-->
zWZ3ZJ90R4zzhbql6NUZDSuEAK5vmsQ96TEJw5QR
Bookmark

Erdogan Bahçeli PKK barış süreci

Erdoğan’ın ‘Barış’ı: Strateji mi, Samimiyet mi?

Erdoğan’ın PKK ve DEM’e ‘Savaş’tan ‘Barış’a: Politik Rüzgarların İronik Dansı"


Erdoğan’ın ‘Barış’ı: Strateji mi, Samimiyet mi? Erdoğan’ın PKK ve DEM partisine yönelik politikasındaki dönüşüm: Savaştan barışa uzanan süreçte siyasi hesaplar, toplumsal yorgunluk ve ekonomik krizlerin ironik analizi
Erdoğan’ın dün ‘terör’ dediği yapılara bugün uzattığı barış elinin arka planı.

Erdoğan’ın ‘Barış’ı: Strateji mi, Samimiyet mi?


Türkiye siyasetinin "en istikrarlı" figürü Recep Tayyip Erdoğan, bir zamanlar "terörle mücadele" sloganıyla meydanları inleten sesini, bugünlerde "barış ve diyalog" vurgusuyla yumuşatıyor. 
PKK’ya karşı açılan "sonsuz savaş" retoriği, yerini "çözüm süreci" tartışmalarına bırakırken, bu dönüşümün perde arkasında siyasi fırsatlar, toplumsal yıpranma ve ekonomik kâbuslar yatıyor. 
Peki, bu ani "ton değişimi" nasıl oldu da Erdoğan’ın siyaset sahnesindeki ironik senaryo haline geldi?

Siyasetin Değişen Rüzgârı: ‘Düşman’la Kol Kola Giren Realpolitik


Erdoğan’ın HDP ve PKK’ya yönelik sert dilinin yumuşaması, 2023 seçimleri öncesinde "kaybedilen" oyları geri kazanma stratejisiyle doğrudan bağlantılı. 
Kürt seçmenin kritik desteğini yeniden kazanmak için "barış" retoriği, AK Parti’nin siyasi envanterine eklenmiş görünüyor. Üstelik, HDP’nin kapatılma davası sürerken barış eli uzatmak, “hem yasakla hem kucakla” ikilemini ironik bir siyasi manevraya dönüştürüyor.

Ayrıca, uluslararası arenada “demokratik açılım” imajı çizmek, AB ve NATO ile gerilen ilişkilerde yumuşama sağlamak için de kritik. Düne kadar "terörle mücadele" vurgusuyla Batı’dan destek alan Erdoğan, bugün "insani diplomasi" ile aynı destekçilerine yeni bir hikâye satıyor.

Toplumsal Yorgunluk: ‘Bitmeyen Savaş’ın Halka Maliyeti


40 yıldır süren çatışma ortamı, Türkiye toplumunda derin bir “savaş yorgunluğu” yarattı. Gençlerin dağlarda ölmesi, şehirlerde patlayan bombalar ve bitmeyen cenaze törenleri, toplumun büyük kesiminde “artık bitsin” talebini körükledi. 
Erdoğan’ın barış vurgusunu bu bağlamda, “siyasi ömrünü uzatma” hamlesi olarak okumak mümkün.

Ancak ironi şurada: Daha dün "terör destekçisi" ilan ettiği HDP’ye bugün uzattığı el, “düşmanı meşrulaştırma” riskini de beraberinde getiriyor. 
Bu, iktidarın kendi inşa ettiği siyasi dilin kendi ayağına sıktığı bir kurşun gibi…

Ekonomik Çöküş: Savaşın TL’ye Bedeli


Ekonomik krizin derinleştiği bir dönemde, askeri harcamaların yükü ve Suriye’deki operasyonların bütçeye etkisi, Erdoğan’ı alternatif arayışlara itti. 
PKK ile mücadele için harcanan milyarlarca dolar, düşen TL ve enflasyonla birleşince, “savaş ekonomisinden “barış ekonomisi "ne geçiş kaçınılmaz hale geldi.
Fakat bu hamle, “ekonomiyi kurtarmak için düne kadar terör dediğine sarılmak” gibi bir paradoksu da beraberinde taşıyor. 
Yani, ekonomi o kadar kötü ki, "eski düşman" yeni bir müttefik olabiliyor!

Erdoğan’ın HDP ile ‘Barış’ı: Strateji mi, Samimiyet mi?


Erdoğan’ın HDP ve PKK’ya yönelik politikasındaki bu dönüşüm, siyasi pragmatizmin en çarpıcı örneklerinden biri. 
Dünün “vatan haini”ni bugünün “muhatabı” yapmak, iktidarın hayatta kalma içgüdüsünün bir tezahürü.
 Ancak bu hamle, hem Kürt seçmen nezdinde “güven sorunu” yaratıyor hem de milliyetçi tabanda “ihanet” tepkisini körüklüyor.

Belki de asıl ironi, “savaş siyasetiyle” iktidar olan bir liderin, “barış siyasetiyle” iktidarını sürdürmeye çalışmasında yatıyor. 
Peki ya yarın? 
Cevap, Türkiye’nin “istikrarsız istikrar” girdabında saklı…

SİYASETİN LİRİK PALYAÇOSU: SAVAŞIN RENGİ, BARIŞIN RÜZGÂRI


Bir zamanlar dağlara “ateş” yağdıran dil,
Şimdi ovada “zeytin” dalı dağıtıyor,
Kırk yıllık kin, bir gecede rafa kalkmış;
Pankartlar sökülürken, 
Bayraklar değil, pazarlıklar asılmış

Diyalog dediği, 
Bir kör dövüşü aslında:
Sandıktan düşen rakamlar, 
Barışın kara mizahı olmuş
HDP’nin kapısına kilit vuran el,
Şimdi “Kanka” olmuş, 
Çay demliyormuş.

Ekonomi çökmüş, 
Enflasyon şiir gibi kabarmış,
Savaş bütçesinin yerini, bedel reçetesi almış.
TL, düşerken uçurumdan, 
Bir çınar dalına tutunmuş:
APO” dediğin, dün düşman, 
Bugün kurtarıcı olmuş.

Toplum yorgun, 
Yürekler paslı bir saat gibi;
Bit artık! diye haykıran bir sessizlik de var.
O kırık camlarda.

Yoksa:
Erdoğan’ın barış eli,
Son perde öncesi bir kostüm değişimi:
Düşmanı rol gereği kucaklayan, 
Bir tiyatro cambazının, marifeti mi?

İroni budur:
Dün “vatan haini”ni.
Bugün “muhatap” yapmak,
Kandan arınmış elleri, 
Aynı kanla ovmak.
Savaşın matemi, barışın düğününe karışmış;
Politika, ölüleri bile dansa kaldırmış.

Son söze gelsem de, cevap yok aslında:
Bu bir barış mı, yoksa cenaze ilanı mı?
Barış kırık bir ayna, sırıtıyor ortada:
Görünen, gerçek değil, soyut:
Siyasetin somut resmi, arkada.

Şiir: Ahmet ATAM

Yorum Gönder

Yorum Gönder

Yorumlarda lütfen saygılı olun
Raushan DesignMafiaXDesignThemeXDesignBacklinks DelightsDelights Backlinks