-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Yeniden açılım süreci tuzak mı çözüm mü

Yeniden Açılım Süreci Tuzak Mı Çözüm Mü
Yeniden Açılım Süreci Tuzak Mı Çözüm Mü

Yeni Bir Açılım Projesi nedenleri sonuçları:


Yeniden gündeme getirilen açılım süresi bu kez nasıl sonuçlanır, Abdullah Öcalan ev hapsine çıkarılır, PKK silah bırakır, kendini fesih eder ve Kürt yada terör sorunu çözülmüş olur mu? yeni açılım sürecinin amacı terör sorununu çözmek mi, seçim kazanmak mı?

1999 yılında terörist lideri Abdullah Öcalan yakalandı ve Türkiye'ye teslim edildi. 
Bu durum terör örgütü için büyük bir şok etkisi yarattı. 
Terör eylemleri de neredeyse durma aşamasına geldi.

3 Kasım 2002 tarihinde Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldi. 
O dönemde, 22 yıldır Türkiye’yi yöneten partinin iktidara geldiği sırada terör olayları önemli ölçüde azalmıştı. 
PKK terör örgütünün etkisi de oldukça zayıflamıştı. 
Millî Savunma Bakanlığı’na göre, 2002 yılında şehit olan güvenlik görevlisi sayısı sadece altıdır.

Birinci açılım süreci:


2002 yılından beş yıl sonra... 
Terör eylemleri, 2007-2008 döneminde doruk noktasına ulaşır. 
Ve önemli bir adım atılır. 
Temmuz 2009'da İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Demokratik Açılım Süreci"nin başlatıldığını duyurur. 
PKK terör örgütüyle görüşmeler gerçekleştirilir. 
Teröristbaşı Öcalan’ın çağrısı ve açıklamaları, günlerce gündemde kalır, tartışılır... 
PKK’ya ve Öcalan’a övgüler yağdırılır. 
Her ne kadar terör örgütü ile görüşenler şerefsizdir dense de, devletin, PKK’yı taraf olarak benimsediği ve Oslo’da görüşmeler yaptığı anlaşılır.

“Demokratik Açılım” oldukça kıymetliyedir. 
Zira, 12 Haziran 2011 tarihinde genel seçimler yapılacaktır.
Bu seçimler, siyasi iktidar açısından son derece önemliydir.

İkinci açılım süreci:


2013 yılında “İkinci Açılım Süreci” (Çözüm Süreci) adı altında bir hareket başlatıldı. 
Bu hareket o kadar etkiliydi ki, Diyarbakır Valiliği önündeki “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısı bile kaldırıldı. 
Bu sürecin önemi, 30 Mart 2014’te gerçekleştirilecek yerel seçimlerle daha da belirginleşti.

Yerel seçimlerin yanı sıra, 10 Ağustos 2014'teki Cumhurbaşkanı seçimleri ve Haziran 2015'teki genel seçimler de oldukça önemliydi. 
Bu seçimler, terörle mücadele tarihinde yapılmaması gereken stratejik hataların yapıldığı bir dönemi işaret eder. "İkinci Açılım Süreci" büyük bir başarısızlıkla sonuçlanır. 
Ancak, siyasi iktidar ülkeyi yönetmeye devam eder.

31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1977 yılından sonra ilk kez birinci parti konumuna gelir. 
2024 yılında ekonomi, Cumhuriyet tarihinin en büyük krizini yaşarken; sığınmacı sorunu da tüm toplumu olumsuz etkiliyor. 
İşte böyle bir ortamda, Cumhurbaşkanlığı seçiminini nasıl tekrar kazanmanın hesapları yapılmaya başlanır..

Üçüncü açılım süreci:


2025 yılında bana göre baskın bir erken seçim gündemi var, Halkların Eşitlik ve Demokrasi (DEM) Partisi'nin desteğinin alınması ve Kürt seçmeninin oylarının kazanılması gerekiyor. 
Ve tarih tekerrür eder... 
2024 yılında "Yeni Çözüm Süreci" başlatılır.  
DEM Partisi heyeti İmralı'ya gönderilir ve terörist başıyla görüşmeler yapılır. 
Tıpkı 2009 ve 2013 yıllarındaki süreçlerde olduğu gibi... 
Aktörler aynı kalacaktır.
Lakin asıl aktör ABD ve BOP' tur.

Yeni Çözüm Süreci Türkiye’yi dönüştürme projesi:


Birinci aşama, “Yeni Anayasa'dır. 
Anayasa’nın değiştirilemez hükümlerine müdahale edilemese de, kıyısından köşesinden Anayasa’nın 42 ve 66’ncı maddeleri amaçlanmıştır.
İkinci aşama, Türkiye'nin Suriye'de PKK/PYD terör örgütüne özel bir yapı tanımasıdır. Sonrasında İran, Irak ve Suriye'de yeni bir devletin üç temel unsurunun bir araya gelmesi beklenmektedir. 
Stratejik amaç ise, Türkiye'yi de kapsayan tarihi bir projedir.Bop projesidir.

Bu nedenle, “Yeni Çözüm Süreci” rüzgârıyla, Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin temelini oluşturan ulus ve laik devlet yapısının hedefleniyor.
Bu nedenle Türkiye, dünyanın en fazla sığınmacısını ve kaçak göçmenini kabul ediyor. "Sığınmacılar, istediklerinde gidebilirler" şeklinde açıklamalar yapılıyor. 
Bu nedenle, "Ümmet" çağrılarını artırıyor. 
Bu nedenle, "Müslüman olmayanlara Türk denmez" ifadesi de yaygınlaşıyor.

Sonuç:

Durduk yerde neden yeniden bir açılım sürecine ihtiyaç duyuldu.
Neden durduk yerde Abdullah Öcalan'ın ev hapsine çıkarılması konnuşulmaya başlandı.
Hükümet önce bu konuya açıklık getirmeli ve vatandaşın anlayabileceği şekilde açık ve net anlatmalıdır.

Yeni bir çözüm süreci bitmekte olan terör örgütünün ömrünü uzatmaktan başka bir işe yaramaz.
İkinci açılım sürecinden sonraki, Diyarbakır Sur'da hendek savaşlarında şehit edilen 970 asker ve polisin hatıraları hala hafızalardadır,
Türkiye'nin yeniden açılım süreci söylemi laik üniter yapısından ödün vermesi paramparça olacağı anlamı taşır .

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun