Amerika Lozan antlaşmasını tartışmaya açıyor

Amerika Lozan antlaşmasının tartışmaya açıyor
Amerika Lozan antlaşmasının tartışmaya açıyor

🔥 Ankara'da Soğuk Duş Etkisi: Yeni Büyükelçi Lozan'ı Masaya Açtı, Kartlar Yeniden mi Dağıtılıyor?


Ankara'nın diplomatik koridorlarında tansiyon bir anda Everest'e tırmandı! 🏔️ Hani o "iş insanı" dediğimiz, Trump'ın yakın dostu Thomas Barrack var ya... Artık kendisi Mart 2025'te atanmış, Nisan'da onaylanmış çiçeği burnunda ABD Ankara Büyükelçisi! Ve koltuğuna oturur oturmaz bombayı pimi çekilmiş bir şekilde Türkiye'nin kucağına bıraktı:

"Yapay sınırlar çizemezsiniz... Sevr ve Lozan, Kürtlerle ilgili aksiliklere yol açtı." 💣

Durun bir dakika! Ne oluyor? Bu bir şaka mı? 😲
Hayır, değil.
Bu, artık görmezden gelinebilecek bir fısıltı değil; bu, ABD'nin Türkiye'deki en üst düzey temsilcisinin ağzından çıkan, diplomatik bir deprem niteliğinde bir açıklama.
Bu, "acaba?" diye başlayan komplo teorilerinin, başkentte "acil" kodlu toplantılara dönüşmesi demek!

🧐 Amerika Lozan antlaşmasının tartışmaya açıyor, Söylem Değil, Neredeyse Bir Ültimatom: Neden Bu Kadar Önemli?


Düne kadar bir iş insanının kişisel fikri olarak okunabilecek bu sözler, bugün resmi bir unvanın arkasına geçince anlam değiştiriyor:
 
  • Resmi Politikanın Sinyali mi?: Bu, Trump yönetiminin Türkiye'nin "tapu senedi" olan Lozan'ı gerçekten tartışmaya açma niyetinde olduğunun ilk işareti olabilir, bir "deneme balonu" 🎈 atılarak Türkiye'nin ve kamuoyunun nabzı ölçülüyor olabilir.
  • Pazarlık Masasına Yeni Kart Sürmek: Belki de asıl mesele sınırlar değildir, belki de ABD, başka konularda (Suriye, F-35, Doğu Akdeniz) Türkiye'den taviz koparmak için en hassas damarına, yani toprak bütünlüğüne dokunarak masaya güçlü bir kartla oturmak istiyordur. 🃏
  • Böl ve Yönet" Klasiği: Ortadoğu'da kartların yeniden dağıtıldığı bir dönemde, Türkiye'nin dikkatini kendi iç sorunlarına ve sınırlarına çekerek onu bölgesel denklemlerde zayıflatmak, bilinen en eski stratejilerden biridir.

🤫 Erdoğan Neden "Hâlâ" Suskun? Asıl Fırtına Sessizlikten Sonra mı Kopar? İşte en can alıcı soru!

 
Böyle bir açıklamadan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan anında sert bir tepki beklenirdi, değil mi?
Ama eğer bir "sessizlik" varsa, bu bildiğimiz türden bir sessizlik olmayabilir.
Bu, stratejik bir fırtına öncesi sessizliktir. ⛈️
Devlet aklı, böyle bir durumda aceleyle ve hamasetle değil, ölçüp biçerek hareket eder:
 
  • Muhatap Doğrudan Beyaz Saray'dır: Cevap, büyükelçiye değil, onu atayan iradeye, yani doğrudan ABD Başkanı'na verilecektir. Bu türden bir kriz, artık dışişleri bakanlıkları seviyesini aşar, liderler seviyesinde ele alınır. 📞
  • Kapalı Kapılar Ardı Diplomasisi: Kameralar önünde yapılan sert açıklamalardan önce, kapalı kapılar ardında çok daha sert ve net mesajlar verilir. Muhtemelen o telefonlar çoktan çalmış, "Bu sözlerin anlamı nedir ve derhal geri alınmalıdır!" mesajı en net şekilde iletilmiştir. 🚪
  • Sahada Cevap Hazırlığı: Türkiye, bu tür söylemleri hiçbir zaman sadece söz olarak görmez. Bu bir tehdit algısı yaratıyorsa, cevabı da sahada verilir. Milli Savunma Bakanlığı'nda ve Genelkurmay'da ışıklar muhtemelen daha uzun süre yanacaktır. ✈️🇹🇷 

Sonuç olarak: Yeni Büyükelçi Barrack'in bu sözleri, eğer belirttiğiniz gibi resmi sıfatıyla söylenmişse, Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni ve çok daha çalkantılı bir dönemin başlangıcı demektir.
Bu, Türkiye'nin kırmızı çizgisi olan Lozan'ın ve vatanın bölünmez bütünlüğünün, bir "dost ve müttefik" tarafından doğrudan sorgulanmasıdır.

Ankara'nın bu konudaki tavrı nettir ve değişmez: Lozan tartışılamaz! 
Erdoğan'ın "sessizliği" ise bir acizlik mi, yoksa bir sonraki hamlesini hesaplayan bir satranç ustasının derin düşünme hali mi göreceğiz. ♟️

Görünen o ki, yaz sıcak geçecek... Hem de çok sıcak! 🔥🔥🔥

Lozan'ın Mührü


Bir dağ gibi yükseldi Anadolu’nun sesi,
Toprağa kazındı her şehidin nefesi.
Susmadı bu millet, ne kurşunla ne yasla,
Lozan’da yazıldı bağımsızlık değişmez asla..

Kalem değil, iman tuttu o kalemi,
Bir milletin alnından sildi esareti.
Sadece bir imza değil o masada duran,
Mazlumun duasıydı, zalime vuran!

Sykes-Picot çizerken bölük bölük harita,
Geldik Lozan’a, dedik: “Dur orada!”
Sevr’i yırttık, tarihe gömdük aleni,
Lozan’la mühürledik, bu toprağın kaderini.

Sınır değildir sadece, o çizgilerde yatan,
Bir halkın şerefidir, kurtuluş destanından kalan.
Ne yapaydır bu sınır, ne de geçici bir söz,
O vatandır, alın teriyle yoğrulmuş öz!

Ey Lozan, ey ecdadın vakar nişanı,
Her mısran milletin tarih sayfası, anı.
Unutan olursa bir gün, hatırlat yeniden:
Anadolu Türk'ün vatanı kanla şehitle çizilen!

Ahmet ATAM
Next Post Previous Post
"