-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Türkiye Amerika ve Ortadoğu

Türkiye Amerika ve Ortadoğu

PKK/PYD terör örgütüne Türkiye'nin topyekûn operasyonu ve ABD - Türkiye çatışma riski:


Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) Türkiye'nin PKK (Kürdistan İşçi Partisi) sorununa bakışı karmaşık ve çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu mesele, ABD'nin dış politikası, Ortadoğu'daki çıkarları ve Türkiye ile olan stratejik ilişkileri bağlamında ele alınır. Genel çerçevede şu noktalar dikkate alınabilir:

PKK'nın Terör Örgütü Olarak Tanınması


ABD, PKK'yı 1997'den bu yana resmen terör örgütü olarak tanımaktadır. Bu bağlamda, Türkiye'nin PKK'ya karşı güvenlik endişelerini anlayışla karşılamaktadır. Ancak, bu tanıma rağmen uygulamada farklılıklar görülebilir.

ABD ve YPG ile İlişkiler


ABD'nin Suriye'deki YPG (Halk Koruma Birlikleri) ile iş birliği, Türkiye ile olan ilişkilerde ciddi bir gerilim kaynağıdır. ABD, YPG'yi IŞİD'e (DEAŞ) karşı müttefik olarak görmekte ve desteklemektedir. Ancak Türkiye, YPG'yi PKK'nın uzantısı olarak değerlendirdiği için bu durum, ABD'nin "ikircikli" bir tutum sergilediği eleştirilerine yol açmaktadır.

ABD'nin Bölgedeki Stratejik Planları


ABD'nin, Ortadoğu'da Kürt grupları destekleyerek hem Suriye'de hem de Irak'ta etkisini artırmaya çalıştığı görüşü yaygındır. Bu strateji, İran'ın nüfuzunu dengelemek, IŞİD benzeri örgütlerin yeniden güçlenmesini önlemek ve enerji kaynaklarını kontrol etmek gibi hedeflere hizmet edebilir. Ancak bu durum, Türkiye'nin ulusal güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle tepki çekmektedir.

Türkiye ile ABD Arasındaki Gerilim


ABD'nin PKK/YPG'ye yaklaşımı, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde derin bir güven bunalımına yol açmıştır. Türkiye, bu konuda ABD'yi çifte standart uygulamakla suçlarken, ABD ise Türkiye'nin bazı politikalarını (örneğin, S-400 alımları) eleştirmektedir.

Plan ve Beklentiler


ABD'nin uzun vadeli planlarına dair çeşitli spekülasyonlar bulunmaktadır:
Bölgesel dengeleme: ABD, YPG üzerinden bölgede bir güç dengesi yaratmaya çalışıyor olabilir.

Türkiye'nin baskılanması: Bazı analistler, ABD'nin Türkiye'nin bağımsız dış politika çizgisine karşı PKK/YPG'yi bir "baskı unsuru" olarak kullanabileceğini öne sürmektedir.
Müzakere aracı: PKK/YPG meselesi, ABD'nin Türkiye ile ilişkilerinde bir pazarlık unsuru olarak değerlendirilebilir.

Sonuç olarak, ABD'nin Türkiye'nin PKK sorununa bakışı, resmi olarak destek veriyor gibi görünse de, uygulamada bu mesele farklı stratejik çıkarlarla şekillenmektedir. Türkiye, ABD'yi daha somut adımlar atmaya zorlarken, ABD ise genellikle denge politikasını tercih etmektedir. Bu durum, Türkiye-ABD ilişkilerinde süregelen bir gerilim kaynağı olarak kalmaya devam etmektedir.

ABD Kürdistan için Türkiye ile savaşır mı?


Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerdeki stratejik önem ve NATO müttefikliği dikkate alındığında, Türkiye ile ABD'nin doğrudan bir sıcak savaşa girmesi olasılığı oldukça düşüktür. Ancak, böyle bir durum tamamen imkânsız değildir ve aşağıdaki senaryolar değerlendirilebilir:

1. Sıcak Savaş İhtimali


Doğrudan Çatışma Riskleri: ABD'nin, YPG/PYD'yi açık bir şekilde desteklemesi ve silahlandırması, Türkiye açısından bir güvenlik tehdidi olarak görülmektedir. Türkiye'nin Suriye'de PYD'nin varlığına son vermek için kapsamlı bir askeri harekât başlatması durumunda, ABD'nin askeri danışmanlarının veya unsurlarının PYD ile aynı bölgede bulunması gerilimi artırabilir. Eğer ABD unsurlarına doğrudan zarar gelirse, bu bir kriz yaratabilir. Ancak, böyle bir durum genellikle diplomatik kanallar üzerinden çözülmeye çalışılır.

