Trump'ın yeniden başkan seçilmesi: Ve Türkiye'yi bekleyen tehlikeler |
Türk Amerikan ilişkileri ikinci Trump döneminde nasıl şekillenir?
Sn Erdoğan'ın kutlama mesajında dostum diye hitap ettiği Donald Trump’ın ilk başkanlık dönemi boyunca Türk-Amerikan ilişkileri, çeşitli anlaşmazlıklar nedeniyle oldukça gergin bir süreçten geçti. Sn Erdoğan'a aptal olma diyen dostum Trump' un Türk halkına yaptıklarının balık hafızalılar unutmuş olabilir, hatırlatalım.
Suriye'deki PYD/YPG Politikası:
Trump yönetimi, Suriye'deki DAEŞ ile mücadelede YPG/PYD'yi (Türkiye'nin terör örgütü olarak gördüğü bir yapı) desteklemişti. ABD’nin bu gruplara sağladığı askeri ve lojistik destek, Türkiye tarafından ulusal güvenlik tehdidi olarak değerlendirildi ve ciddi tepki gördü. ABD’nin bu politikasının sürmesi, Türkiye’de Amerikan karşıtlığını artırdı.
FETÖ İadesi Meselesi:
Türkiye, 2016'daki darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Fethullah Gülen'in ABD'den iadesini talep etti. Ancak Trump yönetimi bu konuda somut bir adım atmadı. Bu durum, Türkiye’nin ABD’ye karşı güvensizliğini pekiştirdi.
S-400 Krizi:
Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması, ABD ile büyük bir krize neden oldu. Trump yönetimi, Türkiye’yi F-35 savaş uçağı programından çıkardı ve Türkiye’ye yaptırımlar uyguladı. Bu durum, iki ülke arasındaki savunma işbirliğini sekteye uğrattı.
1. Suriye ve PYD/YPG Politikası: Trump’ın Suriye’deki PYD/YPG’ye desteğini tamamen çekmesi beklenmese de, DAEŞ tehdidinin azalmasıyla bu desteği azaltabileceği düşünülebilir. Bu durumda Türkiye ile yeni bir müzakere alanı açılabilir.( İkinci bir açılım süreci durduk yerde başlamadı)
2. NATO ve Savunma İlişkileri: Trump’ın NATO konusundaki tutumu göz önünde bulundurulursa, ki, Nato ve ABD savunma hatlarını Yunanistan'a çekmiştir, Türkiye’ye olan askeri ve ekonomik desteğin azalabileceği veya Türkiye’nin NATO’daki rolünün yeniden değerlendirileceği düşünülebilir.
3. Ekonomik ve Ticari İlişkiler: Trump, ticarete önem veren bir lider olduğundan, Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda daha istekli davranabilir. Bu, iki ülke arasında yeni bir işbirliği alanı yaratabilir.
Rahip Andrew Brunson krizi:
Türkiye ve ABD arasında 2016’dan 2018’e kadar devam eden ciddi bir diplomatik gerginlikti. Brunson, İzmir’de bir kilisede papaz olarak görev yapıyordu ve 2016’daki darbe girişiminin ardından “casusluk” ve “terör örgütlerine yardım” suçlamalarıyla Türkiye’de tutuklandı. Türkiye, Brunson’ı PKK ve FETÖ ile bağlantılı olmakla suçladı. Bu tutuklama, özellikle ABD’de büyük bir tepkiyle karşılandı ve ABD yönetimi Brunson’ın serbest bırakılması için Türkiye’ye baskı yapmaya başladı.
ABD Başkanı Donald Trump ve Başkan Yardımcısı Mike Pence, Brunson’ın tutukluluğuna karşı açık bir şekilde tepki gösterdi ve Türkiye’ye yönelik yaptırımlar uygulamaya başladılar. 2018 yılında ABD, Türkiye’nin İçişleri ve Adalet bakanlarına yaptırım kararı aldı. Ayrıca Türkiye’den yapılan çelik ve alüminyum ithalatına yönelik vergileri artırarak ekonomik baskı uyguladı. Bu yaptırımlar, Türkiye ekonomisinde dalgalanmalara yol açtı ve Türk lirasının değer kaybetmesine neden oldu.
Trump' un başkan seçilmesi ile Türkiye'yi bekleyen tehlikeler
Trump'ın ikinci başkanlık döneminde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl şekilleneceği ise pek çok faktöre bağlı. Trump, bazı durumlarda Türkiye'yi övmüş ve Erdoğan ile iyi bir ilişki sürdürmeye çalışmıştır; dolayısıyla, kişisel düzeyde daha pragmatik bir yaklaşım benimseyebilir. Ancak Kongre'nin ve Amerikan kamuoyunun Türkiye'ye karşı olumsuz bir tavırda olduğu da bir gerçek. İkinci dönemde bu ilişkilerde şunlar öne çıkabilir:1. Suriye ve PYD/YPG Politikası: Trump’ın Suriye’deki PYD/YPG’ye desteğini tamamen çekmesi beklenmese de, DAEŞ tehdidinin azalmasıyla bu desteği azaltabileceği düşünülebilir. Bu durumda Türkiye ile yeni bir müzakere alanı açılabilir.( İkinci bir açılım süreci durduk yerde başlamadı)
2. NATO ve Savunma İlişkileri: Trump’ın NATO konusundaki tutumu göz önünde bulundurulursa, ki, Nato ve ABD savunma hatlarını Yunanistan'a çekmiştir, Türkiye’ye olan askeri ve ekonomik desteğin azalabileceği veya Türkiye’nin NATO’daki rolünün yeniden değerlendirileceği düşünülebilir.
3. Ekonomik ve Ticari İlişkiler: Trump, ticarete önem veren bir lider olduğundan, Türkiye ile ekonomik ilişkileri geliştirme konusunda daha istekli davranabilir. Bu, iki ülke arasında yeni bir işbirliği alanı yaratabilir.
4, Hamas'a desteğin maliyeti: Trump oldukça keskin bir İsrail taraftarlığı siyaseti gütmektedir, Kudüs'ün başken yapılmasında Trump 'un katkısı unutulmamalıdır, Hamas ve Hizbullah'a Türkiye'nin desteğinin faturasının Trump tarafından Suriye'de Türkiye'nin önüne konulacağı muhakkaktır.
Sonuç olarak, Trump'ın PYD ve Suriye ve İsrail konusundaki görüşlerinin değişmesi zordur, Erdoğan artık Hamas ve Gazze söyleminden vaz geçmek yada yumuşatmak zorunda kalacaktır, ilaveten önümüzdeki yıllarda Türkiye Kürt sorunu ile çok farklı bir mecrada mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Sonuç olarak, Trump'ın PYD ve Suriye ve İsrail konusundaki görüşlerinin değişmesi zordur, Erdoğan artık Hamas ve Gazze söyleminden vaz geçmek yada yumuşatmak zorunda kalacaktır, ilaveten önümüzdeki yıllarda Türkiye Kürt sorunu ile çok farklı bir mecrada mücadele etmek zorunda kalacaktır.
Ahmet ATAM
Yorum Gönder