erdoganin gazzelileri kabul etmesi ne anlama geliyor

Demokrasi’ Maskesi: Türkiye’deki Siyasetin Komik(!) Trajedisi

Batı, Türkiye’deki demokrasi krizine neden sesini çıkarmıyor? Erdoğan ve hükümeti batı çıkarlarına mı hizmet ediyor , Yoksa ‘jeopolitik çıkarlar’ mı? ön planda 

Türkiye'de Değişen Demokrasi Kavramı üzerine tepkisizleşen Avrupa,

Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi gelişmelere bakınca, insan sormadan edemiyor: 

Hani Batı’nın meşhur demokrasi aşkı? 

İktidar partisinin demokratik hakları kısıtlaması, muhalefetin baskı altında olması ve Erdoğan’ın en büyük rakiplerinden bazılarının hapse atılması gibi olaylar karşısında Batılı ülkeler adeta sağır ve dilsiz olmuş durumda. 

Ama neden?

 Acaba Erdoğan hükümeti, Batı’nın çıkarlarına öyle güzel hizmet mi ediyor ki bu sessizlik sürüyor?

Türkiye’de iktidar, muhalifleri hapse atıyor, medyayı susturuyor, seçimlere gölge düşürüyor… 

Ama Batı’dan çıt yok! 

Demokrasi havarisi AB ve ABD, Erdoğan’a kafa tutacak yerde, sanki Türk kahvesi içip “oh ne güzel” diye mırıldanıyor. 

Erdoğan’ın Batı’daki mal varlıkları söylemi, bu sessizliğin altındaki “Rehine avı” mı? 

Yoksa “jeopolitik çıkarlar” dedikleri, demokrasiyi rafa kaldırmanın süslü adı mı? 

bu komedi(!)yi beraber izleyelim.

Batı’nın Çifte Standardı: "Demokrasi Sadece Rakamlarda Güzel"

Batılılar için demokrasi, Afrika’da veya Orta Doğu’da “ihraç edilecek” bir ürün. 

Ama Türkiye söz konusu olunca, “aman ekonomik ilişkiler bozulmasın” moduna geçiyorlar. 

NATO’da koltuk kapmaca oynarken, Suriyeli mültecileri Türkiye’de tutmak için 2016’da “altın vuruş” yapıp, şimdi “hüüü insan hakları” diye ağlamak… işlerine gelmiyor tabi.

Tam bir senaryo!

Jeopolitik Çıkar Dedikleri: "Türkiye’yi Kullan, Sonra Kenara At"

Batı için Türkiye, “stratejik ortak” değil, stratejik köle midir?
Enerji koridoru mu lazım? 

Türkiye’ye “kankayız” de.
Rusya’yı dengelemek mi lazım? 

Türkiye NATO’nun gözbebeği diye pohpohla.
S-400 alınca F-35’leri verme, ama sonra “hadi gel yine anlaşalım” de.
Bu ilişki, “kullan at” mantığıyla işliyor. 

Demokrasi? 

O da neymiş, yesinler!

Erdoğan’ın Mal Varlığı: "Batı’nın Siyah Beyaz Fotoğrafı"

Sosyal medyada dönen iddialara göre, Erdoğan’ın Batı’daki mal varlıkları, bir nevi “siyasi rehinelik”. 

Batı, bu varlıkları ifşa etmekle tehdit edip, Erdoğan'ı dizginliyor mu? 

Bu bir söylenti.

Kanıt yok tabii… 

Ama Erdoğan’ın “dış mihraklar bize finansal savaş açtı” repliği, bu teoriyi beslemeye yetiyor da artıyor. 

Belki de Batı, “mal varlığı nedeniyle Erdoğan bize emanetsin biz ne dersek onu yapacaksın” diye şantaj mı yapıyor? 

Kim bilir…

Batı’nın sessizliğinin arkasında kendi iç çıkar hesapları da var:

Almanya’daki 3 milyon Türk seçmeni kızdırmak istemiyorlar. “Sus, bak diaspora oy verir” diye düşünüyorlar.
ABD, İncirlik Üssü’nden vazgeçemez. “Demokrasi önemli ama üssümüz daha önemli” diye iç geçiriyorlar.
Fransa, Doğu Akdeniz’de Türkiye ile gerginliği artırmak yerine, “hadi sen bırak doğu Akdeniz'i Karadeniz'e ve Sudan'a git” modunda.

Batı’nın Erdoğan yönetimine karşı sessiz kalmasının ardında büyük ihtimalle siyasi ve ekonomik çıkarlar var. 

Demokrasi mi? 

O iş biraz gösterişten ibaret gibi duruyor. 

Türkiye’nin geleceği açısından bu durumun nereye evrileceğini kestirmek zor ama bildiğimiz bir şey var: 

Çıkarlar her zaman en büyük oyun kurucu

Peki, bu sessizliğin arkasında ne yatıyor?
Batı’nın, Erdoğan hükümeti üzerinde finansal ve siyasi bir nüfuz kurarak kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirme çabası olabilir mi?

Sonuç: "Demokrasi Dediniz, O da Ne?"

Batı’nın Türkiye’deki demokrasi krizine tepkisizliği, “çıkar ilişkilerinin” resmen çıplak hali.
Erdoğan’ın mal varlığı iddiaları komplo teorisi gibi dursa da, Batı’nın “demokrasi” diye ağlarken, Türkiye’yi jeopolitik satrançta piyon olarak kullandığı gerçek.
Özetle:

Demokrasi = Batı’nın “keyfine göre” açıp kapattığı bir düğme.

Türkiye, jeopolitik konumu itibarıyla Batı için kritik bir öneme sahiptir. 

Avrupa’nın enerji güvenliğinde kilit bir transit ülke olması, NATO’nun en güçlü ordularından birine sahip olması ve göçmen krizinin yönetilmesinde Avrupa Birliği (AB) için tampon bölge görevi üstlenmesi, Batı’nın Türkiye’ye yönelik politikalarını belirleyen başlıca unsurlar arasındadır. 

Bu durum, Batılı ülkelerin Erdoğan hükümetine karşı açık bir tavır almaktan kaçınmasına yol açıyor olabilir

Bu yazı, gerçekleri çarpıtmadan ama ironiyle harmanlayarak, Türkiye-Batı ilişkilerinin “gülünesi” hallerini anlatıyor. Okuyun gülün(!) ama düşünmeden de geçmeyin…

Batı’nın Demokrasi Masalı

Hani Batı demokrasiye âşıktı, 

İşine gelmeyince gözlerini kapadı. 

Türkiye’de ne varsa sus pus oldular, 

Ne hikmetse, sustular!

Özgürlük, eşitlik hep masallarda, 

Gerçekler kaybolmuş çıkar hesaplarında. 

Darbe olur, lider hapse düşer, 

Batı’dan gelen ses? “Gün olur devran döner”

E Türkiye önemli, vazgeçilmez piyon, 

Göçmen duvarı mı, on milyon! 

Batı’nın eli her daim sırtımızda,  

Ama “demokrasi” yok ajandasında.

Demokrasi bazen sert bir sopa, 

Bazen de kibar bir diplomatik nota. 

İşine gelirse kralı devrilir, 

Ama müttefikse her şey gizlenir.

 

Demokrasi desen, bazen göz yumulur, 

İşlerine gelirse her şey unutulur.
Türkiye’nin kaderi kimlerin elinde, 

Satranç tahtasında bir piyon mu sizce.

 

 

Related Posts