-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Erdogan Avrupa birliği ironik analiz


Erdoğan'dan AB’ye 'Bizsiz Olmaz!' söyleminin İronik Bir Siyaset Tahlili:


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'AB Türkiye’ye muhtaç' iddiaları Avrupa'da nasıl karşılık buluyor, İşte 'stratejik derinlik 'ten 'diz çöktürme' retoriğine, Erdoğan’ın AB perspektifine ironik bir bakış!.

AB Bizsiz Yıkılır!: Erdoğan’ın Klasik Söylemi Ne Kadar Gerçekçi:


Erdoğan’ın AB’ye dair sözleri, genelde "Biz kapıda 60 yıldır bekliyoruz, AB samimi değil!" ile başlar, "Ama onlar bizsiz bir dünya düzeni kuramaz!" ile biter.
Özellikle "Türkiye jeostratejik bir devlettir" vurgusu, AB’ye "Bizi kaybederseniz, Suriye’den mülteci, Rusya’dan gaz, NATO’dan güvenlik bulamazsınız" alt metnini taşır.
Sanki Erdoğan, "AB’nin askeri zayıflığını" değil, "Türkiye’nin coğrafi kozunu" pazarlıyor!

Tam Üyelik Hayal Değil!" Ama Nasıl?


Erdoğan, son dönemde "AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var" temasını daha sık işliyor.
Örneğin, 2023’teki bir konuşmasında: "AB bizi oyalıyor, ama unutmasınlar ki Türkiye olmadan Doğu Akdeniz’de ne enerji koridoru kurarlar ne de güvenlik sağlarlar!"
Bu sözler, "Tam üyelik pazarlığında askeri gücü koz olarak kullanma" stratejisinin resmi versiyonu.

Ancak pratikte, AB’nin "askeri iş birliği" ile "siyasi üyelik" arasında kalın bir duvar örmesi, Erdoğan’ın bu hamlesini "Boğaz’da yüzen NATO gemileri kadar etkisiz" kılıyor.
Erdoğan’ın İki Ucu Keskin Diplomasisi: "AB’yi Tehdit mi Ediyoruz, Yalvarıyor muyuz?"

Tehdit Modu: "AB bize vize serbestisi vermezse, mülteci kapılarını açarız!" (2016’da söylenmiş, 2023’te hâlâ "açık kapı" politikasıyla pazarlık konusu).
Yakınlaşma Modu: "AB ile ilişkileri yeniden canlandırmalıyız, Gümrük Birliği’ni güncellemeliyiz!" (Ekonomi kötüye gidince atılan taklalar).

Bu ikilem, Erdoğan’ın "AB’ye muhtaçlık" ile "AB’yi muhtaç bırakma" arasında sallanan denge politikasını yansıtıyor.
Sanki "Hem Schengen istiyoruz, hem de S-400’lerle ABD’yi provoke ediyoruz" diyen bir strateji!

AB Bize Diz Çökecek!" Söyleminin İç Yüzü: Rakamlarla Ironi


AB’nin Türkiye’ye 2022 Yardımları: 4.7 milyar euro (Mülteci desteği dahil).
Türkiye’nin AB’ye 2022 İhracatı: 110 milyar euro (Ekonomik bağımlılık?).
Erdoğan’ın Son 5 Yılda AB Liderlerle Görüşme Sayısı: 10’un altında (Scholz bile "Diyalog lazım" demekten sıkıldı!).

Bu tabloya rağmen "AB bize diz çökecek" demek, "Borcu olanın alacaklıya kafa tutması" gibi. 
Erdoğan’ın "Dünya 5’ten büyüktür" sözü, AB nezdinde **"Türkiye 5’ten küçüktür"**e dönüşmüşe benziyor.

Senaryo: Erdoğan Brüksel’e Giderse Ne Olur?


