erdoganin gazzelileri kabul etmesi ne anlama geliyor

İki Yüzlü Siyaset: Dün Eleştirdiklerine Bugün Sarılmak

Türkiye siyasetinde sık sık ironiye tanık oluruz, ancak bazı dönüşler var ki, sadece siyasi manevra değil, tam anlamıyla bir zihniyet çelişkisini gözler önüne seriyor.

Siyasetin iki yüzü Dün Sövdüklerine Bugün Sarılmak

Son günlerde yaşananlar da tam olarak böyle bir tabloyu çiziyor: DEM Partisi ile Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı ilişkilendirerek eleştirenler, şimdi Abdullah Öcalan’ın devreye girmesini umar hale geldiler. 

Bu ne yaman bir çelişkidir?

İki yüzlü siyaset

Yerel seçim sürecinde muhalefetin büyükşehir adaylarını, özellikle de Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ı DEM Partisi ile iş birliği yapmakla suçlayanlar, bunu "terörle iş birliği" olarak lanse etmişlerdi. 

Günlerce, hatta aylarca bu söylem üzerinden seçmen tabanlarını konsolide etmeye çalıştılar. Ancak seçimin ardından halkın iradesi netleşince, aynı çevreler bu kez bambaşka bir stratejiye yöneldiler: 

Abdullah Öcalan’ın devreye girerek DEM tabanını etkilemesini beklemek.
Bu noktada şu soruyu sormak gerekir: 

Eğer DEM Partisi’nin desteği, iş birliği ya da yönlendirmesi siyaseten gayrimeşruysa, neden bugün Öcalan’ın açıklamalarıyla bu partinin seçmenini etkileme çabasına giriliyor?

İroninin Kaynağı: İlkesizlik ve Çıkar Odaklı Siyaset

Bu çelişkinin temelinde yatan şey, ilkesizliktir. 

Türkiye'de bazı siyasi aktörler için belirli kavramlar, yalnızca işlerine geldiği zaman anlam ifade eder. 

Seçim öncesinde "terörle iş birliği yapıyorlar" diye rakiplerini suçlayanlar, seçim sonucunu değiştirmek için bugün Öcalan'dan medet umar hale gelmişlerse, burada samimiyetten ve siyasi tutarlılıktan söz edilemez.
Bu tavır, "biz kazanırsak meşru, biz kaybedersek gayrimeşru" mantığının açık bir göstergesidir. 

Yıllardır "terörle mücadele" söylemi üzerinden kitleleri mobilize edenlerin, bugün Öcalan üzerinden DEM tabanına etki etmeye çalışması, sadece siyaset biliminin değil, psikolojinin de incelemesi gereken bir durumdur.

Siyasetin İki Yüzlü Oyunu Halk Bu Oyunu Görmüyor mu?

Türkiye’de seçmen kitlesi her geçen gün daha bilinçli hale geliyor. 

Eski manipülasyon taktikleri artık eskisi kadar etkili olmuyor. 

Sandıkta iradesini ortaya koyan seçmen, kısa vadeli algı operasyonlarına karşı giderek daha dirençli hale geliyor. 

Bu yüzden, bu tür siyasi manevraların halk nezdinde nasıl bir karşılık bulacağını zaman gösterecek. 

Ancak bir gerçek var ki, bugünkü çelişki tarihe not düşülecek nitelikte.

Sonuç: İlkesiz Siyasetin Sonu mu Geliyor?

Bugün "DEM ile iş birliği" üzerinden muhalefeti eleştirenlerin, ertesi gün Öcalan'dan medet umması, siyasetin ne denli pragmatist ve ikiyüzlü hale geldiğini gösteriyor. 

Ancak bu tür ilkesiz yaklaşımların uzun vadede siyasete ve topluma güven vermediği de ortada. 

Seçmen artık tutarsız söylemleri fark ediyor ve siyasi hesapların kendi iradesinin üstünde şekillendirilmesine tepki gösteriyor.
Sonuç olarak, dün "ihanet" dediğine bugün sarılanların yaşadığı bu ironiyi, tarih asla unutmayacaktır.

Dün Sövdüğüne Bugün Sarılmak Şiir.

Dün hain dedin, bugün umut, sayın,
Yüzün döner, değişir fıtratın.
Kim kazandıracaksa, yön değişir hep,
Öyle mi siyaset, öyle mi hayatın?

Önce bağırdın: "Vatan gidiyor elden!"
Sonra fısıldadın: "Aman ses etmeyin !"
Dün ihanetti DEM ve Apo denan şaki
Ne oldu da bugün demokrasi havarisi

Gölgen şaşkın, sözün yamuk,
Rüzgâr nereye, yelken oraya!
Vicdanlar suskun, Akıl tutuk
İhanet kimde, dön bak aynaya.

Related Posts