Sınırlı Çatışma İhtimali: ABD, Türkiye'nin operasyonlarına karşı PYD'yi korumak adına yerel olarak sınırlı müdahalelerde bulunabilir. Bu, Türkiye'ye yönelik ekonomik yaptırımları artırma, bölgedeki hava sahasını kapatma ya da lojistik destek sağlama gibi dolaylı yöntemlerle gerçekleşebilir.

2. ABD'nin Alternatif Yolları


ABD'nin doğrudan sıcak savaşa girmeden uygulayabileceği stratejiler şunlardır:
Ekonomik Baskılar: ABD, Türkiye'yi operasyonlarından vazgeçirmek için ekonomik yaptırımlar uygulayabilir. Daha önceki Brunson krizi ve S-400 geriliminde bu yöntemi denemiştir.
Diplomatik Çözüm: ABD, Türkiye'yi masaya çekmek için NATO üzerinden baskı uygulayabilir ya da diplomasi yoluyla anlaşma sağlamayı hedefleyebilir. Bu süreçte Türkiye'nin güvenlik endişelerini hafifletmeye yönelik adımlar atılabilir.
YPG'ye Artan Destek: ABD, Türkiye'nin operasyonlarını dengelemek için YPG'ye daha fazla askeri ve lojistik destek sağlayabilir. Bu, Türkiye için caydırıcı bir mesaj niteliği taşır.
Yerel Güçleri Devreye Sokma: ABD, Suriye'deki diğer aktörlerle (örneğin, Kürt gruplar dışında kalan yerel unsurlar) iş birliğini artırarak dolaylı bir denge politikası uygulayabilir.

3. Orta ve Uzun Vadeli Olasılıklar


Türkiye'nin NATO'dan Uzaklaşması: Eğer ABD, PYD'ye verdiği destekle Türkiye'yi daha fazla sıkıştırırsa, Türkiye'nin NATO'dan uzaklaşması ve Rusya gibi alternatif müttefiklerle iş birliğini artırması mümkündür. Bu, Batı bloğunda ciddi bir kırılmaya neden olabilir.
ABD'nin PYD Desteğini Gözden Geçirmesi: Türkiye'nin operasyonlarının başarıya ulaşması durumunda ABD'nin PYD'ye desteği kademeli olarak azalabilir ve farklı bir strateji geliştirilebilir.
Bölgesel Denge: ABD, Türkiye'nin operasyonlarını sınırlamak ve kendi çıkarlarını korumak için diğer bölgesel aktörlerle iş birliği yapabilir (örneğin, Suudi Arabistan veya İsrail).

Sonuç

ABD ile Türkiye arasında doğrudan sıcak savaş olasılığı düşük olsa da, bu tür bir kriz, iki ülke arasındaki ilişkilere ciddi zarar verebilir ve bölgesel istikrarsızlığa yol açabilir. ABD'nin genellikle dolaylı yöntemleri (yaptırımlar, diplomasi, yerel destek) tercih edeceği ve sıcak savaşı önlemeye çalışacağı söylenebilir. Ancak bu süreç, iki ülkenin mevcut ilişkilerindeki güven bunalımını daha da derinleştirebilir.

ABD Ortadoğu'da Büyük Kürdistan kurma peşinde midir?


ABD'nin Ortadoğu'da bir "Büyük Kürdistan" kurulmasına yönelik resmi bir politikası olduğu yönünde açık bir kanıt bulunmamaktadır. Ancak, ABD'nin Kürtlerle olan ilişkisi ve bölgedeki stratejik çıkarları göz önüne alındığında, bu tür bir planın dolaylı olarak tartışıldığı bazı analitik değerlendirmeler ve teoriler mevcuttur. Bu tür iddialar genellikle ABD'nin Ortadoğu'daki politikalarının yorumlanmasıyla ortaya çıkmaktadır.