Erdoğan: "Tam üyelik istiyoruz, aksi halde mülteci akınını durduramayız!"
AB Komisyonu: "Tam üyelik için Kıbrıs’ı tanıyın, insan hakları kriterlerini sağlayın."
Erdoğan: "Kriter mi? S-400’lerimizle kriterleri deler geçeriz!"
AB: "O zaman biz de ‘stratejik ortak’ kalalım, üyelik ‘hayal’ olsun."

Bu diyalog, "AB-Türkiye ilişkilerinin 20 yıllık özeti" aslında. Erdoğan’ın "Ya tam üyelik ya kaos" stratejisi, Brüksel’de "Ya demokrasi ya hiçbir şey" cevabıyla tıkanıyor.

Son Söz: Erdoğan’ın AB Politikası, "Dibe Vuran Lirayla Yükselen Milliyetçilik" Arasında
Erdoğan’ın AB söylemi, iç politikada "gurur", dış politikada "pazarlık" aracı.
Ancak "AB bizi istiyor" iddiası, ne ekonomik verilerle ne de siyasi gerçeklerle örtüşüyor.
Sanki Erdoğan, "AB’ye tam üyelik" yerine, "AB’nin Türkiye’ye tam muhtaçlık" senaryosunu kendi seçmenine satıyor.

İroni şu ki: Erdoğan, "AB’ye rest çekerek" içeride "güçlü lider" imajını beslerken, dışarıda Türkiye’yi AB koridorlarında "yalnız" bırakıyor.

Belki de "Bizsiz olmaz!" derken, "Biz onsuz oluruz!" diyen AB’ye rest çekmek, lira düşerken bile "dövizle maaş alan bürokratlar" kadar gerçekçi!

Erdoğan'ın Avrupa Rüyası Şiiri:


Erdoğan der: “AB bizsiz yıkılır!”
AB’nin cevabı:
Kopenhag kriteri, Kıbrıs, demokrasidir.
Bizse:
Kriter mi? Coğrafyamız var!” diye kükreriz…
Brüksel’e “Bizi AB'ye alın” diye selam göndeririz.

Doğu Akdeniz’de “Bayraktar” uçarken,
Erdoğan “AB’ye enerji koridoru” diye gürler…
Ama AB’nin bütçesi 1.8 trilyon euro,
Bizim dış borç yıldızları kadar!
Tam üyelik diye tutuşsa da dilin,
Vize kuyruğunda ayakları donar?

Ankara'dan:
Kapıları açarım! diye rest çeken ses,
Brüksel’de “4 milyar euro” diye titreyen eller…
Demokrasi yoksa para yok!
Bu satrançta piyonlar mülteci, şah liradır…
Şahın mat olması, acep kimin çıkarınadır?

NATO’ya rağmen S-400 alırım! diyen gurur,
Ardından yediği ABD ambargosudur,
Erdoğan “Dünya beşten büyük!” diye haykırır,
Ama dünya da “Türkiye’yi beşinci sınıf” sayılır!
Stratejik derinlik” diye şişinen politikanın,
Derinliği döviz kuyusunda boğulur!

AB’ye rest çektik! diye,
Zaferle çınlayan sadece mitinglerdir,
Aynı anda lira düşer, asgari ücret erir…
Sokakta “Ekmek pahalı!” sesleri yükselir.
Erdoğan “Biz olmazsak kaos!” deyiverir.

Bu “Muhteşem” denklem: 
Gurur + Algı = Seçim zaferidir
Siyasetin matematiği  gerçekler değil,
Algıların ustaca yedirilmesidir.
 
Erdoğan “Güçlü Türkiye!” diye şiir okur,
Vize başvurusunun red olduğu ise
AB'nin son dizesidir.
İroni bu:
Diz çöktürdük! diye övünen yalancı bir dildir,
Diz çökenin,
Kendi ekonomisindeki krizi, gizlediğidir..!
 
Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun
Raushan DesignMafiaXDesignThemeXDesignBacklinks DelightsDelights Backlinks