AKP Neden Gitmeli?
AKP’nin iktidardan gitmesi gerektiğini savunan muhaliflerin öne sürdüğü gerekçeler neler? Ekonomi, adalet, eğitim ve özgürlük gibi konuları ironiyle ele aldığımız bu makaleyi keşfedin!
AKP Neden Gitmeli? Muhalefetin İronik Gerekçeleri ve Gerçeklik Payı
Türkiye’de yıllardır iktidarda olan AKP, muhalifler tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Kimine göre AKP’nin gitmesi, ülkenin kurtuluşu için şart. Kimine göre ise her şey güllük gülistanlık, hatta biraz daha kalırlarsa belki Mars’a bile gideriz!
Peki, AKP karşıtlarının öne sürdüğü gerekçeler neler ve bunların haklılık payı var mı?
Gelin, ironiyle harmanlanmış bir analiz yapalım.
Muhalifler, enflasyonun yüksekliği, döviz kurunun uçuşu ve alım gücünün düşmesi nedeniyle AKP’yi suçluyor. "Bir zamanlar 1 TL'ye ekmek alıyorduk, şimdi 10 TL" diyenlerin gözden kaçırdığı nokta şu:
1. Ekonomi Çok Mu Kötü? Yoksa Biz Mi Fakiriz?
Muhalifler, enflasyonun yüksekliği, döviz kurunun uçuşu ve alım gücünün düşmesi nedeniyle AKP’yi suçluyor. "Bir zamanlar 1 TL'ye ekmek alıyorduk, şimdi 10 TL" diyenlerin gözden kaçırdığı nokta şu:
Belki de TL küçüldü, ekmek değil!
Ayrıca, ekonomik kriz sadece algıda vardır.
Nitekim iktidar sürekli “Ekonomimiz şahlanıyor!” diyor.
O zaman sorun nerede?
Gerçeklik payı: %100
İroni payı: %50 (Çünkü bazıları gerçekten kriz olmadığını düşünüyor!)
Muhalefete göre, Türkiye’de adalet sistemi “bağımsız” kelimesinin tam zıttı yönde ilerliyor. Mahkemeler kararlarını verirken hukuk kitaplarına değil, siyasi talimatlara mı bakıyor, belli değil.
Gerçeklik payı: %100
İroni payı: %50 (Çünkü bazıları gerçekten kriz olmadığını düşünüyor!)
2. Hukukun Üstünlüğü: Yargı Bağımsız mı, Bağımlı mı?
Muhalefete göre, Türkiye’de adalet sistemi “bağımsız” kelimesinin tam zıttı yönde ilerliyor. Mahkemeler kararlarını verirken hukuk kitaplarına değil, siyasi talimatlara mı bakıyor, belli değil.
Ama iktidar “Türkiye’de hukuk herkese eşittir” diyor.
Tabii bazıları “eşitler arasında daha eşit olanlar var” diye düşünüyor, bilemiyoruz…
Gerçeklik payı: %95
İroni payı: %80 (Çünkü hukuk bazen gerçekten şaşırtıcı kararlar verebiliyor!)
Muhalefet, Türkiye’de eğitimin giderek vasıfsızlaştığını, sorgulayan nesiller yerine biat eden nesiller yetiştirildiğini savunuyor. “Matematik bilmeyen gençler yetişiyor” diyenlerin unuttuğu bir şey var:
Gerçeklik payı: %95
İroni payı: %80 (Çünkü hukuk bazen gerçekten şaşırtıcı kararlar verebiliyor!)
3. Eğitim: Geleceği Aydınlatan Meşale mi, Yoksa Karanlığa Giden Yol mu?
Muhalefet, Türkiye’de eğitimin giderek vasıfsızlaştığını, sorgulayan nesiller yerine biat eden nesiller yetiştirildiğini savunuyor. “Matematik bilmeyen gençler yetişiyor” diyenlerin unuttuğu bir şey var:
Matematik bilmeyenler de oy kullanıyor ve birileri için bu hiç de kötü bir şey değil!
Gerçeklik payı: %90
İroni payı: %70 (Çünkü eğitim politikaları sürekli değiştiği için tam olarak ne olduğu belli değil!)
Basın özgürlüğü konusunda Türkiye, dünya sıralamalarında pek de parlak bir yerde değil. Muhalifler, gazetecilerin tutuklandığını, televizyon kanallarının sansürlendiğini ve tek sesli bir medya düzeni oluşturulduğunu söylüyor.
Gerçeklik payı: %90
İroni payı: %70 (Çünkü eğitim politikaları sürekli değiştiği için tam olarak ne olduğu belli değil!)
4. Özgür Basın: Ne Özgürlüğü?
Basın özgürlüğü konusunda Türkiye, dünya sıralamalarında pek de parlak bir yerde değil. Muhalifler, gazetecilerin tutuklandığını, televizyon kanallarının sansürlendiğini ve tek sesli bir medya düzeni oluşturulduğunu söylüyor.
Ama unutmayalım, “özgür basın” var! Sadece “doğru” haberleri veriyorlar, yanlış haberleri değil…
Gerçeklik payı: %98
İroni payı: %90 (Çünkü bazen komedi programları bile haberlerden daha gerçekçi olabiliyor!)
Muhalefet, AKP’nin dış politikada sürekli kriz çıkardığını, yalnızlaştığımızı ve “değerli yalnızlık” gibi ilginç kavramlar üretildiğini söylüyor.
Gerçeklik payı: %98
İroni payı: %90 (Çünkü bazen komedi programları bile haberlerden daha gerçekçi olabiliyor!)
5. Dış Politika: Stratejik Derinlik mi, Bataklık mı?
Muhalefet, AKP’nin dış politikada sürekli kriz çıkardığını, yalnızlaştığımızı ve “değerli yalnızlık” gibi ilginç kavramlar üretildiğini söylüyor.
Ama kim bilir, belki de dünya bize düşman!
Biz haklıyız, onlar yanlış. Sonuçta “Türkiye Yüzyılı” başladı, ama neden herkes bize küskün, bilinmez…
Gerçeklik payı: %85
İroni payı: %75 (Çünkü bazen hakikaten ilginç diplomatik hamleler yapılıyor!)
AKP’nin gitmesini isteyen muhalifler, yukarıda saydığımız nedenleri dile getiriyor.
Gerçeklik payı: %85
İroni payı: %75 (Çünkü bazen hakikaten ilginç diplomatik hamleler yapılıyor!)
AKP Gitmeli mi, Kalmaya Devam mı Etmeli?
AKP’nin gitmesini isteyen muhalifler, yukarıda saydığımız nedenleri dile getiriyor.
Ancak iktidar, her şeyin kontrol altında olduğunu, ülkenin büyüdüğünü ve dış güçlerin bizi kıskandığını söylüyor.
O zaman kim haklı?
Eğer market fiyatları, maaşlar ve gelecek kaygısı birer algıysa, AKP sonsuza kadar kalabilir. Ama eğer gerçekse, halk sandıkta ne yapacağını bilir.
Sonuçta, “iktidar olmak zor, ama gitmemek daha zor!”
Bir zamanlar,
Adı sanı büyük bir ülke vardı,
Bağrında mavi gökler,
Dalgalanan bayraklar,
Ve hayalleriyle yürüyen insanlar…
Sonra bir gün,
Sözler büyüdü, gerçekler küçüldü,
Bir avuç insan,
Gökten inen masallarla,
Halkı uyuttu.
Cebinde kayboldu maaşı emeklinin,
Çocuklar tablet değil,
Öğretmensiz okullar gördü.
Pazar tezgâhları fısıltılarla doldu,
"Bu hafta soğan, haftaya patates"
Dedi kadın, iç çekerek.
Adalet,
Tartıda değil, sarayda tartıldı,
Mahkemeler sustu,
Televizyonlar hep aynı şarkıyı söyledi.
Özgürlük, bir zamanlar varmış gibi,
Dizilerde anlatıldı.
Ve dediler ki:
"Ekonomi büyüyor, ülke şahlanıyor!"
Ama kasalarda boşluk,
Cüzdanlarda rüzgâr,
Gelecekte ise belirsizlik vardı.
Birileri,
Masada haritalar açtı,
Yanlış hesaplarla yalnızlaştık.
Dostlar gitti,
Düşmanlar arttı.
Ama hâlâ,
Bizleri bizi kıskanıyorlardı…
Ve halk,
Bir sabah uyandığında,
Sorgulamayı unuttuğunu fark etti.
Sandıklar önüne serildi,
Ama akıllar,
Bir türlü özgür kalamadı.
Oysa bir ülke,
Sadece sözlerle büyümezdi,
Adalet, eğitim, emek olmadan,
İktidar sonsuz sanılsa da,
Sonbaharın geleceği belliydi…
Şiir. Ahmet ATAM
Sonuçta, “iktidar olmak zor, ama gitmemek daha zor!”
Bir Ülkenin Hikâyesi Şiiri
Bir zamanlar,
Adı sanı büyük bir ülke vardı,
Bağrında mavi gökler,
Dalgalanan bayraklar,
Ve hayalleriyle yürüyen insanlar…
Sonra bir gün,
Sözler büyüdü, gerçekler küçüldü,
Bir avuç insan,
Gökten inen masallarla,
Halkı uyuttu.
Cebinde kayboldu maaşı emeklinin,
Çocuklar tablet değil,
Öğretmensiz okullar gördü.
Pazar tezgâhları fısıltılarla doldu,
"Bu hafta soğan, haftaya patates"
Dedi kadın, iç çekerek.
Adalet,
Tartıda değil, sarayda tartıldı,
Mahkemeler sustu,
Televizyonlar hep aynı şarkıyı söyledi.
Özgürlük, bir zamanlar varmış gibi,
Dizilerde anlatıldı.
Ve dediler ki:
"Ekonomi büyüyor, ülke şahlanıyor!"
Ama kasalarda boşluk,
Cüzdanlarda rüzgâr,
Gelecekte ise belirsizlik vardı.
Birileri,
Masada haritalar açtı,
Yanlış hesaplarla yalnızlaştık.
Dostlar gitti,
Düşmanlar arttı.
Ama hâlâ,
Bizleri bizi kıskanıyorlardı…
Ve halk,
Bir sabah uyandığında,
Sorgulamayı unuttuğunu fark etti.
Sandıklar önüne serildi,
Ama akıllar,
Bir türlü özgür kalamadı.
Oysa bir ülke,
Sadece sözlerle büyümezdi,
Adalet, eğitim, emek olmadan,
İktidar sonsuz sanılsa da,
Sonbaharın geleceği belliydi…
Şiir. Ahmet ATAM
Yorum Gönder