir örneği olması.
6. Nadirlik: Yapının benzerlerinin az olması veya tek örnek olması.
7. Bütünlük: Yapının çevresiyle ve içinde bulunduğu yerle uyumlu olması.

Kültür varlığı olarak kabul edilmek için bu özellikler tek başına da yeterli olmayabilir. Yapının taşıdığı özellikler, bulunduğu yer ve tarihsel bağlam gibi faktörlerin de değerlendirmeye alınması gerekmektedir.

Yedi bin yıllık bir kentin Kütahya gibi tarihi mirası yoğun, ancak ekonomik ve sosyal açıdan modernizasyon ihtiyacı bulunan bir şehirdeki, bu tür yapıların sit alanı ilan edilmesi hem kültürel hem de ekonomik açıdan avantajlar ve dezavantajlar barındırır.

Sit Alanı İlan Etmenin Potansiyel Avantajları:


Geniş çaplı sit alanı ilan edilmesinin şehir planlaması ve geleceği hakkında olumlu görüş bildirenlerin dayanaklarını sıralayalım.

1. Kültürel ve Tarihsel Kimliğin Korunması: Her ne kadar bu yapıların estetik veya mimari bir değeri olmadığı düşünülse de, bir bütün olarak ele alındığında, şehrin kimliğini yansıtan önemli bir dokuyu oluşturuyor olabilir.
Sit alanı ilan etmek, bu yapıların rastgele yıkımını ve modern yapılaşmayla yok edilmesini engelleyebilir. Bu, Kütahya'nın tarihsel zenginliğinin gelecek kuşaklara aktarılmasını sağlar.

2. Turizm Potansiyelinin Değerlendirilmesi: Doğru bir restorasyon ve işlevlendirme ile bu tür bölgeler, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekecek bir cazibe merkezi haline getirilebilir.
Örneğin, bu binalar butik otel, kafeterya, müze veya sanat galerisi olarak kullanılabilir. Böylelikle kültürel koruma ekonomik bir faydaya dönüşebilir.

3. Planlı Şehirleşme ve Çevre Koruma: Sit alanı ilanı, plansız yapılaşmayı engelleyerek şehrin mimari bütünlüğünü ve doğal çevresini korumaya yardımcı olabilir.

Sit Alanı İlan Etmenin Dezavantajları ve Riskleri

Şehrin neredeyse üçte birinin koruma altında olması bazı sokakların, hatta bazı sokak ve caddelerdeki tekil evlerin koruma altına alınmasının modern kentleşme adına dezavantajları olduğunu savunanlarda var ve gerekçeler sunuyorlar,

1. Ekonomik Maliyetler:

Sit alanı ilan edilen bölgelerde herhangi bir inşaat veya tadilat sıkı denetime tabi olur. Bu, hem bireysel mülk sahipleri hem de kamu için yüksek maliyetler anlamına gelir. Babanızdan dedenizden kalan eski bir yapıyı restore etmeye çalışanın anasından emdiği süt burnundan geliyor
Eğer bu alanlar ekonomik olarak kullanılamıyorsa, atıl kalma riski taşıyor. Bu da halkın tepkisine neden oluyor.

2. Gelişim ve Modernizasyonun Engellenmesi:

Şehirdeki eski yapılar korunurken, bu bölgelerdeki nüfus ve ekonomi hareketliliği azalıyor. Modern konut ve ticari alanların eksikliği, şehrin büyüme ve kalkınma potansiyelini sınırlıyor. Binlerce metruk bina var, bunlar restore edilse bile gerek konut ve gerekse ticari alan olarak rağbet görmüyor, sosyal medyada paylaşılan bu eski binalara beğeni koyanlara soruyorsunuz, bu binada aile olarak ikamet eder misiniz ?
Alacağınız cevap genellikle Hayırdır.
O zaman  zaman soru şu'
Peki zaten ülkenin ve kentin kıt kaynaklarını her sene bakım masrafı isteyen bu yapılara harcamak ne kadar mantıklı.

3. Yerel Halkın Tepkisi:

Eğer sit alanı ilan edilen bölge, topluma bir fayda sağlamıyor veya koruma kararları halkın ihtiyaçlarını göz ardı ediyorsa, bu durum yerel halk tarafından bir "yük" olarak algılanması da gayet olağandır.

Daha Dengeli Bir Yaklaşım Önerisi

1. Seçici Koruma: Tüm bölgeyi değil, gerçekten tarihsel veya kültürel değeri olan kısımları sit alanı ilan etmek daha mantıklı olabilir. 
Bu, kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlar.
Bir komisyon kurulur, tarihçiler, mimarlar, kent planlamacıları, bu komisyonun vereceği karar ile sadece kurtarılmaya değer ve kültür mirası olan binalar ayrıştılır kalanların tamamı yıkılır.

2. Yeniden Kullanım: Gelir getirmeyen amacına uygun kullanım alanı bulamayan binalar topluma yüktür, Bu binalar, yalnızca koruma amaçlı değil, ekonomik işlevlerle yeniden değerlendirilmelidir (örneğin, kafe, kültürel merkez, butik otel gibi). Böylelikle hem koruma sağlanır hem de ekonomik kazanç elde edilir.

3. Halk Katılımı ve Destek Mekanizmaları: Sit alanı ilan edilen bölgelerde yaşayan veya mülk sahibi olan kişiler, restorasyon ve bakım için teşvik edilmelidir. 
Bu tür eski binaların restorasyonu yeni bina yapmaktan daha meşakkatli ve maliyetlidir
Mimari proje rölyef giderleri gibi teşvikler, vergi indirimleri, düşük faizli krediler veya teknik destek şeklinde olabilir.

4. Turizm Stratejisi Geliştirme: Bölgenin tarihi dokusu bir hikâye veya temayla öne çıkarılabilir. Örneğin, Kütahya'nın geleneksel çini sanatıyla bu binalar arasında bir bağlantı kurularak, turistler için cazip hale getirilebilir.
Ulu Camiden başlayın, Yeni mahalleye kadar hisar altı eteklerinde Bursa'nın bir tophanesi yatmakta olup bu tarih mezbele binaların altındadır.
Sırf Germiyan sokağını görmek için de Kütahya'ya turist gelmez

Sonuç

Kütahya’daki eski yapıların sit alanı ilan edilmesi, ekonomik fayda ile kültürel mirasın korunması arasında dikkatle dengelenmelidir. 
Eğer bu binalar yalnızca koruma amaçlı sit alanı ilan edilirse, ciddi maliyetler yaratabilir ve halktan destek bulamayabilir. bulmuyor da zaten.

Ancak, harabe haline gelmiş binaların temizlenmesi ve ekonomik olarak değerlendirilmesi amacıyla yapılacak bir restorasyon ve işlevlendirme planı, bu tür bir kararın şehrin turizmine ve kültürel tanıtımına katkıda bulunmasını sağlayabilir. 
Stratejik planlama ve halkla iş birliği olmaksızın alınan kararlar ise, hem kültürel hem de ekonomik açıdan olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Kütahya’nın Gönlünde

Nakış gibidir tarih fışkıran sokaklar,
Toprak kokar seramik ve çiniden fırınlar.
Hisar’ın eteklerinden tarih fısıldar,
Her adımda bir öykü bir efsane var.

Kapılardan sızar geçmişin izi,
Cumbalı evlerin gölgesinde.
Selvilerin altında anılar dillenir.
Bir dost kahvesinin telvesinde.

Ahmet ATAM

Fotoğraf temsili olup yapay zeka ile oluşturulmuştur
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun