Emeklinin şiiri



Türkiye’de Emekli Olmak: "Altın Yıllar" mı, Yoksa Yoksulluk Çukuru mu? 😅

Türkiye'de emeklinin durumu:


Türkiye’de emeklilik denince akla huzur, tatil, torun sevgisi ve belki de bir köşede mangal keyfi gelir… 
Ama gerçekler o kadar da “pembe” değil! Özellikle işçi emeklileri için “altın yıllar”, adeta “bakır bütçelerle 🪙** geçen bir hayatta kalma mücadelesine** dönüşüyor. 
İşte size ironi yüklü bir analiz!


"Emekli Maaşımızla Uzaya Çıkıyoruz!" 🚀 (Tabii Hayal Dünyasında)



Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2024’te asgari ücret 17.000 TL iken, ortalama emekli maaşı 10.000 TL civarında 🤑 (yok, yanlış okumadınız!). Enflasyon %70’leri görürken, emekliye “zam” diye sunulan artışlar, marketteki salatalığın fiyatına yetişemiyor. “Zam yaptık” diyenlere emeklinin cevabı: “Nereye, mezara mı?” 💀
Emeklinin Günlük Bütçesi: "1 Ekmek, 1 Zeytin, 1 Hayal" 🥖🫒

  • Sabah: "Bugün kaç TL’lik elektrik faturası yansıdı?" 🔌  
  • Öğlen: "Komşudan bir bardak un alayım, börek yapayım." 🥮 (Not: Börek hayali, un fiyatları nedeniyle ertelendi.)
  • Akşam: "Torunuma harçlık vereyim… Aaa, cüzdanımda 5 TL kalmış!" 👶💸


"Emeklilikte Sosyal Devlet" mi Dediniz? 🤡



Devlet, emekliye “yardım” adı altında 100 TL’lik market kartı verirken, aynı zamanda ÖTV, MTV ve diğer vergilerle maaşın %30’unu geri alıyor 🏦. “Sosyal destek” denilen şey, adeta “ver elimi, tut kolunu” oyununa dönmüş durumda. 

Emekli, “devlet baba”ya soruyor: “Ben seni besledim, şimdi sen neden beni doyuramıyorsun?” 👴🍽️
İroninin Doruğu: "Emekliyim, Yoksulum, Mutluyum!" 😊

Türkiye’de emekli yoksulluğu o kadar normalleşti ki, “Ek iş yapmayan emekliye ayıp!” diyen bir kültür oluştu. 
70 yaşında emekli, inşaatta tuğla taşıyor 🧱, pazarda limon satıyor 🍋. “Aktif yaşlanma” kavramına yeni bir anlam kazandıran bu durum, Dünya Sağlık Örgütü’nü bile kıskandırabilir!

Sonuç Olarak:

Türkiye’de emekli olmak, “ölmeden önce son sınav” gibi. Maaşınızla ay sonunu getirmek, Nobel Ekonomi Ödülü’ne adaylık gerektiriyor 🏆. 
“Emekliyim” demek yerine, “Hayatta kalmayı başaranlar kulübündenim” demek daha gerçekçi. 
Peki sizce bu çukurdan çıkmanın yolu “dert ortağı aramak” mı, yoksa “devletin şakası bitmek” mi? 🤷♂️

Emeklinin Şiiri Boş Tencerenin Senfonisi


Bir tencere durur masanın tam ortasında,
Yalnız ve ağır, dibi kararmış bir dünya.
İçinde boşluğun yankısı,
Kaşık, yokluğu karıştırır usulca.

Çaydanlık ötede,
Bir damla çayla tükenmiş sohbetleri hatırlatır
Bayat ekmek kırıntıları,
Zengin sofralara öykünen hayalleri kapatır.

Kanepeye sinmiş bir yorgunluk,
Geçmiş günlerin anısını taşımış.
Mazideki bayram kahkahaları,
Geçmişin yaşanmışlığında kalmış.

Emek, ömrün terazisinde tartılmış,
Ama kefesi hep boşmuş.
Primlerin öyküsü,
Bürokraside eski bir defterde kalmış.

Bakkalın camına yapışmış bir bakış:
Yarın da veresiyeye yazarız, değil mi?
Et, Süt, lüks bir beyaz düş,
Hayaller masaya konur da yenir mi?

Torunlar soruyor,
Neden ellerin titriyor dede?
Cevap, çatlamış dudaklardan fısıldar:
Cebimde yok ki verecek bir hediye.

Ve ay sonu gelir,
Yalnızca takvimin sayfaları değişir.
Emeklinin cüzdanında,
Her ay daha fazla yoksulluk gelişir.

Boş tencere sahnede başrol,
Ve kara mizah perdeyi indirir.
Bu, modern çağın trajedisi:
Siyasetçinin emekliye hediyesidir.


Ahmet ATAM
Next Post Previous Post