1. ABD'nin Lozan Antlaşması ile İlgisi


Lozan Antlaşması'nı İmzalamama Sebebi: ABD, Lozan Antlaşması'na taraf olmamıştır çünkü doğrudan Ortadoğu'da sınır düzenlemeleriyle ilgili çıkarları bulunmuyordu. Ancak ABD, bölgedeki petrol kaynakları ve ticari çıkarlarıyla ilgilenmiş, dolaylı olarak gelişmeleri etkilemiştir.
Lozan'daki Kürt sorunu, o dönemde uluslararası güçlerin gündeminde belirgin bir şekilde yer almasa da, ABD'nin Kürtlerle ilgili tutumu günümüzde farklı bir bağlamda ele alınmaktadır.

2. ABD'nin Kürt Politikası


YPG/PYD Desteği: ABD, Suriye iç savaşında YPG/PYD'yi IŞİD'e karşı en etkili kara gücü olarak destekledi. Bu destek, askeri yardımlar, eğitim ve lojistik yardımlar şeklinde gerçekleşti.
Kürtlerin Stratejik Rolü: ABD, Kürtleri bölgesel nüfuzunu artırmak ve İran'ın etkisini dengelemek için önemli bir müttefik olarak görmektedir.
Büyük Kürdistan İddiası: ABD'nin Kürtlerle olan iş birliği, bazı çevrelerde "Büyük Kürdistan" planının bir parçası olarak yorumlanmaktadır. Bu, Irak, Suriye, Türkiye ve İran'daki Kürt bölgelerinin birleştirilmesi anlamına gelir. Ancak bu iddia, ABD'nin açık bir politikası olmaktan ziyade, bölgesel analizlerin ve spekülasyonların bir sonucudur.

3. ABD'nin Bölgesel Çıkarları


Petrol ve Enerji Kaynakları: Kürtlerin yoğun olduğu Irak'ın kuzeyinde (Barzani yönetimindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimi) bulunan zengin petrol yatakları, ABD'nin ilgisini çeken önemli bir unsurdur.
İran'ın Dengelenmesi: ABD, İran'ın bölgedeki etkisini sınırlandırmak için Kürtleri bir araç olarak kullanıyor olabilir.
Suriye'nin Geleceği: ABD, Suriye'de Kürtlerin kontrol ettiği bölgeleri bir baskı unsuru olarak görmektedir ve bu alanların geleceği konusunda etkili olmayı hedeflemektedir.

4. Büyük Kürdistan Planı Gerçekçi mi?


Bölgesel Tepkiler: Türkiye, İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler, toprak bütünlüklerini tehdit edecek bir "Büyük Kürdistan" planına şiddetle karşıdır. Özellikle Türkiye, Kürt grupların bağımsızlık taleplerini kendi ulusal güvenliğine doğrudan tehdit olarak görmektedir.
ABD'nin Çekinceleri: ABD'nin böyle bir projeyi açıkça desteklemesi, bölgedeki müttefikleriyle ilişkilerini ciddi şekilde bozabilir. Bu nedenle ABD, genellikle bu tür tartışmaları doğrudan gündeme getirmekten kaçınır.

5. Alternatif Senaryolar


Federal Çözümler: ABD, Kürt bölgelerinin federal yapılar içerisinde daha fazla özerklik elde etmesini teşvik ediyor olabilir. Bu, hem Kürtlerin taleplerini karşılayabilir hem de mevcut sınırların korunmasını sağlayabilir.
Dolaylı Destek: ABD, doğrudan bağımsız bir Kürt devleti yerine, Kürtlerin güçlü bir siyasi ve askeri aktör olarak bölgesel dengelerde yer almasını tercih edebilir.

Sonuç

ABD'nin Ortadoğu'da bir "Büyük Kürdistan" kurma planına sahip olduğuna dair net bir kanıt bulunmamaktadır. 
Ancak, Kürtlerle olan iş birliği ve bölgedeki çıkarları, bu tür bir iddiayı gündeme getiren faktörlerdir. 
ABD'nin Kürt politikası, genellikle bölgesel dengeyi sağlama, enerji kaynaklarını kontrol etme ve İran'ın etkisini sınırlandırma stratejileri çerçevesinde şekillenmektedir. 
Bununla birlikte, bölgesel dinamikler ve uluslararası dengeler, böyle bir planın hayata geçirilmesini son derece zor kılmaktadır.
Ve dahi Türkiye ile savaşmadan böyle bir planın gerçekleşmesi pek mümkün değildir.



Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun